08.07.2025 - 14:38 | Son Güncellenme:
DHA AA
İHA
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Kartalkaya’da 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otel yangını duruşmasının 2’nci gününde mahkeme duruşmaya ara verdi. Saat 22.00’de ara verilen duruşma yarın 09.00’da yeniden görülmeye başlayacak. Duruşmaya ara verilmesiyle sanık, tanık ve müştekiler ile avukatlar salondan ayrıldı.
Kartalkaya’da 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otel yangını duruşmasında otel sahibi Halit Ergül'ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal A.Ş.’nin Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ın savunması alındı. Aras’ın savunması öncesi salonda güvenlik önlemleri artırıldı. Polisler katılımcılar ile sanıklar arasında etten duvar örerken, jandarma personelleri sanık kürsüsünün etrafını sardı. Müşteki ve mağdur yakınları ile sanıklar arasında gerginlik ve sataşmalar olduğu görüldü.
Sesi ağlamaklı şekilde söze başlayan Emir Aras, “Öncelikle bu facia dolayısıyla çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum” dedi. Bu cümle üzerine salonda uğultu oluşurken, sözlü atışmalar yaşandı.
‘DAMAT OLMAMDAN DOLAYI HERKES BİR ŞEY DANIŞIR’
Daha sonra savunmasına devam eden Emir Aras, “Olanları düşünmediğim tek bir an bile yoktur. Olay gününe ilişkin hususları açıklamak için ilk önce şirketteki görevimi izah etmek istiyorum. Evlendikten sonra şirkette çalışmaya başladım. Otellerin bilgi işlemleri ve tanıtımlarını yapıp kurumsal satış için acenteleri geziyordum. Yarı zamanlı Bolu yarı zamanlı İstanbul’daydım. Resmiyetteki genel müdürlük vasfım 2015'te silah ruhsatı almak için verilmiş, verildikten 1 ay sonra silah ruhsatı başvurum olmuştur. Fiilen genel müdürlük yetkilerim yoktur. Benim görevim network, bilgisayar güvenliği, internet güvenlik duvarı, kamera sistemi, grup satış, grup fiyatları, menülerde ekleme-çıkarma, konaklama fiyatlarında aksiyon alma durumlarını yapıyordum. Genel zam yapacağımda da onay alırdım. Bunun dışında her şeyi kayınpederimin onayıyla yapardım. Onun dediği dışında bir şey yapmazdım. Otelde olduğum zamanda damat olmamdan dolayı bana herkes bir şey danışır. Bildiğim alanımda bir şeyse cevap verir, değilse kayınpederime sorardım. Ben otelde yarı zamanlı duruyordum. Tatil dönemlerinde uzun durduğum oluyordu” dedi.
‘
Emir Aras, denetim yapıldıktan sonra kendilerine bildirilen eksiklikleri kayınpederi Halit Ergül’e bildirdiğini ifade ederek, “16 Aralık 2024 günü kayınpederim bana Turizm Bakanlığı’ndan denetime geleceklerini, hazır bulunmamın iyi olacağını söyledi. Ben de Zeki beye ‘bana da haber verin’ dedim. Daha önce de kayınpederimin isteğiyle eşlik ettiğim olmuştu. Mehmet Salun ve Zeki bey ile birlikte denetçilerle oturduk. İstenen evrakı getirdiler. Eksik olan bazı evraklar getirilmedi. Odaları dolaşmak istediler. Duman dedektörü yangın dedektörü gibi her şeye tek tek baktılar. Kapalı kapı bırakmadılar. 12’nci kattan aşağıya müşterinin olmadığı tüm odalara teker teker bakıldı. Personel odalarına da baktılar. Her odada duman dedektörü, yangın merdiveni yangın tüplerine baktılar. Ben 7’nci kattan sonra ayrıldım. Denetim bitince beraber otururuz deyip yanlarından ayrıldık. Saat 15.00’a kadar inceleme yaptılar. Söyledikleri eksiklikleri kayınpederime Whatsapp’tan yazdım. Çamaşırhanede halının değişmesi, engelli odasının 2’nci kattan 3’ü kata taşınması gibi şeyler söylediler. Bunların hepsini kayınpederime gönderdim. Denetçiler, ‘bunlar yapıldığında fotoğrafları gönderin’ dediler. Saat 16.00 gibi ofisime geçtim. Oraya Mehmet Salun ve İdris geldi. Bana itfaiyenin raporu olduğunu, eksiklikler olduğunu söyledi. Ben de ilk kez itfaiye raporuyla karşılaştım. Daha önce hiç katılmamıştım. Eksiklikleri arkadaşlar anlattı. Duman dedektörünü restorana da istediklerini söyledi. Ben de hızlıca olabilecek eksiklerin yanına yapalım yazdım. Uzun sürecekleri de Kadir beye Whatsapp’tan attım. Ben arkadaşların tuttuğu müsveddeyi gördüm. Herhangi bir raporu görmedim. Kadir Özdemir’e ‘biz bunları 15 gün içinde nasıl tamamlayacağız’ dedim. O da bana denetimin yanlış yapıldığını, başvurunun geri çekilebileceğini söyledi. Mudurnu A.Ş. üzerinden başvurabileceğimizi söyledi. Geri çekelim mi dedi. Ben de sana döneceğim dedim. Durumu kayınpederime anlattım. O da itfaiye raporumuzun olduğunu, açılışta alındığını söyledi. Olmasa işyeri açılmazdı dedi. Ben de Kadir beye bizim raporumuz varmış deyince, o da var dedi. Öyleyse geri çekelim dedim. Daha sonra kim ne işlem yaptı bilmiyorum” dedi.
OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Olay gününü de anlatan Emir Aras şunları söyledi:
“720 numaralı odada eşimle kalıyordum. Kızım yan odadaydı. Saat 03.32 civarında, saati sonradan öğrendim, o an bilmiyordum. Eşim sesler geliyor dedi. O sıra telefonum çaldı. Titredim. Eşim dışarı bak dedi. Telefona cevap vermedim. O sıra eşime kızı al yangın var herhalde dedim. Telefonda İdris Erol, yangın var 4’üncü katta dedi. Ben de tamam deyip kapadım. Eşimin gelmesini beklerken tekrar telefonum çaldı. Arayan Nedim Türkmen'di ne oldu diye sordu. Yangın var hemen çıkın dedim. 1 dakika içinde eşim geldi. Ağzımızı burnumuzu kapatarak yangın var diye bağırarak koşarak aşağı indik. 6’ncı kata indik. Daha sonra 5’nci kattan dışarı çıktık. Eşimi ve kızımı bırakınca tekrar içeri girmek istedim ama duman ve kokudan yürüyemedim. Zeki beyi gördüm ve bağırdım alarm niye çalışmıyor diye o da ağlamaklı şekilde bilmiyorum dedi. Teknik ekipte hiçbir arkadaş Tahsin hariç kamera kurmayı bile bilmez. Ona da ben gösterdim. Yardım etme çabam yaptıklarımız, her şey kamera kayıtlarında görünecektir. 03.37 civarı dışardaydım. 03.38'de jandarmayı aramışım. Zeki bey yanında Şenol, kayak odasındaki arkadaşları gördüm. Onları görünce merdivenden kurtarma yapıldığını görünce ortak şirket elemanlarına koşun uzun merdivenleri alın dedim. Ben de aradım. Çatıya çıkmıştım, kayınvalidemi gördüm. Montuyla odanın içindeydi, onu gördüm iyi durumdaydı. Durumu acil değil diye ona gitmedim. O da bana iyiyim dedi. Ben çatıda kurtarma çalışmalarına yardım ettim. Jandarmayı aradığımızda ihbar geldiğini itfaiyenin yolda olduğunu söyledi. Biz bağırmaya başladık aşağı atlamayın diye. Üzücü bir olay oldu, biri atladı. Ambulans geldi. Ben de bu esnada sinir krizi geçirdim. Aşağıya indim. Diğer çatıya çıktım. 6’ncı katta baldızım vardı. Odada kimse olmadığını söylemişlerdi. Amacım kontrol etmek değil, diğer odalara ulaşmaya çalışmaktı. Kapıda yoğun duman vardı. Kapıyı açamadım. Dışarı çıkarken elimde de cam kesikleri oldu. Ben çatıda yardıma devam ettim. Orada yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Herkesle beraber aşağıya indik. Bu esnada bir kişi sinir krizi geçirdi. Yapacak hiçbir şeyin mi yoktu gibi şeyler söyledi. Bir başka kişi de 3 evladımı kaybettim diye bağırdı. Aşağıya indiğimde sinir krizleri geçirdim. Beni bir yere götürdüler. Sonra duramayıp dışarı çıktım. Yardım etmeye çalıştım. Ondan sonra itfaiyeler geldi. Ben bu sırada penceredeki herkese karşı odadan birini alabiliyor musunuz diye söyledim. İtfaiyeler geldi, orada vuku bulan durum çok fenaydı. Onlar da bir şey yapmaya çalışıyorlardı. Onlara bina yapısını anlatmaya çalıştım. Bu kattan geçerseniz odalara ulaşabilirsiniz dedim, otoparka ulaşırsınız dedim. O saatten sonra elimden gelen bir şey yoktu. Her gelen ekibe anlattım. Elimden bir şey gelir diye orada bekledim. Jandarma görevlisine kameraların nerede olduğunu biliyorum, erişebiliriz alalım dedim. Kamera kayıtlarını alalım derken onların alması için söyledim. Kamera kayıtları kolay bir yerdeydi ve onlar kurtarılabildi. Güvenlik diye tabir ettiğimiz arkadaşın odasında da eski kamera kayıtları durmaktaydı. Onlar eski analog sistemdi, her bir kameradan anten gibi kabloyla çekiliydi. Taşımak kolay olmadığından orada duruyorlardı. Jandarma kriminalden bir kişiyle içeri girip kamera kayıtlarının yerini gösterdim ama almadılar oradan çıktık. Üst kattaki kameraları kurtaramadık.”
‘VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM’
Vicdan azabı çektiğini belirten Emir Aras, “Üzerime atfedilen, bilerek isteyerek olası kastla öldürme suçunu kabul etmiyorum. Aklımın ucundan geçse, ne çocuğumu orada kaldırırım ne kendim kalırım, ne de birinin kalmasını kabul ederim. Ben otelde sürekli durmuyorum. HTS kayıtlarına bakılırsa, ben sömestire kadar otelin yarı zamanında otelde değildim. Birini suçlamak için söylemiyorum. Herkesin üzüldüğüne, kimsenin bunun olmamasını istediğine inanıyorum. Herkes benim görevim değil ben sorumlu değilim diyor. Ben kendi yaptığım işi detaylıca anlatabilirim. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksiklikleri bana Cemal ve İdris bildirirdi. Ben size her şeyi anlatacağım, vicdan azabı çekiyorum. O an ifade verirken bazı şeyleri hatırlayamadım. Cemal’le İdris yanıma geldi. Arkadaşlar benden talimat aldıklarını söylüyorlar. Aşçıya bile sorsanız belki yemeği yaparken Emir beye soruyoruz diyecekler. Peki ben otelde yarı zamanlı bile durmazken kimden talimat alıp işlemleri yapıyorlardı? Beni Kadir bey tanıtırken, genel koordinatörümüz veya Halit beyin damadı olarak tanıştırırdı. Genel müdür kartvizitim bile olmadı. Yetkisiz bir yetkiliydim.
Bildiğim konuların hepsinde bildiğimde cevap verip ilgileniyordum. Cemal’le İdris bana eksiği bildirdiklerinde kimseden talimat almalarına gerek yoktur. Bir tadilat yenisi ile aynı fiyata geliyorsa o zaman soruyorlardı. Ben arkadaşlara sizi arayacağım diyorsam hepsi bilir ki arayıp Halit beye soracağım ama vasfımdan dolayı arkadaşlara ben bir sorayım demedim. Ama hepsi sorduğumu bilirdi. Ben yapılabilecek şeyleri yapın dedim. Yapılamayacakları da sordum. Bana denetimin yanlışlıkla alındığı, bizim raporumuz olduğu söylendi. Bolu’da hiçbir kamu kuruluşunu bilmem, kimseyi tanımam. Raporda bu değişikliklerin hiçbirine Zeki bey, Kadir bey, Ahmet bey de kendi başına karar veremezdi kayınpederime sormadan. Çünkü yapısal değişiklik gerektiriyordu. Kendi başına yapamazdı. Otele bir sürü şey alınıyor. Bana sormazlardı bile. Bana sordukları, bu içkiyi almayın tüketince menüden çıkartacağız. Ya da yeni bir ürün için araştırma yapalım fiyat alalım derdim. Telefonda kayınpederimle konuşurken turizm denetiminden haberi vardı. Bana eksik bildirildi mi diye sordu. Ben de eksiklikleri attığımı söyledim. Ben burada yanılgıya düştüm. Tek başıma karar veremeyeceğim bir konu. Bu işlemleri de daha önce yapmadım daha önce hiç şahit olmadım. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksikliklerin maliyetli yapmayalım demedim. Hızla yapılacakları yapalım dedim. Kağıda yazdım. Ben çekilip çekilmeyeceğini bilmiyordum bile. Kadir bey çekilebileceğini söyledi. Kayınpederime sordum. Önce White Fox Kafe ile ilgili İbrahim Akpolat ile konuştuk. O işi yapmak istediğini, bilmediğini söyledi. İbrahim Akpolat bana birkaç yıl para alma tutarsa yenileriz dedi. Ben istemiyordum ama kayınpederime söyledim. Kayınpederim de kiracı boşalttı, bize de faydası yok. Kullanabilir dedi. Kadir beye İbrahimler alacak ne yapılması gerekiyorsa yapın dedim” dedi.
‘AHMET DEMİR’İN BİRİLERİNİ ARAYIP ARAMADIĞINI BİLMİYORUM’
Mahkeme başkanı, Aras’a itfaiye eri İrfan Acar’ın otel ile ilgili belirlediği eksiklikleri diğer otelin müdürü Ahmet Demir’in bilip bilmediğini sordu. Aras, “Ahmet Demir ile bu konuları konuşmadım. Birilerini aradığını bilmiyorum” diye cevap verdi.
‘HÜSEYİN ÖZER, GRAND KARTAL’IN ELEKTRİK ŞEFİDİR’
Grand Kartal’dan sorumlu olan elektrikçi Hüseyin Özer'di. Tahsin Pekcan Grand Kartal’da görevli değildi. Bir kere kayak girişine demirden kaynakla oturak yaptı. Bir kere de kameraların IP'lerini switchlere taktı. Gazelle’den bildiğim üzerine yangın panelini teknik bilir. Diğerlerine öğretir. Benden önce yapılmış bir yangın sisteminin illaki görevlendirmesi bileni vardır diye ilgilenmedim. Sorulmadan söylemek istediğim şeyler var. Eleman konusunu her alımda bana sormazlar. Yeni bir departman mı kuruluyor, 10 kişi çalışıyor da eleman mı lazım olur, söylerlerse ben de kayınpederime sorarım. Bu zamana kadar 2 arkadaşımı resepsiyon için önerdim. Onlarla görüşme yapıp onayladım. Bütün çalışanları çağıralım. Kaçıyla mülakat yapmışım. Üst seviyede çalışanlar uzun yıllardır çalışıyor. Yoksa her birim kendi elemanını kendi alıyor. Herkes yetkiden bahsediyor. Grand Kartal Otel’de departman toplantısına ben katılmadım. Gazelle’de de Ahmet Demir yapardı. 5-6 yıl önce 1 kez katıldım. Otelde resmi kıyafetle dolaşmazdım. Her çalışana sorun beni hiç genel müdür diye tanıtmışlar mı? Hüseyin Özer, Grand Kartal'ın elektrik şefidir” dedi.
‘KIZLAR HİÇBİR ŞEKİLDE OTELDEKİ İŞLERE KARIŞMAZDI’
Kayınvalidesi, eşi ve baldızının yönetim kurulunda olmalarına rağmen şirketin işlerine karışmadığını söyleyen Emir Aras, “Kızlar hiçbir şekilde oteldeki işlere karışmazdı. Tatillerde bazen gelir giderlerdi. Şirket işlerine karışmazlardı. Kayınvalidem de şirket işlerine karışmazdı. Ben hayatım boyunca İSG’ci 1 kez falan gördüm. Bir kez de Kartalkaya'da gördüm. Genel olarak ne zaman yangın tatbikatı yapıldı, bilmiyorum. Yangın ekibi kuruldu mu bilmiyorum. Akşam 22.30’dan sonra mutfak kapalı olurdu. Aşçıbaşı Reşat orası ile ilgilenirdi. Şirkette İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanı vardı. Otelde olup olmadığını bilmiyorum. Grand Kartal’da yangın alarm sistemi, duman dedektörü vardı. Sprinkler yoktu. Yangın alarm sisteminin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Otel resepsiyonuna yangın sistemi eğitimi verildi mi bilmiyorum. LPG borusunda bildiğim bir değişiklik yapılmamıştır. İSG uzmanlarını tanımıyorum” diye konuştu.
Bolu’da Grand Kartal Otel yangınında kızı Lalin ve eşi Ceren’i kaybeden Rıfat Doğan, duruşma salonu dışında yaptığı açıklamada, sanıkların, avukatlar tarafından hazırlanmış halde kendilerine verilen ifadeleri okuduğunu ifade ederek, "Sanıklar, avukatların hazırlamış olduğu A4'te, yazıcıdan çıkma ifadelerini okuyarak ifade veriyorlar. Ama tabii ki müşteki avukatların soruları karşısında afallıyorlar ve bilmiyorlar ki gerçeklerin gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Biz adalete güveniyoruz. Yargıya güveniyoruz. Herkesin hak ettiği cezayı alacağına inanıyoruz. Duruşmada kimse suçu kabullenmiyor. Burada tek suçlu zannediyorum ölen 78 tane can. Tek suçlu biziz. Orada olup öldüğümüz için. Kimse suçu üstüne almıyor zaten" dedi.
Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında, tutuksuz sanık İSG uzmanı Kübra D., savunmasında, "2014-2020 yılları arasında Gazelle Otelde İSG uzmanlığı yaptım. Pandemi sürecinde oteller kapanınca sözleşmemi feshettim. Ben Grand Kartal'da 1 kez bulundum. Grand Kartal'da İSG uzmanı olarak görev yapmadım. Denetimde bulunmadım. Gazelle Otel personeline eğitim verdim. Ama hangi personel Grand Kartal'a çıktı, gitti bilmiyorum. Eski ifademde Grand Kartal Risk Değerlendirme Kurulu'nda görev yaptım dediğimde Gazelle'yi kastetmiştim. Ben Grand Kartal'da hiç görev yapmadım. Sigortam oradan hiç ödenmedi. Eğitimleri Gazelle Otel'de veriyordum. Kendi geçmiş çalışmalarımı da incelediğimde Grand Kartal hiçbir yerde yok" dedi. Kübra D.'nin savunmasının ardından duruşmaya bir süre ihtiyaç arası verildi.
Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında, otelin gaz sistemini kontrol edip bakımını yapan tutuksuz sanık Doğan A.'nın savunması alındı.
Doğan A., "Yangın olan otelde 2018-2021 yılları arasında periyodik bakım hizmeti verdim. Otelde LPG sistemi 2004 yılında kurulmuş. 2014 yılında ben onu kuran firmada çalışmaya başladım. 2018'de Grand Kartal'a hizmet vermeye başladım. 2021 yılında da işi bıraktım. Bir daha da gitmedim. Projeyi falan bilmiyorum. Bizden bu iş alınıyorsa proje olmak zorundadır. Bağlantı boruları falan ben çalışırken vardı. Bilirkişi ölçme yapmadığı için şu an tespitini yapmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Bağlantı boruları, uzmanlık gerektirmeyen şekilde değiştirilebilir. Otellerde zaten yeteri kadar teknik personel var. Gaz alarm cihazı yangınla alakalı değil gazla alakalıdır. Gaz kokusu olursa kaçak durumunda gaz akışını keser. Benim kontrol ettiğim zamanlarda yangın olan yerde 2 tane vana vardı. Cihazların kontrolü oradan sağlanabiliyordu. Dışarıda da komple gazı kesecek vanalar vardı. Suçlamaları reddediyorum" dedi. Yangın sırasında gaz kesici cihazın neden çalışmadığı sorulan sanık Doğan A., "Cihaz vardı, çalışıyordu. Yangında çalışmaması gaz kokusu almamasındandır. Gazın ocakta yanması ile dışarıda yanması arasında sistem açısından hiçbir fark yok" diye cevabını verdi. (AA)
Otel yangının davası 2'nci gününde devam ederken, mağdur ve sanık yakınları davanın görüldüğü okulun çevresinde kapatılan sokakta bekleyişlerini sürdürüyor. Aileler, okul çevresinde belediyenin kurduğu gölgeliklerin altında sandalyelerde oturuyor. Polis ekipleri girişlerde önlemlerini sürdürürken, belediyenin hizmet aracından da yiyecek ve içecek ikramı yapılıyor. Başka illerden gelenler otellerde konaklarken; sanık ve mağdur yakınları ile duruşmayı takip eden diğer vatandaşlar, sabah saatlerinde duruşmanın yapıldığı alana geliyor.
'İNŞALLAH ADALET DOĞRU ŞEKİLDE YERİNİ BULUR'
Eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü, tutuklu sanık Mehmet Özel'in kızı Elif Özel (26), "Bizim için yıpratıcı bir süreç. Bu kadar acısı olan ailelerin karşı tarafında yargılanmak bizim için çok zor. Biz de bu acıyı onlar kadar yaşamasak da onların yanında destek olmaya çalışıyoruz. Bir yandan tabii ki babamın yanındayız. Buradayız, biz de aynı şekilde üzgünüz. İnşallah adalet doğru şekilde yerini bulur, biz de bekliyoruz. Hayata devam etmeye çalışıyoruz. Buradaki insanları görüyoruz, üzgün olduğunu görüyoruz. Acılarına bir nebze şahit olabiliyoruz. Bu bizim için üzücü, yıpratıcı. Bir yandan babamızı çok özlüyoruz, onu görmek istiyoruz ama bu süreçlerde zorlanıyoruz. Öyle arada kalmışlık, bizim için zor. Hayata devam etmeye çalışıyoruz. Bir yandan da hep aklımız buralarda, günümüz böyle geçiyor. İnşallah adalet yerini bulur. Acısı olan insanların acısı dinmeyecektir, kayıplar yerine gelmeyecektir ama umarım içlerine bir damla su serpilir" diye konuştu.
'YÜZLEŞMEK İSTEMİYORUZ'
Yangında yeğeni Eren Bağcı'yı kaybeden Özgül Eryaman (60), "Eren'imizi maalesef Bolu'da kaybettik. Ankara'dan geldik. Bugün içeri girebilirdik ama o atmosferi görmeye tahammülümüz yok. Yüzleşmek istemiyoruz. Sabah hemen buraya geliyoruz. Duruşma bitinceye kadar 11-12'ye kadar buradayız. Bütün gün buradayız. 78 canımız için, bir daha olmasın diye. Otelde kalıyoruz, sabah sadece geliyoruz, akşam yatmaya gidiyoruz. Burada Bolu Belediyesi, çevredeki esnaf, bize yardımcı oldu. İhtiyaçlarımızı böyle karşılıyoruz. Bir eksik yok, memnunuz. Sadece Bolu halkından daha doluluk bekliyorduk, bize daha çok destek vermelerini bekliyorduk. Çevre illerden bütün tanıdıklarımız geldi ama hafta içi olduğu için herkes çalışıyor. Bolu halkının destek olmasını isterdik" dedi. (DHA)
Otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer, yiyecek ve içecek bölümünün tedariği konusunda görevli olduğunu, gelen faturaları işlediğini söyledi.
İtfaiyeden denetime geldiklerinde muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir'in talimatıyla itfaiye eri tutuksuz sanık İrfan Acar'a refakat ettiğini anlatan Özer, "Acar, koridorların mevzuata uygun olmadığını, davlumbazda sensör ve acil çıkış kapısı bulunmadığını, acil çıkış yönlendirmelerinin ışıklarının yanmadığını söyledi." diye konuştu.
Özer, Acar'ın hazırladığı formun rapor haline geleceğini ve "Bizim müdürler sizin müdürlerle konuşacak" dediğini aktararak, "Aldığım notları şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'a götürdük, eksiklikleri anlattık. Emir bey baktı, inceledi ve 'Tamam ben Kadir Özdemir'le görüşürüm.' dedi. Hatta biz odadan çıkarken 'Başımıza iş çıkarttınız.' diye kızdı. O gün aynı zamanda bakanlığın müfettişlerinin de denetimi olduğu için yangın denetimine ben refakat ettim. Daha sonra muhasebe işlerime devam ettim, sonraki süreçten bilgim yok." ifadelerini kullandı.
Yangında 10'uncu katta olduğunu belirten Özer, "Koku ve seslere uyandım, yanımda muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun vardı, onu uyandırdım. Kapıyı açtık fakat dumandan çıkamadık. Camdan itfaiye ekiplerince kurtarıldım. Yangın esnasında alarm duyulmadı. Yangın eğitim verilmedi, tatbikatı yapılmadı." dedi.
Bu arada mahkeme başkanı, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Özer'e, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ek savunma hakkı verdi. (AA)
Eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü tutuklu sanık Mehmet Özel'in savunmasının alınmasıyla başladı.
Savunmasına, vefat edenlere Allah'tan rahmet dileyerek başlayan ve 2010-2016 arası görevi yaptığını belirten Özel, "Ruhsat verildiği 2007'de görevde değildim. 2016'dan sonra ruhsat ve denetim sorumluluğum bulunmamaktadır. Otelin bulunduğu bölge turizm alanıdır. Otel, 2002'de işletme belgesini alarak faaliyete geçmiştir. 2007'de iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiştir. İl Özel İdarenin denetim yetkisi bulunmamaktadır, yönetmelikte yangınla ilgili denetim yapılacağına dair hüküm yoktur. Uygun İtfaiye raporu alındıysa iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilir. Turizm işletme belgeli tesisler, sadece bakanlık tarafından denetlenir." diye konuştu.
Tahliyesini ve beraatini isteyen Özel, müşteki avukatının otelde denetleme yapılıp yapılmadığı sorusuna, "Burayı Kültür ve Turizm Bakanlığı denetler. Turizm alanı dışındaki tesislere denetim yapılırken buraya da yetki aşımı olarak bakılmıştır. Oteldeki müstecirler var, onları denetlemek için gidilmiştir. Yetkinliklerine göre yapılan denetimlerdir bunlar." yanıtını verdi. (AA)
Şirketin muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir de savunmasında vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek, olaydan dolayı üzgün olduğunu söyledi.
Özdemir, Gazelle Otel'in muhasebe müdürü olduğunu, sezonda 2-3 gün Grand Kartal Otel'e çıktığını, oradaki işleyişin otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ın ilerlettiğini savundu.
Sezon başında otelin altındaki kafenin kiraya verildiğini duyduğunu, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilisi tutuksuz sanık İsmail Karagöz'ün kendisini arayarak itfaiye raporu alınması gerektiğini söylediğini aktaran Özdemir, şöyle devam etti:
"Bolu Belediyesine giderek müracaat ettim. Kafenin ismi yabancı diye otelin ismini verdim. Kontrol sonrası Emir bey beni aradı, 'Bu eksiklikleri yapamayız, zaten iş yeri açma ve çalışma ruhsatımız var. Belge otelle ilgili değil kafeyle ilgili.' dedi. Belediyeye başvurarak iptal dilekçesi verdim. Dilekçeyi Emir bey vermemizi söyledi. Tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir'i aradım ve Emir beyin belgenin iptal edilmesini istediğini söyledim. Sonra Ahmet bey beni aradı, belgenin iptal edileceğini, tekrar kontrol edileceğini söyledi. Daha sonra Bolu Belediyesine giderek tekrar müracaat yaptım, kafeyi kontrol etmişler."
Özdemir, mahkeme başkanının yangın eğitimi ve tatbikatla ilgili sorusuna, "Yangın eğitimi verilmedi, tatbikat yapıldığını bilmiyorum, tahminen yapılmamıştır." cevabını verdi.
Müşteki avukatının, "Yangından sonra şirket hesabından para gönderilmiş, hesaplar boşaltılmış, araç satışları yapılmış, bilginiz var mı?" sorusuna karşı Özdemir, bilgisinin olmadığını iddia etti.
Özdemir, bir müşteki avukatının, "Savcılıktaki ifadenizde Cemal Özer'in sizi aradığını ve Emir Aras'ın tespit edilen eksiklikleri yaptıramayacağını, belgenin iptal edilmesini istediğini söylediğine dair ifadeniz var. Cemal Özer sizi aradı mı?" sorusunu, "Savcılıkta yazım hatası ya da yanlışlığı olabilir. Ben Cemal Özer'le görüşmedim. Şu anki ifadelerim geçerlidir." şeklinde cevapladı.
Sanığın çapraz sorgusuna duruşmaya verilen aranın ardından devam edilecek.
Öte yandan, duruşmaya ara verildiği esnada bazı müştekiler sanıklara tepki gösterdi. (AA)
Duruşmada Grand Kartal Otel muhasebe çalışanı tutuklu sanık Cemal Özer'in savunması alındı. Özer, savunmasında, "Emir Aras, 'itfaiye bugün denetime gelecek refakat edin' dedi. Denetime geldiler, öğle yemeğinden sonra 6'ncı kata çıktık. İtfaiye eri metreyle koridoru ölçtü. Restoran, spa ve 5'inci kata çıktık. Yangın denetlemesi yaptı. Elindeki formu doldurup, rapor haline getirdikten sonra 'bizim müdürler, sizin müdürlerle görüşecek' dediler. Ben de imza attım. Ben de Emir Aras'a gittim konuyu anlatmak için. Orada Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir'i gördük. Emir beye tüm eksiklikleri tek tek anlattık. Emir bey inceledi ve 'ben Kemal Özdemir ile görüşürüm' dedi. 'Benim başıma iş açtınız' diye bize de kızdı Emir Aras. Koridorlar mevzuata uygun değildi. 'Restorandaki davlumbazda sensör yok, spada acil çıkış yok' dediler. Resepsiyonda hazır olan formu doldurdu itfaiye eri İrfan Acar. Elimde eksikleri bilgisayarda temize çekip, Emir Aras'a gösterdim. Denetlemenin olduğu gün Ahmet Demir de Grand Kartal Otel'deydi ve o gün Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın denetlemesi de vardı. Tüm müdür ve müdür yardımcıları oteldeydi” dedi.
Yangın sırasında 10'uncu katta Mehmet Salun ile birlikte olduğunu belirten Özer, “Kokuya uyandım ve odadan çıkınca dumandan ilerleyemedim. Odada 1 saat kafamızı pencereden çıkardım. İtfaiye sepeti ile yangından kurtarıldım. Alarm çalmadı. Daha öncesinde yangın tatbikatı yapılmadı" ifadelerini kullandı. (DHA)
Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'deki yangında hayatını kaybeden Alp Mercan'ın ablası Avukat Nihan Ece Mercan Hasarpa, açıklamalarda bulundu. Grand Kartal Otel'in Genel Müdürü aynı zamanda da otel sahibi Halit Ergül'ün damadı olan Emir Aras'ın duruşma boyunca uyuduğunu ifade eden Avukat Hasarpa, "Alp Mercan'ın ablasıyım. Yangında kardeşim ve en yakın arkadaşı Yiğit Gencebay, kurtuldukları halde sırf insanları kurtarmak için tekrar içeri girdiler ve biz onlardan kalanlara ancak 10'uncu katta ulaştık. Davaya avukatı olarak katılıyorum ben, her ikisinin de. Bundan büyük bir onur duyuyorum. Bir avukat olarak aslında oldukça gergin bir ortam içerisi. Oldukça duygusal bir ortam. Herkes oldukça usulüne uygun davranmaya çalışıyor. Aile birliği için oldukça zor. Çünkü karşımızda uyuyan bir Emir Aras var. Otel yöneticisi var. Şirketin aynı zamanda damadı var. Duruşma boyunca uyuyor. Gerçekten insanların sinirlerini hoplatan bir durum oluyor" dedi.
'OTEL SAHİPLERİNİN DİNLENMESİNİ BEKLİYORUZ'
Avukat Hasarpa, otel sahiplerinin dinlenmesini beklendiğini söyleyerek, "Duruşmada bolca eksiklikler de var ama biz şu anda aslında olaya odaklandık ve bir şekilde çözüm almaya çalışıyoruz. Adalet sürecinin vaktinde ve makul süre içerisinde tamamlanmasını bekliyoruz. Bağımsız bir şekilde işlemesini istiyoruz ama bununla birlikte bu gece de 1'e kadar süreceğini düşünüyorum. Bugün asıl birazcık zor olacak. Çünkü ailenin dinlenmesini bugün için bekliyoruz. Otel sahipleri ve yönetiminin dinlenmesi bugün gerçekleşecek beklentimiz bu yönde" diye konuştu.
İlk günü saat 00.08'de sona eren duruşmanın görülmesine bu sabah 09.15'te yeniden başladı. Hayatını kaybeden 78 kişinin aileleri ve oteldeki yangından sağ kurtulanlar ile çok sayıda vatandaş, duruşmanın görüldüğü salona ikinci günde de akın etti. Davaya katılacak olanlar, polis kontrol noktasından geçirildikten sonra alana alındı.
Dava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden alt yapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Duruşma öncesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, Türkiye'nin merakla beklediği davanın ilk duruşması dün başladı. Duruşmanın ilk gününde; Gazelle Otel Resort Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir, uygunluk değerlendirme şirketi olan FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi'nin çalışanı tutuksuz sanık Aleyna B., aynı şirketin yetkilisi tutuksuz sanık Ali A., teknik personeller tutuksuz sanık Bayram Ü., tutuklu Tahsin Pekcan, tutuklu Hüseyin Özer ile Bolu İl Özer İdaresi Genel Sekreteri tutuklu Sırrı Köstereli, Genel Sekreter Yardımcısı tutuklu Bünyamin Bal ve İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü tutuklu Yeliz Erdoğan, savunma yaptı.
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78'er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.