28.03.2010 - 01:02 | Son Güncellenme:
ŞAKİR AYDIN
Türkiye’de 142 yıldan beri faaliyet gösteren ve başında da bir Alman müdür bulunan Özel Alman Lisesi’ne karşılık, milyonlarca Türkün yaşadığı Almanya’da bir Türk lisesinin açılmasını öneren Başbakan Erdoğan’ın sözleri Almanya’da tepkiye neden oldu. Ancak Türkiye’de eğitim alanında çalışan akademisyenler, Almanya’da Türk okulu fikrine destek verdi. Akademisyenlerin desteğine karşın Alman Lisesi mezunları ise, bunun yararlı olmayacağı düşüncesinde. İşte görüşler:
Prof. Dr. Ali İlker Gümüşyeri (Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi): “Almanya’da bir Türk okulunun açılması Türk kültürünün korunmasına katkı sağlayacağı gibi, Türk-Alman eğitim sistemleri arasında işbirliğinin gelişmesine de olumlu katkı yapacaktır. Türkiye’de Alman Lisesi’nin yanı sıra Alman Üniversitesi’nin kurulması düşünülüyor. Bu açıdan bakıldığında orada da bir Türk okulunun açılmasında bir sakınca görülmemeli.”
Prof. Dr. Firdevs Güneş (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi): “Eğitim hakkı açısından da bunun verilmesi lazım diye düşünüyorum. Madem ki eğitim hakkı var, özgürlükler var oradaki insanlar da kendi okullarına gidebilmeliler. Böyle bir talep Avrupa Birliği ilkelerine de uygun.”
Prof. Dr. Cevat Celep (Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Başkanı): “ Özellikle başta Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa’da yaşayan Türkler bu konuda sıkıntılılar. Oralarda kültürlerine ulaşamamanın sıkıntısını çeken insanlarımız var. Bir ölçüde bunun önüne geçebilmek için böyle bir girişim çok yararlı olur. En azından bir eksiklik kapatılır. Ayrıca Türkiye’de birçok ülkenin okulu var. Neden oralarda da Türk okulları olmasın?”
Almanya’dan destek
Hamburg Üniversitesi’nden Kültürlerarası Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Ursula Neumann da, Türk liselerinin uyum açısından olumlu bir adım olabileceği görüşünü savundu. Neumann, Türk lisesinin, Türkçenin,?Almanya’daki saygınlığını artıracağını söyledi.
Mezunlar olumsuz yaklaşıyor
Meral Tamer (Alman Lisesi mezunu ve Milliyet gazetesi yazarı): “Ailemiz bizim bir dünya vatandaşı olarak yetişmemiz için Alman Lisesi’ne gönderdi. Başbakan’ın bu isteğinin mahiyetini tam olarak bilmiyoruz. ‘Almanya’da Türkler yaşıyor’ deniliyor, peki Türkiye’de de diyelim 3-5 bin Kenyalı yaşıyor, o zaman burada Kenya Lisesi mi açılacak? Ayrıca oradaki bu girişim Almanya’da yaşayan Türkleri daha da izole eder. Zaten orada ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar. Bu çocuklar orada Türk Lisesi’ni bitirdikten sonra üniversiteyi nasıl okuyacaklar? Ancak şöyle bir şey yapılabilir. Belki Almanya’daki okullarda Türklere yönelik bazı seçmeli dersler konulabilir.”
Yalçın Doğan (Alman Lisesi mezunu ve Hürriyet gazetesi yazarı): “Başbakan bu teklifi yaptıktan sonra Almanya’da yaşayan Türklerin anadilde eğitiminin önemli olduğunu vurgulamıştı. Başbakan anadilde eğitime vurgu yapıyor ama Türkiye’de yaşayan farklı etnik kökenlere sahip insanlar var, Kürtler var. Bunların anadilde eğitim görmelerine acaba nasıl bakıyor? Tabii Başbakan’ın bu teklifine Alman hükümetinin daha toleranslı yaklaşması mümkündü ama yaklaşmadılar.”
Cengiz Arpacıoğlu (Eski Alman Lisesi Mezunları Derneği Başkanı): “Ben, 11 yıl Almanya’da yaşadım. 10 yıldan beri orada çalışan ama hâlâ iki kelime Almanca bilmeyen Türkler gördüm. Dolayısıyla Almanya’da bir Türk lisesinden ziyade, Türkçenin iyi bir şekilde öğretildiği hatta seçmeli ders olarak verildiği Alman liselerine gidilmesi daha makbul. Çünkü zaten oradaki Türkler entegrasyonda sorun yaşıyorlar. Böyle bir şey daha da zorlaştırır diye düşünüyorum.”
Nazan Eckes: Uyum açısından uygun değil
NDR televizyonunda yapılan bir sohbet toplantısına katılan Türk kökenli sunucu Nazan Eckes, Türk Lisesi kurulmasını ‘uyum’ açısından uygun bulmadığını belirtirken, ünlü oyuncu İris Berber ise “Okullarda İngilizce, Fransızca, İspanyolca gibi, Türkçe de ikinci yabancı dil olarak okutulsun. Bu hem Türkçeye verilen önemi gösterir, hem de Türk toplumuna yönelik olumlu bir sinyal verilmiş olur” dedi.
Alman Lisesi’nin yapısı
Özel Alman Lisesi 1868 yılında kuruldu. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı. Başında bir Alman müdür var. Okulda bir de Türk kökenli başmüdür yardımcısı bulunuyor. Eğitim dili Almanca. Okulda Almanların yanı sıra Türk öğretmenler de ders veriyor. Hem Türk hem de yabancı öğrenciler eğitim ve öğretim görüyor. Türk kanun ve yönetmeliklerine tabi. Okul, İstanbul Özel Alman Lisesi İdare Derneği tarafından idare ediliyor. Bu dernek eğitim ve öğretim konuları dışındaki alanlarda okulu temsil ediliyor, sözleşmeler ve finansal konularla ilgileniyor. Dernek 30 üyeden oluşuyor. Federal Almanya Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’ndan da bir temsilci yönetim kurulunda bulunuyor.
Roth’tan ‘Pavlov’un köpeği’ benzetmesi
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth da, Erdoğan’ın Almanya’da Türk liseleri açılması önerisine tepki gösteren çevreleri sert bir dille eleştirdi. Başta Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) olmak üzere bazı çevrelerin bilinçli bir biçimde Erdoğan’ın yaklaşımını yanlış yorumladığını belirten Roth, şunları söyledi: “Almanya’da çocuklar tabii Almanca öğrenmeli, Almanca konuşmalı. Tedrisat Almanca olmalı. Ama çocuklar anadillerini de öğrenmeli. Nasıl Fransızca, İngilizce öğretiliyorsa, Türkçe de okulda öğretilmeli. Türk-Alman partner okulu iyi bir model olabilir. Muhafazakâr politikacılar tıpkı Pavlov’un köpekleri gibi hep aynı reaksiyonu gösteriyorlar. Bu ve benzer konuları iç politikada puan toplamak için istismar ediyorlar.”