Gündem OLAY YARGIYA İNTİKAL ETMİSTİR!

OLAY YARGIYA İNTİKAL ETMİSTİR!

02.10.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhuriyet’in kurulmasından günümüze kadar hukuksuz ve siyasi içerikli yargı kararlarını araştıran Milliyet muhabiri Belma Akçura, 5. kitabını ‘Olay Yargıya İntikal Etmiştir’ adıyla yayımladı

OLAY YARGIYA İNTİKAL ETMİSTİR

Türkiye’nin ‘hukuksuz yargı’ tarihini yazan Milliyet’ten Belma Akçura “Olay yargıya intikal etmiştir” adıyla İmge Kitabevi Yayınları’ndan 5. kitabını çıkardı. Kitapta, Cumhuriyet tarihinden günümüze hukuksuz ve siyasi içerikli yargı kararları ele alınıyor.
Türkiye’nin parmaklıklarla çevrilmiş büyük yarı açık bir cezaevine çevirdiği tartışmalarından yola çıkarak kitabını kaleme aldığını söyleyen Akçura “Arşivleri karıştırırken gördüm ki; Türkiye’de Türk yargı sisteminin mağduru olmayan, adliyenin kapısından geçmeyen yok gibi... Adnan Menderes’ten Süleyman Demirel’e Bülent Ecevit’ten Alparslan Türkeş’e, Necmettin Erbakan’dan Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’a kadar neredeyse bütün siyasilerin sicili bir kez olsun bozulmuş. Buna rağmen hemen her iktidarda birinin suçlusu, diğerinin mağduru olmakta. Birinin düşünce özgürlüğü, diğerinin düşünce suçu sayılmakta” diyor.
Yargının etnik ve dini kimliklerle, inanç ve düşünceyle nasıl bir sınav verdiğinin çeşitli dava örnekleriyle anlatıldığı kitapta iki temel vurgu var. Devletin bir yandan “rejimi değiştirecekler, ülkeyi bölecekler, devleti yıkacaklar” korkusuyla işaret ettiği düşüncelere, inançlara muhalif insanlara yargı kararlarıyla nasıl ağır hapis cezalar verildiği anlatılırken diğer yandan, yine devletin hukuk dışı işleriyle, işkence, faili meçhul, yargısız infaz ve katliamlarla kabarmış dava dosyalarının nasıl kapatıldığı konusuna da değinilmekte.

Haberin Devamı

İsyankâr ‘halk’a gözaltı!
Dört sivil polis ellerinde telsiz; Pir Sultan Abdal’ı sahneleyen Ankara Birlik Tiyatrosu Müdürü Gül Goker’e seslenir: “Müdire Hanım, bizimle emniyete kadar geleceksiniz...” Önde emniyetin arabası, arkada tiyatro oyuncularının olduğu turne otobüsü Muğla emniyetinin önüne gelir. 30’un üzerinde tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı Erol Toy güvenlik şubeye çıkar. Emniyet müdürü bu kadar insanı nasıl sorgulayacaklarını kara kara düşünürken araya bir sivil polis girdi, sanatçılara baktı, sonra dönüp yanındaki komisere bir öneride bulundu.
- Komiserim, ben oyunu izledim. Hızır Paşa ve Devlet Erkânını oynayanlar (kadılar, asesbaşı, aşarcı, boğos, molla vb) gitsin. Biz isyankâr Pir Sultan’ı ve başkaldıran köylüleri oynayanları gözaltına alalım... Komiser ikna olur: Devlet Erkanını oynayanlar çıksın. Pir Sultan Abdal ve İsyankâr köylü kalsın...

Haberin Devamı

Bayrağı soldan sağa sallamak bile suç
Arabasına konulan bir bombanın patlaması sonucu öldürülen gazeteci Uğur Mumcu 1971’de “Büyüklere masallar” başlıklı yazısında Mustafa Kemal’in öyküsünü anlatarak şöyle diyor; “Kemal Paşa girmiş bir eylül günü İzmir’e. ... Ve halk unutur mu Kemal Paşa’sını! Söyledi türküsünü: Askerinle bin yaşa Mustafa Kemal Paşa, salla bayrağı düşman üstüne, soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne...” Savcı, Mumcu hakkında 141 ve 142 maddelerden dava açtı: Türkünün bir kıtasının tamamını yazmadığı için. Savcı Mumcu’nun “Soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne” dediğini, türkünün aslında “Soldan sağa, sağdan sola salla bayrağı düşman üstüne” olduğunu hatırlattı. Mumcu’nun “sağdan sola” dememesinden devrimcileri cesaretlendirmiştir” manasını çıkardı.

Kitaptan örnekler
Ermeniyle arkadaşlığa 8 yıl ağır hapis cezası

12 Eylül darbesinden hemen sonra yazar Ümit Fırat hakkında Troçkist olduğu ve Kürtçülük yaptığı iddiasıyla dava açıldı. TCK 141/1 maddesi gereğince sekiz yıl ağır hapis cezası aldı. TCK 173/son maddesi uyarınca takdiren üç sene müddetle Nevşehir İl Merkezi’nde ikametle genel güvenlik gözetimine tabi tutuldu. Mahkemenin gerekçeli kararı şöyle: “Ne acınacak haldir ki; Türk’üm diyen ve vatandaş olduklarını söyleyen sanıklardan Ümit Fırat; Ülkemizde gözü olan, İnsanlarını acımasızca ve rahatlıkla öldüren ve üzerinde hak iddia eden, Kalpleri kin ve nefret duygularıyla dopdolu, Hali firardaki Ermeni asıllı ve İstanbul’da “Köz” yayınevi sahibi Masis Kürkçügil adındaki sözüm ona TC uyruklu birisiyle, Çekinmeden anlaşarak ve mahiyetine girerek amacı ve doğrultusunda Troçkist adlı gizli örgütü İstanbul, Ankara, İzmir ve İnegöl’de kurarak ve üyeliğini de benimseyerek Kürtçülük hareketleriyle birlikte yürüterek, 12.9.1980 harekâtına kadar aralıksız yıkıcı faaliyetlerini sürdürmüşlerdir...”

Haberin Devamı

Alaton: Kırmızı duvar komünizm demekti
1960’lı yıllardı, işyerimizde çalışan insanların haklarına hukuklarına çok dikkat ederdik. Bir kez bile işyerlerimizde grev benzeri bir durumla karşılaşmadık. Bir gün işyerine MİT’ten iki kişi geldi, Milli İstihbarat Teşkilatı o zaman MAH olarak geçiyordu, tahkik ettiler duvarlara batılar doğrudan mutfağa yöneldiler. “Burada Komünizm propagandası yapıyormuşsunuz” dediler... Nasıl yapıyoruz? Ne yapıyoruz? diye sorduk, “Duvarları kırmızıya boyamışsınız” dediler. Hayır, duvarlar koyu somon, hatta koyu pembe ama kırmızı kesinlikle değil... “Peki, duvarın kırmızıya boyanmasının ne kötülüğü var” dedik, “Kırmızı komünizmi çağrıştırır!” Yahu Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı da kırmızı “O başka, kırmızı duvar komünizm demektir” diye ısrar ettiler... Ben bilmiyordum, somon rengidir... Tekrar boyayalım mı dedim “Yok! Öyle kalsın” dediler...