Gündem ‘Marmara, depremin etkisini azaltacak’

‘Marmara, depremin etkisini azaltacak’

06.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Periyodik olarak 250 yılda bir büyük depremler olduğunu ifade eden Prof. Dr. İbrahim Sürmelihindi, “Deprem olduğunda, Marmara Denizi deprem enerjisinin birazını yutacak” dedi

‘Marmara, depremin  etkisini azaltacak’

Almanya’daki bilimsel çalışmalarının ardından Türkiye’ye dönerek Gaziantep’e yerleşen Prof. Dr. İbrahim Sürmelihindi, ABAG (Avcılar Belediyesi Afet Gönüllüleri) projesi eğitim toplantıları kapsamında İstanbul’a geldi. Sürmelihindi, Türkiye’nin yüzde 98’inin deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu, nüfusun yüzde 71’inin de 1’inci derece deprem bölgelerinde yaşadığını anlattı.

Haberin Devamı

‘3 avantajımız var’

Sürmelihindi, olası bir depremde zayiatı en aza indirmek için çalıştıklarını kaydederek şöyle dedi:

Dünyanın birçok yerinde depremin nereden, ne zaman geleceği, nerede olacağı bilinmiyor. Ama biz Kuzey Anadolu Fay hattında depremin geleceğini biliyoruz. Bu bizim avantajımız. Diğer avantajımız Kuzey Anadolu Fay hattındaki levhaların yanal olması. Irak’ın Süleymaniye kentindeki gibi iki levha çarpışmıyor, çok büyük bir bölgeyi sallamıyor. Fayların yanal çarpışması ile depremin zararı çok geniş bir alana yayılmayacak. Üçüncü avantajımız da deprem merkezinin Marmara Denizi’nde olması. Deprem olduğu zaman, Marmara Denizi deprem enerjisinin birazını yutacak. Tsunami olacak, 3-4 metre. Önemli olan bu gerilimin boşalması.”

Haberin Devamı

‘% 40’ı kaçak bina’

Sürmelihindi, 122 kilometre uzunluğundaki fay hattının İstanbul’a 17 kilometre uzaklıkta mutlaka kırılacağını, geçmişe bakıldığında periyodik olarak ortalama 250 yıllık periyotlarla büyük depremler olduğunu söyledi. Sürmelihindi, 1506’daki büyük İstanbul depremini 1766’daki depremin izlediğini, bu hesaplamalara göre yeni yer sarsıntısı tarihinin 250 yıl sonra 5-10 yıllık bir kayma ile 2016’yı gösterdiğini ifade ederken, “Deprem istatistiklerine göre 100 ölümden 80’i yıkılan binalar nedeniyle oluyor. Yüzde 20’si de çıkan yangınlar ve panikten. İlk hareket noktamız binamızın sağlıklı olması. Türkiye’deki binaların yüzde 40’ı kaçak ve ruhsatsız” dedi.