Gündem 'O gece ‘C4’ yüklü minibüs yakaladık'

'O gece ‘C4’ yüklü minibüs yakaladık'

22.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

En uzun gecenin en yakın tanığından bilinmeyenler. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, FETÖ’nün başarısız darbe girişiminin bilinmeyen yönlerini ‘15 Temmuz Kıyam(et) Gecesi ve Milli Vuruş’ adlı kitabında anlattı.

O gece ‘C4’ yüklü minibüs yakaladık

Merkezi ve elebaşı, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde bulunan terör örgütü FETÖ/PDY’nin, 15 Temmuz gecesi kalkıştığı başarısız darbe girişiminin bilinmeyenlerini, İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan kaleme aldı. Cumhuriyet tarihinin en uzun gecelerinden birisi olan kanlı gecenin bilinmeyenlerini “15 Temmuz Kıyam(et) Gecesi ve Milli Vuruş” adlı kitapta toplayan ve Boğaziçi Köprüsü’nde korumasını şehit verip darbenin akamete uğratılmasında İstanbul’da başı çeken iki isimden birisi olarak kayıtlara geçen Dr. Çalışkan, 15 Temmuz’un ilginç tesadüflerlerle geldiğini kitabında anlattı.

Haberin Devamı

Askerin talebini reddetti

Darbe girişimi gecesi ve öncesi herhangi bir uyarı almadıklarını kitabında ifade eden İstanbul Emniyet Müdürü Çalışkan, sonradan değerlendirmesini yaptıkları üç hadiseye ise yazdığı kitapta dikkat çekiyor.

Çalışkan’ın tespitine göre, ildeki askeri yetkililer, darbe kalkışmasından 3,5 ay önce, 31 Mart 2016’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden, şifahi ve yazılı olarak, olası toplumsal olaylara müdahaleye yönelik bilgi ve belge istemiş. Bununla da yetinmeyen askeri makamlar, MOBESE kameralarına erişim talep etmiş. Ancak Çalışkan, bu ısrarlı talebi, “Polisi işlevsiz kabul eden bir anlayış” gerekçesiyle geri çevirmiş.

Yine kanlı kalkışmadan birkaç saat öncesinde 15 Temmuz günü, Amerikalı yetkililerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne canlı bomba eylemleri planlayıp düzenleyen 100 kişilik bir DAEŞ’li listesi gönderdiğini ve aynı gün geniş çaplı operasyon hazırlığı yaparken darbe girişimiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Dr. Çalışkan, gelişmeyi “Tesadüfün böylesi” başlığı altında kitabında dile getiriyor.

Haberin Devamı

Dr. Çalışkan’ın darbe girişiminden önce dikkatini çeken diğer bir unsur ise 15 Temmuz günü Büyükada’da gerçekleştirilen bir toplantı. Çalışkan’ın kaleme aldığı o şüphe ise şöyle:

“Şunu net olarak söyleyebilirim, CIA Ortadoğu Uzmanı Graham Fuller, Türkiye’de yapılmış hemen her darbenin sağında ya da solunda mutlaka vardır. Darbelerin ucundan hep tutmuştur. Eşi CIA’de üst düzey temsilci olan Henri Barkey de muhtemelen bu işin organizasyonu için Ada’ya gelmişti.”

‘Sabotaj yapacaklardı’

15 Temmuz’a ışık tutan kitapta yer alan sırlardan biri de, “Hava Harp Okulu’nda C4 yüklü Minibüs” başlığı altında anlatılmış. Operasyonu, “15 Temmuz’da eğer başarılı olsalardı hiçbirimiz bugün burada olmayacaktık” diyerek dile getiren Dr. Çalışkan, sözlerini kitabında şöyle sürdürüyor:

“Eğer başarılı olsaydılar ülkenin dört bir yanında aklımıza dahi gelmeyecek hadiseler yaşanacaktı. Mesela bizim o gün, Hava Harp Okulu’nda yakaladığımız bir minibüs var. Minibüsün içi patlayıcı madde dolu. C4 adı verilen bu patlayıcı, orta ölçekte bir konferans salonunu havaya uçurabilecek etkiye sahiptir. Bu minibüs 24 adet C4 kalıbı, 222 adet savunma ve taarruz tipi el bombası ile mühimmat doluydu. Darbeciler, bu aracı hangi amaçla getirmişlerdi? Bizim düşüncemiz, bu bombalarla bazı yerlere sabotaj yapacaklardı. Mesela bir cami, cemevi, bir kilise. Bir iç çatışma yaşanacaktı. Cemevi bombalandığında, ‘Sünniler yaptı’ denilecekti ya da tam tersi.”

Haberin Devamı

‘PKK darbeden haberdardı’

Kalkışma sonrasında İstanbul polisinin açığa çıkardığı PKK-FETÖ işbirliği de kitapta yer alıyor. İşbirliğini ortaya çıkaran ekibin başındaki isim olan, terör ve istihbarat uzmanı Dr. Çalışkan’ın anlatımında işbirliği şu cümlelerle yer buluyor: “PKK, bu darbe teşebbüsünden haberdardı. Alınan ifadelerde bu gerçek ortaya çıkıyor. İlerleyen vakitlerde, toplum daha net görebilecek bu konudaki delilleri. Bu ortak bir harekattı.”

‘Gecenin tılsımı’

Hain kalkışmaya dair daha birçok ayrıntı ve bilinmeyenin yer aldığı kitapta Dr. Çalışkan, gecenin tılsımını ise okunan “selalar” olarak açıklıyor. Çalışkan, şöyle devam ediyor:

Haberin Devamı

“Selaların okunması için Yardımcım Mehmet Çatal, dönemin İl Müftüsü’nü saat 23.15 civarında arayarak, ‘Hocam sela verin, ezan okutun, minareleri kullanın’ diyor. Müftümüz de, ‘Bu benim yetkimde değil. Bu talimatı ancak Diyanet İşleri Başkanı verir, o vakit olur’ diyor. Bizimkiler, İstihbarat Daire Başkanlığı kanalı ile Diyanet İşleri Başkanı’na (Prof. Dr. Mehmet Görmez) ulaşıyorlar. O da sağ olsun hızlı bir şekilde talimat veriyor ve camilerden selalar okunmaya başlıyor.”