02.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Atatürkün 2.5 yıl evli kaldığı Latife Hanımın günlükleri ve mektupları üzerindeki 25 yıllık yayın yasağının kalkmasıyla başlayan tartışmaya uzmanlar da katıldı. "Aşk mektuplarını açıklamam" diyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Latife Hanımın mektup ve günlüklerini içeren 2 çuvalın mühürlerinin söküldüğünü ve kendisinden başka belgelerin içeriğini bilenin olmadığını söyledi. Özel ifadeler taşıyan metinlerin açıklanması kararını Latife Hanımın mirasçılarının vereceğini söyleyen Halaçoğlu, "Atatürke gönderilen mektuplar bizde değil, muhtemelen Cumhurbaşkanlığında bulunuyor. Bizde sadece Latife Hanıma ait olduğu bilinen evraklar var" dedi. Ankara SBFden Medeni Hukuk Profesörü İbrahim Kaplan, İsviçre Medeni Kanunu şerhleri içinde "gizli, ortak, duygusal" olmak üzere 3 koruma alanının bulunduğunu vurguladı. Vücut dokunulmazlığı, cinsel yaşam, yakın arkadaşlarla ilişkiler gibi konuların bu alana girdiğini anlatan Kaplan, Türk Medeni Hukukunda da bu özgürlüklerin korunduğuna dikkat çekti. 3 koruma alanı var 25 Temmuz 1951 tarihli Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunun, Atatürkü tahkir ve kötülemeyi 3 yıl hapisle cezalandırdığını kaydeden Kaplan, şunları söyledi: "Mektupları kaleme alan, evlilik, tanışma ve boşanmaya kadar giden ilişkilere değiniyor olabilir. Mektuplarda, onların manevi kişiliklerini, şerefi, haysiyeti ve itibarı zedeleyebilecek ifadeler olabilir. Dolayısıyla bunları açıklayan, suça iştirak etmiş olur. Kanuna göre, mektuplar açıklandığı anda savcılar resmen soruşturma başlatmak zorundadır. Mektuplar kaybolsa dahi açıklanamaz." Soruşturma başlatılır HACETTEPE Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Derviş Kılıçkaya, Kaplanın aksine şu görüşü dile getirdi: "Latife Hanımın bir kadın olarak olaya yaklaşımı duygusaldır. Özel hayatı incelendiğinde, Atatürke yazdıklarının onun manevi şahsiyetini, itibarını, şerefini, şahsiyetini tahkir edecek nitelikte olmadığını düşünüyorum. Atatürkün özel hayatı ve Cumhuriyet dönemi hiçbir zaman karanlık olmadığı gibi Atatürk de hiçbir zaman utanılacak bir şey yapmadı. Bu nedenle belgelerin kamuoyuna açıklanmasında hiçbir sakınca görmüyorum." Ortada utanılacak bir şey yok 12 TEMMUZ 1975te cilt kanserinden vefat ettikten sonra Aralık 1976da kamu görevlileri huzurunda Latife Hanımın odasına girildi. Odada bulunan belgeler Türk Tarih Kurumuna teslim edildi. Aralarında, Atatürkün Latife Hanıma yazdığı etkileyici boşanma mektubunun da bulunduğu 2 büyük torbadaki evrak için Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, 1980de, "25 yıl gizli tutulacaktır" kararına vardı. Karara, Latife Hanımın akrabalarının avukatı tarafından, kişiye özel belgelerin yayımlanmaması koşulu da koyduruldu. 25 yıldır saklanan belgeler arasında Latife Hanımın eski harfli 178 sayfalık anı defteri, Atatürkten Latife Hanıma 4 mektup, 3 telgraf, Latife Hanımdan Atatürke 20 mektup ve 2 telgraf da var. Atanın boşanma mektubu