Gündem Oğlumuza bir kardeş vermeyi düşünüyoruz

Oğlumuza bir kardeş vermeyi düşünüyoruz

07.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zorlu bir mücadelenin ardından arkadaşlarıyla aynı sınıfta eğitime başlayan Y.nin annesi Neşe O., "Doktorların tavsiyelerini dinleyip ona bir kardeş vereceğiz" diyor

Oğlumuza bir kardeş vermeyi düşünüyoruz

Ben de tepki gösterirdim İnsanların AIDSle ilgili bir şey bilmediğini, gösterdikleri tepkilerin de bundan kaynaklandığını söyleyen Neşe O., "Başlangıçta ben de pek bir şey bilmiyordum. Çok araştırma yaptım, kitaplar okudum. Tepki gösterenlere kesinlikle hak veriyorum. Onların yerinde olsaydım, ben de aynı tepkiyi verirdim" diyor. Yaşadıkları onca olaya rağmen nasıl soğukkanlılığını koruduğunu sorduğumuzda ise şunları söylüyor: "Bu hastalık için büyük bir mücadele gerekiyor. Kendimi bırakırsam olmaz. Her şeyden önce oğlumun psikolojisi açısından bu böyle. O, ortada bir felaket var gibi algılamamalı. Çocuğum hasta değil ve ben bir mucize olacak, her şey düzelecek diye görüyorum. Metanetli olmaya çalışıyorum. Sürekli kendimi sakinleştiriyorum." Türkiye, günlerce Nazif ve Neşe O. çiftinin büyük mücadelesini izledi. HIV taşıyıcısı olduğu için tecrit edilmeye çalışılan 7 yaşındaki oğulları Y.nin, diğer yaşıtları gibi normal bir hayat sürebilmesi içindi verdikleri mücadele... Çok zor günler geçirdiler bu uğurda ama sonunda sağduyu ve bilgi galip geldi... Y. ilk başta istenmediği okulda, artık arkadaşlarıyla yan yana öğrenim görüyor. Teneffüse çıktığında büyük sınıflardaki abiler, ablalar ona adıyla seslenip, yanağından öpüyor. Oğlunun şimdi çok mutlu olduğunu söyleyen 30 yaşındaki Neşe O. da geldikleri noktadan memnun... Bize yaşadıklarını anlatırken de bir gün, tüm acıları bitirecek bir "mucize" beklediğini söylüyor. DÜNYA BAŞIMIZA YIKILDI Oğlum 8 aylık doğduğu için kuvöze konması gerektiğini söylediler. Behçet Uz Çocuk Hastanesine gittik. 20 günlükken plazma istendi. Kızılaydan aldık. Y. 25 gün sonra taburcu oldu. Oğlumuz 8 aylık olduğunda bir telefon geldi; "Biz İl Sağlık Müdürlüğünden arıyoruz. O tarihlerde hastanede yatan çocukların tahlillerini yaptık. Çocuğunuza sarılık teşhisi kondu. Görüşebilir miyiz?" dediler. Gittik, büyük bir odanın içinde İl Sağlık Müdürü, Kızılay Başkanı, görevliler, doktorlar, aşırı kalabalıktı. Bu olay söylendi. Dünya başımıza yıkıldı sanki. Düşünün, belki evladınız yaşamayacak... Bu arada biri bir yana çekiyor, biri öbür yana, bir şeyler anlatıyorlar; "Bebektir atlatır. Hacettepede ilk AIDS masasını kuran doktor var. Oraya gidin" filan... Eve nasıl geldik bilemiyorum. Y.nin HIV kaptığını nasıl öğrendiniz? Hacettepeye gittik. "Bebek olduğu için atlatır" dediler, belki teskin etmek için öyle söylediler, bilemiyorum. İlk başta 15 günde bir gittik, sonra ayda bir, üç ayda bir, altı ayda bir, şimdi senede bir gidiyoruz. İlk şoku atlatınca neler yaptınız? Tabii yaptı... Sorular soruyor. "Neden fotoğrafımı çekiyorlar? Niçin gazetelere çıkıyorum?" gibi. Okulda da birden popüler oldu, alışmaya çalışıyor. Yaşananlar oğlunuzda etki yaptı mı? Henüz bilmiyor. Peki, oğlunuz durumunu biliyor mu? Yeşil kartımız kesilince, o Alman vakfı ile bağlantı kurduk. Bir yıl aramadılar. Olay medyada geniş yer alınca, arayıp çağırdılar. Kabul etmedik. Çünkü Hacettepedeki doktorumuz çok iyi. Hem okulda bu kadar savaş vermişken bırakmak istemediğimizi, yaz tatilinde gidebileceğimizi söyledik. Almanyada tedavisini üstlenmek isteyen bir grup doktor var. Gidecek misiniz? Öğün kaçırmamasına, yeterince balık, kırmızı et, sebze ve meyve yemesine özen gösteriyorum. Normal her çocuk gibi. Örneğin, grip olduğunda normal antibiyotik kullanıyor. Ekstra bir şey almıyor. Bakımında özel olarak dikkat ettiğiniz bir şey var mı? Fenerbahçe takımını tutuyor. Biraz dikkat dağınıklığı var. Titizdir. Öpülmeyi, üzerine düşülmesini istemez. Konuşmayı sever. Peki, nelerden hoşlanıyor? ANİDEN KEKEME OLDU Şimdiye kadar düşünemedik. Ama şimdiden sonra düşüneceğiz. Doktorlarımız ve psikoloğumuz bir kardeşi olmasının oğlumuz için çok iyi olacağını söylüyor. O hep yalnız çünkü. Çevremizde yaşıtları yok, akraba çocuklarını arada bir görüyor. Bir kardeşi olsa daha iyi olur tabii. Başka bebek düşünüyor musunuz? Hayır, tam bir yıldır gidiyoruz. Geçen yıl Dokuz Eylül Hastanesine gittiğimizde birden kekeme oldu. Çok düzgün konuşan bir çocuk, hastane ortamında kekelemeye başladı. Psikoloğa gitme nedeniniz son olaylar mı? Asla kaderin önüne geçemiyorsunuz. Oğlumun hiç suçu yok bu olayda. O normal bir çocuk... Koşmaya, oynamaya, arkadaşa, sevgiye ihtiyacı var. O, herkesin çocuğu olabilirdi. Bence tek suçlu virüslü plazmayı bize veren o kurum... Son olarak ne söylemek istersiniz? Kızılay bize 45 milyar ödedi Kutlu Aktaş dönemiydi. Valilik aracılığı ile bir kağıt çıkarttırdı. "Biz ilgileneceğiz" diye. Bir yıl onlar baktılar, sonra yeşil karta bağladılar. Kızılaya tazminat davası açtık. Avukatımız davayı bir yılda sonuçlandırdı. 52 milyar dediler ama kesintilerle 45 milyara düştü. Tazminat parasını aldıktan sonra yeşil kartımızı kestiler. 5 yıl tüm tedavi, ilaç masraflarını biz ödedik. Günlük ilaçlarını da. Bu ilaçlar 3 milyar lira tutuyor, çünkü yurt dışından geliyor. Sonra dedim ki, buna bir son vermeli. Sonuçta kurumun hatası. Sayın Ahmet Necdet Sezere mektup yazdım. Sağolsun, 10 gün sonra cevap verdi. Yeşil karta bağlanacağımızı ve ilaçlarımızın Sosyal Dayanışma Vakfından karşılanacağını bildirdi. Tedavi masraflarını kim karşılıyor?