05.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz / İSTANBUL
İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yaptığı kazayla polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün şehit olmasına, polis memuru Emre Tetik’in yaralanmasına neden olan Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in davası dün sonuçlandı. 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya hakkında 22.5 yıl hapis cezası istenen tutuklu sanık Rüzgar Çetin ve avukatları katıldı. Şikayetlerinden vazgeçen İsmet Fatih Alagöz’ün ailesi ile yaralanan polis Emre Tetik’in ailesinden katılan yoktu. Duruşmaya girmeyen Alagöz ailesinin avukatı Yılmaz Aboşoğlu Milliyet’e, “Şikayetimizi geri çektiğimiz için bulunmamız etik olmaz” dedi. Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı Ekrem Şakar, sanığın çarptığı aracın görevli polis aracı olması, sanığın alkollü olması, Adli Tıp’tan gelen rapor ve kaza tutanağını dikkate alarak, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak” suçundan 3 yıldan 22.5 yıla kadar hapis istedi. Savcı, Çetin’in suçun niteliği ve cezanın üst sınırı dikkate alınarak tutukluluk halinin devamını da talep etti.
‘Kemer takılmış olsaydı’
Çetin’in avukatı Mehmet Uysal ise, Adli Tıp raporunda müvekkilinin asli kusurluğu olduğu belirtilmiş olsa da araçta bulunanların emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunduğu ve bu nedenle fahiş bir hata yapıldığı öne sürdü. “Şayet kemer takılmış olsaydı yüzde 70 ihtimalle ölüm olmayacaktı” diyen Uysal, bilinçli değil basit taksir suçundan yargılamanın yapılmasını ve bunun da 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngördüğünü söyledi. Uysal “Şikayetçiler de şikayetlerinden vazgeçmişlerdir. Helallik almışlardır, dolayısıyla ortada şikayetçi kalmamıştır. Müvekkilimin kaçma şüphesi de yoktur” diyerek tahliye talep etti. Rüzgar Çetin de, savunmasında “Kazaya sebebiyet verecek bir hareketim yoktu. Bulunduğum yerde sollama yasağı da yoktu. Aldığım alkol oranı yasal sınırlar içinde. Alkolün etkisinde değildim. Tabi bunların hiçbiri benim üzüntümü hafifletmiyor. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Son sözü sorulan Çetin, “İnsanları sevdiklerinden ayırdığım için çok üzgünüm” dedi.
İyi hal indirimi
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Çetin’in taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunun işlediğinin sabit olduğunu belirtti. Çetin’e önce 5 yıl hapis cezası veren heyet, suçun “bilinçli taksir” ile meydana gelmesini dikkate alarak cezayı 7 yıl 6 aya çıkardı. Duruşmalardaki iyi hali ve Çetin’in olaydan duyduğu pişmanlığı lehine indirim sebebi sayan heyet, 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti. Heyet, Çetin ehliyetinin 1 yıl 6 ay süreyle geri alınmasına hükmetti. Karar mahkeme heyeti üyeleri Arzu Dur ve Fatma Aybey’in oy çokluğuyla verildi. Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek ise karara şerh düştü.
Çetin, Ağustos 2008’de Beşiktaş’ta gece kulübünde husumetli olduğu Sercan Akdağ ile kavga etmiş, ‘kasten yaralama’ suçundan 2011’de 2 yıl hapis cezası almıştı. Çetin’in bu cezası için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, ceza 5 yıl süreyle ertelenmişti.
Çetin’in, 5 yıl içinde bir daha suç işlemesi durumunda geri bırakılan ceza süresini cezaevinde geçirmesi gerekiyordu. Ancak mahkeme, kararda bunun da yolunu tıkayarak “Her ne kadar sanığın adli sicil kaydında yer alan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarına ilişkin ihbarda bulunulmasına ilişkin talepte bulunulmuş ise de CMK 231/10 maddesi uyarınca işlenen suçun taksirli suç olması nedeni ile mahkemelerine ihbarda bulunulmasına yer olmadığına” dedi. Çetin, dün akşam 20.35’te cezaevinden çıkış yaptı.
HUKUKÇULAR NASIL YORUMLADI?
Prof. Dr. Ersan Şen: Görev şehidinin yakını şikâyetinden vazgeçti. Taksirle ölüme sebebiyet vermelerde şikâyetten vazgeçme davayı düşürmez ama 1 Temmuz’dan önce işlenen suçlarda KHK ile koşullu salıverilme yarı oranına getirildi, denetimli serbestlik de iki yıla çıkarıldı. 8 ayı aşkın tutukluluktan bahsediliyor, bu şahsın 6 yıl 3 ay cezası kesinleşse infazında neredeyse yatarı kalmamış. Yerine bir de mahkeme adli kontrol tatbik ediyor. Açılan davayla, iddiayla, fiille, faille bağlı olduğuna göre, şikâyetçilerden birisinin de vazgeçmesiyle ceza miktarının azamisi o şekilde azalmış. 8 ayı aşan tutuklulukta şahıs pişmanlığını ortaya koyduğuna göre, mahkeme suçun işlendiğini tespit etmiş yasal aralıklarda cezayı vermiş. Yattığı süreyi dikkate alarak tutukluğu kaldırmış, adli kontrol tatbikiyle kaçma ihtimali önlenmiş.
Doç. Dr. Yılmaz YazıcıOğlu: 2005’ten evvelki durum, şimdi KHK’larla yeniden yaratıldı. 2005’ten önce eski infazı düzenleyen yönetmelikle 30 günü hapiste olması gereken kişi 12 günde tahliye oluyordu. Bu dosyada alt sınırı 3 yıl olan bir cezanın sanığa 6 yıl 3 ay uygulanması yeterince cezasal yaptırımı öngörülmüş. Sanığın hakkının alt sınır olduğunu düşünürsek bu sınırdan 2 kat üstüne çıkan ceza oldukça ağırlık sebebi uygulanan bir ceza. Hakimin, takdiri indirim sebebi uygulandığını görüyoruz. Sicilinde hükmün açıklamasının geri bırakıldığı suçlar olan birine neye dayanarak takdiri indirim uyguladığını hakime sormak gerekir.
İşte o şerh
Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek, şerh yazısında, temel ceza 5 yıl hapis olarak belirlenmişse de olayın şeklinin kamu hizmeti yapan müteveffa ve mağdurun görevi esnasında meydana gelmiş olması, Adli Tıp raporunda kusurun tamamının sanığa ait bulunması dolayısıyla kusurun yoğunluğu, olayın oluş şekli, meydana gelen tehlike ve zarar dikkate alındığında temel cezanın 10 yıl hapis olması gerektiğini belirtti. Şimşek, bilinçli taksir gereğince de cezanın yarı oranında artırılarak 15 yıl hapis cezası verilmesi gerektiğini ifade edip şöyle devam etti:
“Başkaca artırma ve indirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, keza sanığa ait dosyadaki İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesi ve İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilamlarının mahkemelerine karar kesinleştiğinde ihbarda bulunulmasına karar verilmesi, netice cezanın 15 yl olduğu nazara alınarak da sanığın tutuklu kaldığı sürenin 8 ay gibi bir süre bulunması nedeniyle bu nedenlerle sayın hakimlerin tahliyeye yönelik rararlarına da tutukluluk halinin devamı görüşü ile karşıyım.”
Şikâyeti geri çekmişlerdi
Beşiktaş’ta, 29 Ocak’ta seyir halindeki trafik polisi aracı ile karşı yönden gelen Rüzgar Çetin’in kullandığı 34 RUZ 27 plakalı otomobil çarpışmış, kazada araçta bulunan 2 polis memurundan biri otomobilden fırlayarak, diğeri ise sıkışarak ağır yaralanmıştı. Araçtan fırlayan polis memuru İsmet Fatih Alagöz, kaldırıldığı hastanede şehit olmuş, diğer polis memuru Emre Tetik ise yaralanmıştı. Davada ilk şikayetini çeken yaralanan polis Emre Tetik olmuştu. Tetik’in şikayetini geri çekmesinden sonra şehit polis Fatih Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz, polis memurunun şikayetini geri çekmesini eleştirerek, “İnsanların tek dini para olmuş. Ben şikayetimi sonuna kadar sürdüreceğim” demişti. Ancak Özlem Alagöz de geçen hafta celse arasında şikayet talebinden fergat dilekçesini mahkemeye sunmuştu. Böylece davada şikayetçi kalmamıştı.