GündemOruç her dinde var

Oruç her dinde var

13.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uludağ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Güç, tarihte bütün dinlerde orucun olduğunu, bugün bazılarında perhiz şeklinde uygulandığını söyledi

Oruç her dinde var

Güç, orucun, Allah'ın buyruğunu yerine getirip hoşnutluğunu kazanmak için belirli bir süre zarfında her türlü yeme içme ve cinsel ilişkinin terk edilmesi olduğunu belirtti. Tarihte bilinen hemen hemen bütün dinlerde orucun bulunduğunu kaydeden Güç, bugün de mevcut dinlerin çoğunda oruç veya "perhiz" şeklinde bir uygulamanın bulunduğunu söyledi. Prof. Güç özetle şu bilgileri verdi: Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Ahmet Güç, İslam dininde "11 ayın sultanı" olarak görülen ramazan ayında tutulan orucun, Hıristiyanlıktan Yahudiliğe, Hinduizmden Brahmanizme kadar birçok dinde değişik şekillerde de olsa uygulandığını söyledi. "Günümüzde Hz. Musa tarafından emredilen 'kefaret' orucunu benimseyen Yahudiler, ekim ayına rastlayan yılbaşlarının ilk 10 gününden sonraki 'Kefaret Günü'nden önce, günbatımından itibaren 26 saat süren oruç tutuyor. Yahudilerin, günahların bağışlandığı gün olarak kabul ettikleri bu oruç gününün adı 'kippur'dur. Bu dine göre 'kefaret' orucunun tutulması mecburidir."Güç, Yahudi takviminde başka oruç günlerinin bulunduğunu da belirtti. Yahudilikte oruç Orucun Hıristiyanlıkta çeşitli değişikliklere uğradığını, Hz. İsa'nın, kendisine peygamberlik görevi verilmeden önce 40 gün oruç tuttuğunu ve Hıristiyan din adamlarının bunu ibadet kabul ettiklerini anlatan Güç, bu orucun mahiyeti ve şartları hakkında kesin bilgi bulunmadığını söyledi.Prof. Güç, Hz. İsa'nın oruç konusunda kiliseye serbestiyet tanıdığının belirtildiğine dikkati çekerek şunları söyledi:"Bugün Hıristiyanlıkta, 'Ökaristik ve Eklesiyastik oruç' adında 2 çeşit oruç var. Ökaristik oruç, komünyondan (ekmek-şarap ayini) önce belirli bir süre katı besinlerin yenilmesidir. Bu oruç, eskiden gecenin saat 12'sinden komünyon zamanına kadar hiçbir şey yememek, içmemek şeklindeyken, şimdi komünyondan 1 saat önce hiçbir şey yememek ve 3 saat öncesinden alkol almamak şeklinde icra ediliyor. Eklesiyastik oruç da Katolik kilisesinde 40 günlük perhiz dönemi. Bu, günümüzde oldukça hafifletilmiştir. Tutulması, gündüz tek bir yemek almak, sabah ve akşam da hafif yiyeceklerle yetinmek şeklindedir. Hıristiyanlıkta orucun ülkelere göre değişen hüküm ve gelenekleri var. Bazıları yumurta ve meyve yemez, bazıları yalnız kuru ekmek yer, bazıları bunların hiçbirini yemez. Bazıları hayvani besinleri yemeyip bitkisel besinleri yiyerek oruç tutarlar." Hıristiyanlıkta oruç "Hinduizmde nefis temizliği için senenin belirli günlerinde ve bayramlarda oruç tutuluyor. Bu dinin mensuplarının ibadetle geçirdikleri özel günleri var ve bugünlerde çoğunlukla yemek yemez, bütün gece kutsal kitaplarını okuyarak vakit geçirirler.Hinduizmde oruç, genellikle çok sayıda besini yememe şeklinde, bir çeşit perhizdir. Brahmanlar, hâlâ mahalli ayların 11 ve 12'nci günlerinde oruç tutarlar. Bu da yılda 24 güne ulaşmaktadır. Hint kökenli dinlerden Caynizmde de arka arkaya 40 gün oruç tutulur ve bu oruç çok sayıda besini yememe şeklinde uygulanır." Diğer örnekler 27 kat sevap, teşvik için söylenmiştir Tevbe Suresi'nin 36. ayetinde yılda 12 ay olduğu, bunun 4 ayının haram olduğu açıklanıyor. (Elmalılı mealinde) Bu dört ay hangileridir? Neden haram?Camide cemaatle kılınan namazın evde kılınandan 27 kat daha sevap olması, kesretten kinayedir. Yani çok çok daha sevap olduğunu ifade eden bir teşviktir. Çünkü İslam dini, toplum fertlerinin birbirleriyle birlik ve beraberlik halinde, dayanışma, yardımlaşma ruhuyla her konuda birbirlerine danışan ve birlikte hareket eden bir örnek yapıda olmalarını öngörür. Bunu da hazırlayan en iyi ortam camide cemaatle kılınan namazlardır. Zaten cami kelimesi "toplayan" anlamındaki Arapça bir kelimedir. Namaz kılınan yere, ev bile olsa, mescit adı verilir. "Mescidü'l-câmi" ise "toplayıcı mescit" demektir ki, biz kısaca "cami" diyoruz. Zaten "cemaat" kelimesi de aynı köktendir. Haram aylar muharrem, recep, zilkade ve zilhicce aylarıdır. Cahiliyet döneminde Arap kabileleri bu aylarda aralarındaki savaşı keserler, bugünkü deyimle ateşkes yaparlardı. "Haram aylar" demek "saygın aylar" demektir. Zaten saygın manasına gelen "muhterem" ile "haram" kelimeleri aynı kökten gelmektedirler. "Mescidü'l-Haram" demek, "saygın, muhterem mescit" demektir ki Kâbe'nin bir adıdır. İslam dini barışa katkısı olan haram aylardaki bu örfü kaldırmayıp devam ettirmiştir. Camide kılınan namaz, evde kılınana karşı 27 defa sevap deniyor. Neden? İbadet yaparken çevre rahatsız edilmemeli Minarelerde ezanların ve salaların nasıl okunacağı, hoparlörlerin nasıl kullanılacağı konusunda müftülüklere gönderilen müteaddid genelgeler vardır. Bu konuları bölgeniz müftülüğü ile görüşmenizde fayda vardır. Dini vecibelerin ve ibadetlerin yerine getirilmesinde coşku ve gösterişten uzak, samimiyet, ihlas, hudu ve huşu duygularıyla duruşları hâkim olmalıdır. Tabiidir ki bu sırada başkalarının rahatsız edilmesi, çok yaşlı ve hasta kişilerin, ciddi mazereti olanların tedirgin edilmesi gibi uygulamaların doğru olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu uygulamalardan kaçınılmalıdır. Aksi halde bunlar tebliğ teşvik yerine iticilik kazanır. Cami ve minarelerin haricinde mahalle ve sokak aralarında ezan duyulması için hoparlörler kuruluyor. 5 vakit ezan yayımlıyorlar. Bu hoparlörlerden çıkan yüksek ezan sesi, bilhassa sabah ezanında ezan olmaktan çıkıyor. İnsanları rahatsız eden vasıta haline geliyor. Sabah ezanından önce yine yüksek sesle hoparlörlerden ilahiler yayımlıyorlar. Ve ezanı takiben salalar veriliyor. Müslümanlık adına, halkın dini inançlarını yükseltmek adına yapılan bu davranışlar sizce caiz midir? Gerçekten bu şekilde halkın dini inançları yükselir mi? (İhsan Şenvar)