Gündem Namus cinayeti itibar artırıyor!

Namus cinayeti itibar artırıyor!

02.12.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Töre ve namus saikiyle cinayet işleyerek cezaevinde bulunan 110 fail üzerinde yapılan araştırmaya göre 89 fail, cinayetten sonra ailede itibarının arttığını söylüyor. Av. Gündoğan’ın görüştüğü suçluların 50’si de töre cinayetinden hapiste bulunanlara cezaevinde ayrıcalık tanındığını belirtiyor.

Namus cinayeti itibar artırıyor

Avukat Kadir Gündoğan, ‘Töre ve namus’ saikiyle işlenen cinayetlerin failleriyle cezaevinde görüştü. Türkiye’deki 12 ilde 22 ceza ve tevkif evinde yaptığı görüşmeleri ‘Aklı Olmayanın Aklı Töre’ adlı kitapta toplayan Gündoğan’ın çalışması, faillerin töre ve namus kavramlarına bakışlarını, cinayet nedeniyle pişman olup olmadıklarını ve suçluların sosyo kültürel durumlarını ortaya koydu. Araştırma kapsamında yüz yüze görüşülen 110 failden 94’ü erkek, 16’sı ise ‘namus’unu temizlemek için cinayet işleyen kadın. Görüşülen kişilerin büyük çoğunluğu cinayet işlemekten dolayı pişmanlık duymadığını belirtiyor. Kan davası nedeniyle suç işleyip cezaevinde bulunanların yüzde 78’i ‘Yine öldürürdüm’ derken, namus saikiyle cinayet işleyenlerin ise yüzde 57’si pişman olmadığını söylüyor. Görüşülen faillerin yüzde 81’i cinayetten sonra ailede itibarının arttığını, yüzde 46’sı da töre sebebiyle cezaevinde yatanlara ayrıcalık tanındığını kaydediyor. Faillerin yüzde 60’ı ‘töre cinayetini bir aile görevi’ olarak gördüklerini belirtirken, yüzde 73’ü de bu cinayetleri işlememeleri durumunda akraba ve çevrelerinden tepki toplayacaklarını düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ‘fiili taciz ve tecavüz varsa’ cinayet işlenmesi gerektiğini, yüzde 37’si ise ‘aldatma’nın cinayet nedeni olduğu görüşünde.

Haberin Devamı

Güldünya’nın suçu neydi?

Araştırma kapsamında cezaevinde görüşülen faillerden ikisi de töre cinayetlerinin sembol ismi Güldünya Tören’in ağabeyi ve kardeşiydi. Bitlis’te 2004 yılında akrabası tarafından tecavüze uğrayıp hamile kaldığı için aile kararıyla infaz edilen Güldünya’nın ağabeyi İrfan, asıl suçun kardeşine tecavüz eden kişide olduğunu belirtiyor. Ancak İrfan, bu kişinin neden yasal yollarla cezalandırılmadığı sorulduğunda ise şu cevabı veriyor; “Ama şikayet etsek zaten adam firarda, cezaevine düşse onu öldürmemiz imkansız olurdu. Yasaların verdiği cezalar yetersiz. Tecavüz edenin hapis değil, ölüm cezasıyla cezalandırılması gerekir. Toplum, eğer namusumuzu temizlemezsek, arkamızdan namussuz şerefsiz derler.”
Güldünya’nın diğer katili kardeşi Ferit ise cezaevinde kalp krizi geçirip, ölmeden bir kaç ay önce Avukat Gündoğan’a konuşuyor. Ferit işlediği suçun töre cinayeti değil, namus cinayeti olduğunu savunuyor. Ferit ablasını öldürmekten kesinlikle pişman olmadığını belirtirken Güldünya’nın suçunun ne olduğunu yanıtlayamıyor.

Haberin Devamı

‘Keşke karıma konuşma fırsatı verseydim’

Araştırma, faillerin tüyler ürpertici ifadelerini de gözler önüne seriyor. Eşini ve evin kapısını çalan komşusunu öldüren bir hükümlü, eşine hiçbir söz hakkı tanımadan gerçekleştirdiği cinayeti şöyle anlatıyor; “Kahvede ve sokakta gördüğüm bizim mahallede serseri tipli birisi vardı. Milletin karısına, kızına sarkıntılık yaptığını duyduğum için onu her gördüğümde nefret ederdim. İşlerin yoğun olduğu bir dönemde yine birkaç gün sabahlara kadar çalıştık. O gün de çalışacaktık ancak geç saatte işi bırakıp, eve döndüm. Gece yarısı zil çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda o adamı gördüm. Gecenin bu saatinde kapıyı çalmasıyla benim sabaha kadar çalışma planımı hatırladım. Hepsini yan yana koyunca her şey bir anlam kazandı. Hemen eve girdim, tabancamı çıkardım. Adamın arkasından yetiştim ve onu vurdum. Arkasından eve gelip silahı eşimin ağzına soktum. ‘Yalvararım dur bir dakika’ derken tek kelime dahi söylemesine müsaade etmeden vurdum. O adamı öldürdüğüm için pişman değilim ama karımla ilgili kafamda sorular dolanıyor. Belki karıma bir konuşma fırsatı verseydim sorularımın cevabını alacaktım.”

Haberin Devamı

Uğruna can alınan kavramlar: ‘Şeref ve namus’

‘Töre’ ve ‘namus’ sebep göstererek cinayet işleyen faillerle yapılan görüşmeler sonucu elde edilen bulgular ise şöyle;
- Yüzde 22’si 30-34 yaş arasında.
- Yüzde 32’si cinayeti İç Anadolu’da işlemiş.
- Yüzde 52’sinin gelir düzeyi 700 lira aşağısı.
- Yüzde 71’i oruç tuttuyor ve namaz kılıyor.
- ‘Bir kadının namusunu kim taşır?’ sorusuna erkeklerin yüzde 68’i ‘eşi ve ailesi’ yanıtını verirken, kadınların yüzde 60’ı ‘kendisi’ yanıtını vermiş.
- Failler uğruna can verdikleri ve aldıkları kavramlar ise şöyle açıklıyor; ‘Şeref’ kavramının anlamı ‘namus’ (yüzde 50), ‘namus’ kavramının anlamı ‘şeref, haysiyet’ (yüzde 57), ‘adalet’ Türkiye’de var olmayan bir kavram (yüzde 32), ‘namuslu kadın’ evine, eşine, ailesine sadık olan kadın (yüzde 57).