23.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Malatya'da Zirve Yayınevi çalışanları Necati Aydın, Tilmann Geske ve Uğur Yüksel'in, misyoner faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle katledilmelerine ilişkin davanın ilk duruşması bugün yapılacak. Ancak duruşma öncesi, 7 sanıklı dava dosyasında büyük eksiklikler ve iddianameye yansımayan çarpıcı bilgiler yer alıyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) iki özel raportörünün de olayla ilgili olarak bilgi aldığı öğrenildi. Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Cuma Özdemir ve Salih Gürler'in müebbet hapis istemiyle yargılanacakları davanın ilk duruşması öncesi, mağdur yakınları ve avukatların dosyada saptadığı bazı soru işaretleri ve eksikler şunlar: Olaydan bir süre önce Altın Kayısı Oteli'nde düzenlenen, öldürülenlerle sanıkların da katıldığı toplantıda, oteldeki 4 kameradan sadece 2'sinin çalıştığı anlaşıldı. Sanıklar olaydan önce Enesler Av Malzemeleri'nden 3 silah aldıklarını söyledi. Ancak satıcı tek silah sattığını anlattı. Satıcı, dükkânındaki güvenlik kamerasının silahı sattığı 16 Nisan'da tadilat nedeniyle çalışmadığını belirtti. Olaydan sonra kaçmak isterken balkondan düşerek yaralanan Günaydın'ın hastanedeki odasındaki kamera kayıtlarından bazıları silindi, bazıları da 'ses yok' gerekçesiyle imha edildi. Günaydın'la bağlantılı olan ve olaydan önce Adıyaman'da Kalaşnikofla yakalanan Varol Bülent Aral, yine Günaydın'la bağlantılı İl Genel Meclisi üyesi MHP'li Ruhi Polat, Mersin'den hem Hrant Dink hem de Malatya cinayetlerini işlettirenleri bildiğini söyleyen M.D. gibi isimler yeterince soruşturulmadı. Varol Bülent Aral, Kalaşnikof'la yakalanmasına rağmen, mahkemece serbest bırakıldı. Aral ancak itiraz üzerine tutuklanabildi. Dink cinayetiyle ilgili bilgisi bulunduğunu, Günaydın'ı Malatya katliamına azmettirenleri bildiğini vurgulayan, geçmişte ülkücü olduğunu ifade eden M.D., güvenliğinin sağlanmasını istedi. D.'nin Dink bağlantısı konusunda savcılık İstanbul'dan bilgi istemedi. Kameralar çalışmamış Katliamdan önce bıraktıkları mektuplarda 'vatan sağ olsun', 'vatan için, bayrağımız için yaptık', 'Türk oğlu Türküz' gibi ifadeler kullanan sanıkların eylemi, Türkiye'yi BM nezdinde bile güç duruma düşürdü. BM İnsan Hakları Konseyi Din ve Vicdan Özgürlüğü Özel Raportörü Asma Jahangir ile Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü Ambeyi Ligabo'nun, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla kendilerine 27 Haziran'a kadar bilgi verilmesi için Adalet Bakanlığı'na yazı gönderdikleri öğrenildi. Bilgiler BM'ye gönderildi. Bilgi istediler