Özal’ın genelev macerası!..Sabancı, son kitabı "Hayat Bazen Tatlıdır"da Turgut Özal’ın anısını da anlatıyor: Özal, ABD’li heyetle gezerken genelev sokağında yankesici yüzünden manşetlere çıkar! Hazırlayan: Serhat Oğuzİşadamı Sakıp Sabancı, yeni kitabı "Hayat Bazen Tatlıdır"da, yaşamından kesitlere yer veriyor. En ilgi çekici anılardan birisini ise, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, 1950’li yıllarda Türkiye’ye gelen bir ABD heyetiyle tesadüfen İzmir genelevini dolaşırken, bir yankesicilik olayı sonucu "
haber" olmaları. Özal’ın, Elektrik Etüt İdaresi’nde çalışırken Türkiye’ye gelen ABD’li bir heyeti İzmir’de fayton gezisine çıkardığı hikaye şöyle:
Turgut Özal hırsız peşinde
"Faytoncu yabancıları gördüğü için, ilgilenirler düşüncesiyle İzmir turu sırasında genelevlerin bulunduğu sokağa uğruyor. Yabancılar, ‘Şurası nasıl bir yer girip dolanalım’ deyince, Turgut Özal itiraz edemiyor. Takım elbiseli kravatlı altı yabancı, bir göbekli Türk, sokaklarda ciddi ciddi dolanırken, birden bir bıçkın genç yabancıların üzerine saldırıyor, en babayiğidin cebinden, cüzdanı çekip alıyor. Ve başlıyor koşmaya. Şansa bakınız ki, cüzdanı çalınan da heyet başkanı. Turgut Özal hiç tereddüt etmeden kaçan hırsızın peşine düşüyor. Hırsız, genelevin duvarından atlarken Turgut Özal bacağından çekip adamı altına alıyor. Ağzını burnunu dağıtıyor. Cüzdanı da elinden alıp Amerikalı’ya veriyor. İş bu kadarla kalsa iyi. Genelev polisi, hırsızı yakaladıktan sonra ‘Zabıt tutacağız’ diyerek Amerikalılar’ı ve Turgut Özal’ı karakola götürüyor. Gazetecilere haber veriyor, gazeteciler karakola hücum ediyor...
Bir sabah erkenden Teoman Baykal’ın evinin kapısı çalınıyor. Kapıda Semra Özal... Elindeki gazeteyi uzatarak, ‘Şimdi bu çocuk ne olacak? Babasız mı büyüyecek?’ der... Emel Baykal bakıyor, gazetenin birinci sayfasının tam göbeğinde kocaman bir resim. Resmin başında iri harflerle ‘Amerikan Yardım Heyeti İzmir Genelevi’nde soyuldu’ yazısı var. Resimde en ortada Özal, iki yanında üçer Amerikalı, elleri kelepçeli soyguncu da Turgut Özal ile Amerikalı’nın arasından başını uzatmış, sırıtarak
gazete fotoğrafçısına poz veriyor."
Garsonları fena dövdük
Odalar Birliği’ndeki arkadaşlarıyla, bir akşam Ankara Göl Gazinosu’na giden Sabancı, hesaba tepki göstererek, garsonları tokatladıkları için başlayan kavgayı, şu satırlarla aktarıyor: "Biz o ortamda öyle bir vuruşuyoruz ki, kendimizi kaybetmişiz. Sanki düşmana karşı savaş veriyoruz. En sakinimiz olan Meclis Başkanımız eczacı Memduh Görgün bile, babayiğit yapısıyla kendinden geçmiş, kollarından yakaladığı bir garsonu sürükleyerek götürüyor... Biz duruma hakim olunca, gazino mafyası dövüşü kaybedeceklerini anlayıp bayrakları indirdiler. ‘Ne verirseniz verin, çıkıp gidin’ dediler. Bir miktar para bıraktık ama kırık döküğü karşılar mıydı bilmem."