Gündem Olmazsa olmaz bir gereklilik: Namaz

Olmazsa olmaz bir gereklilik: Namaz

30.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

İslâm Dini’nin beş ana temel üzerinde kurulduğu duyurularak îman etmenin yanı sıra dört büyük ibadet görevi açıklanmıştır. Bunlar arasında ana ibadet olan namazın ayrıcalığı vardır

Olmazsa olmaz bir gereklilik: Namaz

Yüce Allah bütün yeryüzü varlıklarını, yaratıkların en güzeli kıldığı insan için yaratmıştır. Güneşi, ayı ve yıldızları insana hizmet sunacak şekilde yapılandırmıştır. Denemeye uğratmayı dilediği insanı da kendi zâtına ibadetle yükümlü tutmuştur.
Allah’ın her bir emrine itâat ibadettir. İbadetlerin anası ise namaz, oruç, zekât ve hacdır. Bu nedenledir ki genelde bütün bu ibadetler, özelde ise namaz, önceki bütün Peygamberlere ve inananlara da emredilmiştir.

Yaşama bilinci kazandırır
İbadet olan ve bütün hayatımızı ibadetleştirebilmenin bilinci ve enerjisini kazandıracak nitelikte olan namazla ilgili emirlerinden birinde Rabbimiz, şöyle buyurmaktadır:
“İman eden kullarıma söyle: Hiçbir alışverişin ve dostluğun olmayacağı (büyük sorgulama) Gün’ü gelmeden namazlarını gereği gibi kılsınlar. Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık olarak da verip harcasınlar.” (İbrahim 31)
Sevgili Peygamberimiz bu ilahi emirin gereğini yapmış olmak için Allah’ın varlığı, birliği ve egemenliğini kabul eden ve kendisinin O’nun kulu ve son elçisi olduğuna inananlara ilk olarak namazı bildirmiş ve öğretmiştir. Örneğin Yemen’e Vâli ve Hâkim olarak atadığı Cebel oğlu Muaz’ı şöylece yönlendirmiştir:
“Eğer onlar Allah’ın varlığı ve birliğini ve benim de O’nun kulu ve elçisi olduğumu kabul ederlerse, Allah’ın her bir gün ve gece kılınmak üzere onlara beş vakit namazı farz görev olarak yüklediğini bildir.”

İmanın belgesi
İslâm’ın yüklediği ilk görev olan namaz imanın belgesidir. İslam toplumunun güvenilir üyesi ve müslümanların kendilerini kardeş edinerek temsil ve hukûken tasarruf yetkisi verebilecekleri kişi olmanın da temel şartıdır.
Rabbimiz Kuran-ı Kerîm’de (Şûra 36-39) İslâm toplumu fertlerinin sahip olması gereken niteliklerini açıklarken diğer hayatî özellikleri yanı sıra namazı da şöylece öne çıkarmaktadır:
“Size verilenler, dünya hayatının geçici nimetlerinden ve zevklerinden başka bir şey değildir. Allah’ın yanındaki Cennet nimetleri ise daha iyidirler ve daha kalıcıdırlar. (Bu nimetler,) îman edenlere, Rablerine güvenenlere, büyük günahlardan ve tüm çirkinliklerden kaçınanlara, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlara, Rablerinin çağrılarına uyanlara, namazlarını kılanlara, işlerini birbirlerine danışarak yapanlara, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (yoksullar ve de toplumları için) harcayanlara, içlerinden biri saldırıya uğradığında ise (saldırıyı gidermek için) birbirleriyle yardımlaşanlara verilecektir.”
Bu âyetlerin belirlediği vasıflardan hareketle hak ve halk insanı olmak ve ideal bir toplum düzeni oluşturabilmek için Allah’a güven, danışma, Allah için verme, hak ve özgürlüklere yapılacak saldırılara elbirliği ile göğüs germe ve zulüm/faiz/zina ve sözleşmeleri çiğneme benzeri büyük günahlar ve çirkinliklerden sakınma gibi namazın da olmazsa olmaz bir gereklilik olduğunu anlayabiliriz. Anlayabiliriz, çünkü Tevbe sûresinin 71-72. âyetleri de bu anlamı doğrulamakta ve de pekiştirmektedir. Çünkü bu âyetlerde de Rabbimiz yapılması gereken diğer toplumsal görevler gibi namaza da vurgu yapmakta ve şöyle buyurmaktadır:

Gösteriş için kılınmamalı
“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin temsil ve hukûken tasarruf yetkisi verilebilir dostları/yardımcılarıdır. Onlar İslâm’ın, ortak aklın ve ilmin gerektirdiği Maruf’u emreder, (Maruf’un karşıtı olan) Münker’den de sakındırırlar. Onlar namazlarını kılarlar. Zekâtlarını verirler. (Diğer emirleri ve yasaklarında da) Allah’a ve Elçisine itâat ederler. Allah onları rahmetiyle/sevgisiyle kuşatacaktır. Şüphesiz Allah karşı konulamayacak güç sahibidir. Çok çok bilgedir.”( Tevbe 71-72)
Gerçek Müslüman olmak için namaz olmazsa olmaz olduğu içindir ki Kuran-ı Kerîm’de değil namaz kılmamak, namaza tembellik etmek ve onu gösteriş için kılmak bile münafıklık olarak nitelenmiştir. Yüreklerinde İslâm’la İslâm karşıtı inanç ve hayat ölçüleri arasında tercih yapamayan kişiler şöylece vasfedilmektedir:
“...Onlar namaza kalktıkların da üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Gerçekte Allah’ı da çok az anarlar...”(Nisa 146)

Haberin Devamı

SORU CEVAP

Peygamberin dilinde beş vakit namaz

Bir sahâbî sordu:
- Ya Resûlellah! İslâm Dîni’nde Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir? Allah’ın Resûlü (S. )Hz. Muhammed şu cevabı verdi:
- Beş vakit namazı vaktinde kılmaktır. Zira namaz, dinin ana sütunudur.

Günahlardan arındırır mı?

Ebu Hüreyre anlatıyor. Allah’ın Resûlü sahâbîlere sordu:
- Birinizin kapısı önünde bir nehir olsa, bu nehirde günde beş defa yıkansa, ne dersiniz, onda hiç kirden eser kalır mı?
- Elbette, kirden eser kalmaz (Ya Resûlellah!)
(Bu doğrulama üzerine) Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
- İşte beş vakit namaz kılmak da, beş defa nehre girip yıkanmak gibidir. Allah bu namazlarla günahları giderir.

Suçtan/günahtan alıkoyar mı?

Bir sahâbî, Hz. Peygamber’e(S. ) gelerek diğer bir sahâbî hakkında şöyle dedi:
- Ya Resûlellah! Filanca kişi gece namaz kılıyor, gündüzleri de hırsızlık yapıyor. (Bu hale ne buyurursunuz?)
Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
- Namazı onu, yakında sözünü ettiğin suçtan alıkoyacaktır.

Haberin Devamı

Beş vakit ve abdest

İhlasla/samimiyetle kılınan namaz günahlardan korur mu?

- Günde beş defa kulluk şuuruyla Allah’ın huzuruna çıkan, emirleri ve yasaklarına itâat ederek yalnız O’na ibâdet edeceği ve yalnız O’ndan isteyeceğini samimi bir gönülle dile getiren bir kulun Allah’ın ve Peygamber’inin emirleri ve yasaklarını sürekli bir şekilde çiğnemesi mümkün değildir.
Hakîkat bu iken beş vakit namaz kıldıkları halde bir türlü haram kılınan sözleri, davranışları ve işleri bırakamayan kişilerin şartlarına uygun bir şekilde namaz kılamadıkları bir gerçektir.

Beş vakit namaz için ayrı ayrı abdest almak gerekir mi?

- Namaz kılmak için abdest almak Rabbimizin emridir. (Maide 6) Her bir vakit namaz için abdest alınması, ilgili âyetin ruhuna uygun olduğu gibi namazın daha huzurlu kılınmasını da sağlayabilir. Ancak kural olarak, bozulmadığı sürece bir abdestle dilediğimiz kadar namaz kılabiliriz. Çünkü Peygamberimiz, kılınabilirliğini göstermek için bir abdestle vakit namazlarını ard arda kılmıştır. (Müslim Taharet 86)

Haberin Devamı


BİR DUA

Allâh’ım! Dünya hayatının sıkıntılarından, Ahiret gününün bunalımlarından sana sığınırım.
Ey Rabbimiz! Bize Dünya’da güzellik ver. Ahiret’te de güzellik ver. Bizi Cehennem azabından koru.

Kuran’dan mesajlar

“Sana vahyedilen kitab olan Kuran’ı oku. Namazı da kıl. Şüphesiz namaz bütün çirkinliklerden ve İslâm Dîni’ne ve olgun akla aykırı olan işlerden meneder. Allah’ı zikretmek elbette en büyük ibâdettir. Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir.” (Ankebût 45)

Namazsızlık İslâm’dan sapmadır

Peygamberlerin çizgisinden sapmanın ilk olarak namazsızlıkla başladığını da açıklayan Kuran’ımız, zekâtsızlıkla birlikte namazsızlığın aşağılata aşağılata cehenneme kadar düşürebileceği uyarısında da bulunmaktadır. Müddessir sûresinde cennette olanların kendileriyle özel bağlantı kuracakları cehennemliklere yöneltecekleri, “Sizi cehenneme düşüren ne oldu?” şeklinde ki sorularına, onlardan alacakları şu cevap gerçekten ürperticidir: “Biz namaz kılmazdık. Yoksulu doyurmazdık. (Günahlara) dalanlarla birlikte biz de dalardık. Yargılanacağımız Ceza Günü’nü de yalanlardık. Sonunda ölüm gelip bizi yakalayıverdi.” (Müddesir 43-47)
En güzel kıvamda yaratılmış ve kendileri için cennetler hazırlanmış insanlar olarak böylesi elem verici cehennemî bir akıbete uğramamamız için Peygamberimiz ölümü öncesi son uyarılarına kadar “Aman namazlarınıza dikkat edin” buyurmuştur. Böylece bizleri namaza yönlendirmiştir. Onun kafa ve gönül kulaklarımızı açarak dinlememiz gereken şu öğütlerinden öte söylenebilecek/dinlenebilecek söz olmasa gerektir:
“Parça parça edilsen ve yakılsan bile Allah’a ortak koşma; buyruklarına itâat hususunda hiçbir varlığı O’na eş değerde tutma. Farz olan namazları asla bırakma. Namazı bile bile terk eden kişiden Allah’ın koruması (ve Cennet’e koyma taahhüdü) kalkar. İçki de içme. Çünkü içki bütün kötülüklerin anahtarıdır.”

Haberin Devamı

Not: Pek çok konuyu okuyarak veya dinleyerek öğrenmek isteyen okuyucularımıza web sitemizi ( www.ardev.org - Araştırma Dayanışma ve Eğitim Vakfı) ziyaret etmelerini tavsiye ederiz. Sorularınızı gazetemiz (ramazan@milliyet.com.tr) aracılığı ile de sorabilirsiniz.