GündemSavcıya göre mesele ağaç değil

Savcıya göre mesele ağaç değil

04.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul’da Gezi Parkı eylemlerine katılan 36 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede eylemlerin ‘demokratik tepkinin ötesine geçerek terör örgütlerinin eylemlerine dönüştüğü’; polislerin ise eylemcilere karşı orantılı güç kullandığı savunuldu

Savcıya göre mesele ağaç değil

17 Aralık operasyonunun ikinci soruşturmasını açtıktan sonra dosyadan el çektirilen Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, üzerinde çalıştığı ‘Gezi iddianamesi’ni tamamladı. İddianamede SDP Üyesi Ulaş Bayraktaroğlu’nun da bulunduğu 4’ü tutuklu, 36 sanığın, 3 ile 58 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi. Sanıkların çevrecileri terör ortama yaratmak için provoke ettiği, polisin ise orantılı güç kullandığı savunuldu.

‘Marjinal gruplar girdi’
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Savcı Akkaş’ın hazırladığı 95 sayfalık iddianamede, mağdur olarak isimleri değil sicil numaraları bulunan 9 polis memuru ile Taksim Family House Oteli Müdürü Abdulvahap Baran yer aldı. İddianamede, ‘demokratik protesto’ diye tarif edilen Gezi Parkı eylemlerinin bir süre sonra ‘demokratik tepkinin ötesine geçerek terör örgütleri ve marjinal grupların yönlendirmesiyle terör örgütlerinin eylemlerine dönüştüğü’ iddia edildi. Eylemlerde ‘kamu görevlilerini aciz düşürme’ kastı olduğu savunuldu.

‘Masum kalmadı’
İddianamede 36 sanık hakkında “terör örgütü üyeliği” suçlaması getirildi. İddianamede “Basın açıklaması yapmak suretiyle kullanılması gereken protesto etme hakkının yasal zeminden uzaklaşarak gerçekleştirilen eylem ve saldırılar neticesinde halk üzerinde korku, panik ve endişe oluşturulmuştur.”
Eylemler iddianamede “Taksim Gezi Parkı protestolarının masum bir hak kullanma eylemi olarak kalmadığı, eylemlerin yasadışı gösterilere dönüştüğü, eylemlerin ifade özgürlüğü ile yasal protesto ve gösteri sınırını aşarak yasadışı gösterilere dönüştüğü” sözleriyle tarif edildi.

Savcı polisi savundu
İddianamede, şu ifadelere yer verildi:
“Dünyada ülkemizi zor duruma sokmak, devletimizi itibarsızlaştırmak isteyen terör örgütlerinin istediği bu ortama son vermek, Atatürk Kültür Merkezi’nde ve Atatürk Anıtı’ndaki illegal pankart ve dövizleri indirmek amacıyla 11 Haziran 2013 günü Taksim Meydanı’na giren güvenlik güçlerine, başta Devrimci Karargah terör örgütünün hamisi olan SDP ve bazı sol örgütleri mensupları tarafından bombalı, molotoflu, hava fişekli, taşlı, sopalı saldırılarda bulunulmuş, birçok güvenlik görevlisi çeşitli yerlerinden yaralanarak hastanelere kaldırılmıştır. Saldırganlara yönelik defalarca megafonla anons yapılmasına rağmen saldırılarını devam ettirmeleri üzerine orantılı güç kullanılmış, eylemciler kaçıp SDP binasına sığınmışlardır.”

İlk celse 15 Mayıs’ta
İddianamede, “SDP binasının aramasında elde edilen dokümanların incelemesinde, düzenlenen eylemleri provoke eden bu yapılanmanın asıl amacının; Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yeşil alanın yok edilmemesi gibi masumane bir taleple meydanlara çıkan vatandaşları provoke ederek bir terör ortamı oluşturmak ve halkı kışkırtmak olduğu anlaşılmaktadır” görüşüne yer verildi. Davanın ilk duruşması 15 Mayıs’ta Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek.

Haberin Devamı

Eylemlerin bilançosu
İddianamede eylemlerin polis tarafından bildirilen bilançosu da şöyle verildi: “280 işyeri, 103 polis otosu, 259 özel araç, bir konut, bir polis merkezi, 5 kamu binası, 12 parti binası, reklam panoları, trafik levhaları, otobüs durakları, kaldırımlar, MOBESE kameraları, sinyalizasyon sistemleri, park ve peyzaj düzenlemeleri, aydınlatma direkleri, polis noktalarına zarar verilmiş, milyonlarca lira zarar meydana gelmiş, olaylar sırasında 915 vatandaş ve 514 güvenlik görevlisinin yaralandığı anlaşılmıştır.”