Mülteciler ve terör için sitem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’den Avrupa’ya sitemlerini dile getirdi. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Belçika Kralı Philippe ve eşi Kraliçe Mathilde tarafından resmi törenle karşılandı. Kraliyet Sarayı önünde gerçekleştirilen resmi törenin ardından Erdoğan ve Kral Philippe, Emine Erdoğan ve Kraliçe Mathilde ile birlikte nişan törenine katılmak üzere Kraliyet Sarayı’na geçti.

Erdoğan daha sonra Meçhul Asker Anıtı’nı ziyaret etti, hatıra defterini imzaladı. Federal Parlamento’yu ziyaret etti, burada onuruna verilen yemeğe katıldı.

İlişkiler derinleştirilmeli

Erdoğan’ı Avrupa Parlamentosu ziyaretinde AP Başkanı Martin Schulz, karşılarken, Türkçe “Hoşgeldiniz” diyerek selamladı. Erdoğan özel deftere, “Cumhurbaşkanı olarak Belçika’ya gerçekleştirdiğim bu ilk Devlet Ziyareti vesilesiyle AB’nin temel kurumlarından biri olan Avrupa Parlamentosu’nu ziyaret etmekten memnuniyet duyuyorum. Avrupa Parlamentosu’nun köklü ve çok boyutlu Türkiye-AB ilişkilerinin derinleştirilmesi, dostluk ve ortaklık bağlarımızın pekiştirilmesi bakımından önemli bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Bu bağlamda Türkiye ile AB arasında yakın ilişkiler tesis edilmesi için öz veriyle çaba gösteren tüm Avrupa Parlamentosu üyelerine şükranlarımı sunuyor, ilişkilerimizin daha da ileri taşınmasını temenni ediyorum” diye yazdı.

Erdoğan daha sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile bir araya gelerek ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, “AB ile diyalog ve istişarelerimizin derinleşmesini temenni ediyoruz. AB ile bu noktada aday ülke olarak ortak politikalar geliştirmek istiyoruz. Avrupa’nın kaderini ve geleceğinizi Türkiye’den ayrı düşünmek mümkün değil. AB ile müzakere sürecimizin suni siyasi engellerden arındırılarak tekrar canlandırılması gerektiğini belirttim. Özellikle AB ile vize serbestisi diyaloğumuzun geliştirilmesine önem veriyoruz. Bu konularda Sayın Tusk ile mutabıkız ve onun başkanlığına güveniyoruz” dedi. Görüşmede ağırlıklı olarak mülteci konusununun ele alındığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

3 önemli adım

“Türkiye olarak 4 yılı aşkın süredir Suriye ve Irak’tan kaçan mültecilere kapıları açtık, yüksek ilgi ve alaka gösteriyoruz. Bugün ülkemizde 2.5 milyona yakın göçmen var. Göçmenler için 7.8 milyar harcadık. Avrupa’da mülteci sayısı 250 bin civarında. Biz onları ölüme mahkûm etmedik. Şunu iftihar meselesi olarak söyleyeyim, Türkiye bu yükü tek başına omuzlamıştır.”

“Eğer mülteci sorununu engellemek istiyorsak üç önemli adım var. Birincisi eğit-donat’tır. İkincisi terörden arındırılmış bölge ilanıdır. Üçüncüsü de uçuşa yasak bölgenin ilanıdır. Bunlar bizim tespitlerimizdir. Bizim Suriye ile 911 km sınırımız var. Burada tehdit altında olan ülke biziz. AB üyesi ülkeler PKK terör örgütünü terör örgütü olarak ilan etmesine rağmen bunu pratikte böyle uygulamamaktadır. PYD de PKK gibi terör örgütüdür ve birlikte çalışmaktadırlar. Bu noktada iyi kötü terörist olamaz. DAİŞ de PKK da ve PYD de terör örgütüdür. Avrupalı dostlarımızın da gerekli hassasiyeti göstereceğini umuyorum.”

‘En kısa sürede geçiş hükümeti kurulmalı’

Erdoğan, Egmont Enstitüsü’nce Val Duchesse Şatosu’nda düzenlenen konferansa onur konuşmacısı olarak katıldı. Erdoğan, Suriye’ye barışın gelmesi veya istikrarın yeniden tesisinin, rejimin değişmesini sağlayacak kontrollü bir geçiş süreciyle mümkün olabileceğini belirterek, “Bu rejim, önce DAİŞ gibi vahşi ve barbar bir örgütle işbirliği yaparak terörün önünü açtı. Sonra da bununla mücadele etme sorumluluğunu uluslararası topluma yükledi. Pek çok ülke de sırf kendi işine geldiği için bu oyuna ortak oldu, eşlik etti. Suriye’de terör ve aşırıcılıkla mücadeleyi ancak tüm Suriyelileri kucaklayabilen, meşru bir hükümet verebilir. Bu hükümet değil. Çünkü bunlar, bir terör devletinin yöneticileridir” dedi.

AB kurumlarının başkanlarıyla yaptığı görüşmelerde herkesin gündeminde bu konunun olduğunu gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Bu nedenle en kısa sürede bir geçiş hükümeti kurulmalıdır. Bu geçiş hükümetinin halk tarafından kabul görmesi, meşruiyeti açısından çok önemlidir” diye konuştu.

Rusya endişesi