21.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak’ın da aralarında bulunduğu 18 polis hakkında, “askeri ve siyasi casusluk”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üyesi olmak” ve “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek” gibi suçlardan açılan davanın ek klasörlerinde, emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in nasıl ve neden dinlenmiş olabileceğine ilişkin ayrıntılar ilk kez günyüzüne çıktı.
Altıparmak başkanlığındaki İstihbarat Daire Başkanlığı, 2007’de kurulan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) içinde faaliyet gösterdiği ve DTK toplantılarına katıldığı iddia edilen, Hoca (K) tarafından kullanıldığı değerlendirilen IMEI numarasının dinlenmesi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. 7 Mart 2011 tarihli iletişime müdahale talebinde, IMEI numarası sahibinin Hoca (K) olduğu belirtilirken, parantez içinde ise (Örgüt içerisinde kullanıldığı bilinen, ancak isim tespiti yapılamayan) ifadelerine yer verildi. Hoca (K)’nın isim tespiti yapılamadığı belirtilmesine karşın, ilk kez dinlenmesini gerektiren ihtiyaç ve gerekçeler yazılı belgede ise IMEI numarasının, Öneş adına kayıtlı adreste kullanıldığı kaydedildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Selahattin Türkeli, 7 Mart 2011’de bu talebi kabul ederek, IMEI numarası yazılı telefonun 3 ay süre ile dinlenmesine karar verdi. Dinleme 3’er aylık uzatma kararlarıyla 18 ay devam etti. İlk dinleme kararlarındaki “Hoca (K) ifadeleri, daha sonraki kararlarda ise açık açık Cevat Öneş olarak belirtildi. Öneş’in kayıt altına alınan konuşmaları, 12 Eylül 2012 günü saat 17.30’da bir imha tutanağı ile birlikte imha edildi.
“Paralel devlet” iddialarıyla İstihbarat Daire Başkanlığı’nda yapılan inceleme sırasında, Öneş’in telefonlarının da dinlendiği açığa çıktı. Ancak İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişleri tarafından hazırlanan rapor uyarınca, mahkeme kararları, iletişime müdahale talepleri ve bilgi notları doğrultusunda Öneş’in dinlenmesi gerektiği ve bu tedbirin uygulanmasında zorunluluk bulunduğuna dair yeterli bir gerekçenin ve istihbari bilgilerin bulunduğu iletişime müdahale talebinin gerçekçi bir sebebe dayandığı belirtilerek, dinlemeyi yapan polisler hakkında soruşturma izni verilmedi.
Savcılık takipsizlik verdi
18 ay süreyle dinlendiğini öğrenen Öneş, 30 Mayıs 2014’te şikayetçi sıfatıyla verdiği ifadede yıllarca ülke menfaatine çalışmasına rağmen yasadışı bir örgüt üyesi olduğu iddiasıyla dinlenmesinin gurur kırıcı olduğunu, özel hayatı yasadışı izlendiği için mağduriyetinin gözönünde bulundurulmasını ve bu şekilde çözüm sürecine sekte vurmak isteyen unsurların belirlenerek, haklarında yasal işlem yapılmasını istedi.
Savcılık, Altıparmak ve İBD’de görevli 18 polis hakkında, Yonva Verdioğlu Şık, Hanefi Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı, TÜBİTAK ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli uzmanlar, MHP’li Mehmet Taytak ve Erkan Bülent Haberal, CHP’li Ali Kılıç’ı usulsüz dinlendikleri iddiasıyla dava açarken, emekli MİT’çi Öneş’in gerçekçi bir sebebe dayanarak dinlendiğine kanaat getirdi ve takipsizlik kararı verdi.