Gündem Serin Duruş

Serin Duruş

25.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

3-2-1 Yayındayız!...

Serin Duruş


     

     Bir büyük besteci düşünün ki, "Yahu ben şimdi patlatacağım senfoniyi de, ya alıp kötü bir yerde kullanırlarsa, ciddi endişeliyim!" desin ve yapmasın besteyi. Demez.... Demez ama ilahi bir güçle yaptığı muhteşem bestesi yıllar sonra; kapı zili, cep telefonu melodisi, hatta geri vitese takmış arabalardan yükselen alarm kılığında "dürülürü lü, dürülürü lü" şeklinde karşımıza çıkar.
     Ya da bir tane mucit gösterin ki, bulacağı şey, kötü emellere alet edilsin diye gece gündüz deli gibi çabalasın dursun.
     Mesela 1887’de İngiliz Fizikçi William Cookes’un başlattığı araştırmaları devam ettiren
     Ferdinand Braun, televizyonlardaki modern alıcı tüpün öncüsü olan tüpü yaratır. Ve John Logie Baird de, 1926’da ilk televizyon gösterimini sunar. Güzel şeyler herkes tarafından izlensin diye...
     John Logie Baird adlı şahıs o televizyonlardan, savaşta ölen askerlerin parçalanmış bedenlerini, yaralı çocukların yaş değil kan damlayan çaresiz gözlerini seyretseydi; eline balyozu alıp "Hay senin icadına!" diye kendi bulduğu televizyonu un ufak etmez miydi?
     "Kan, patlayan bomba, cansız beden gösterecek bir alet mi? Bırak eksik olsun, pazarda limon satarım daha iyi" demez miydi?
     İnsanlığın gelişiminde faydası olan tüm icatların bir süre sonra yine insanoğluna zarar vermeye başlaması ne acı!
     Yüzlerce savaş filminde, kopan bacaklar, dökülen bağırsaklar, bini bir paraya vahşet sahneleri seyrettikten sonra bugün yaşanan kepazeliğin asla ortaya çıkmaması gerekmez miydi? Dünyanın en etkileyici buluşu, nasıl olur da böyle bir konuda bu kadar etkisiz kalabilir?
     Teknoloji ve icatların "iyi şeyler" olduğu kesin. Kötü olan, henüz hastalıklı ruhları tedavi edecek bir şeyin icat edilememiş olması...
     
     Hmmmm...
     "Hz.Muhammed'i bizim Osmanlı ordusu korudu Araplardan!.." => Meriç Köyatası (Arapların bize olan düşmanlığını anlatırken)
     
     3'te 3
     Metin Uca: C harfindeyiz, soyadı Koray olan ve Temmuz 2000'de kaybettiğimiz ünlü sunucumuz?
     Yarışmacı: Ceyda!..
     Metin Uca: Tatlı Kaçıklar, Çiçek Taksi gibi dizilerde oynayan Erol isimli Türk Tiyatrosunun önemli isminin soyadı?
     Aynı yarışmacı: Gani!..
     Metin Uca: Stanley Kubrick'in yapmak istediği fakat Steven Spielberg'in tamamladığı film "Y" harfi?
     Yine aynı yarışmacı: Yurassin park!..
     
     Eğilim
     "98'de ilk kaset çıkarma eğilimine başladım..." => Serdar Ortaç
     
     Laf Arası Adamı Bihter...
     Bihter abi bugünlerde bir eğilimin var mı abi?
     Yok, belim ağrıyor bugünlerde pek eğilemiyorum...
     
     Eveeeet...
     "İşte bugünün haberleri de böyle..." => Haberlerin bittiğini belirten Atv "Gün Ortası" spikeri
     
     Şopinge Ayırmak!
     "Yurtdışına gittiğimde birkaç saatimi şopinge ayırırım, imaj meykırımın durumuna göre giydiklerim değişiyor..." => Doğuş
     
     Değişik Bir Eylem!
     "Lafı içime aldın..." => Gülben Ergen (Kendisine laf sokan Seray Sever'e)
     
     Laf Arası Adamı Bihter...
     Bihter abi lafı içime alsana abi...
     Öyle siparişle lafı içine alamam, habersiz olmalısın!..
     
     

     Dün akşam benim Kasap Seyfi aradı. "Ağabey güzel kıymam geldi, sana da ayırdım, uğrar mısın, yoksa eve yollayayım mı?" diye sordu. Yazı yazmaktan bunalmışım, çıkıp alayım bari dedim. Seyfi tam benim kıymayı sararken Mehmet Barlas girdi içeri. "Oooooo İsmet Ağabey nasılsın? Ben de sana uğrayacaktım çıkışta" diyerek elimi öpmek için eğildi. Öptürdüm. "Ne oldu yine Memo?" dedim. "Ağabey ben yine Sabah'a geçtim de, yazılarımı gösterip bir fikrini alayım diye danışacaktım..." dedi ezilerek. Kendimi tutamadın, aniden bağırmışım; "Yahu sen zaten orda değil miydin Mehmet?" "Yok Ağabey eskiden oradaydım, sonra bir ara Akşam'a geçtim, şimdi yine Sabah'a geçtim. Hatta sen de yazmıştın ya Ağabey, hani statik gazetecilikten sıkılmış falan demiştin, sıkılmasaydı kızarım falan demiştin hatırladın mı Ağabey?" deyince tepem attı, "Yahu zırt-pırt, sabah-akşam işyeri değiştirilir mi? Sabah Sabah'ta, akşam Akşam'da mı yazıyorsun? Öğlen gazetesi çıkartıyorum gel öğlenleri de Öğlen'de yaz bari!" diye fırçayı basınca bu arkasına bakmadan bir anda kaçtı... Beş kilo da pirzola dövdürmüştü Seyfi'ye, onu da unuttu korkudan. Neyse ben alayım bari, akşam yerim... Işık Sizinle Olsun!
     

GÜNCEL


Peşmergeler, Irak ordusuyla çatıştı
Gerçek savaş Bağdat sokaklarında olacak!
‘Nasıriye’de saplandık hareket edemiyoruz!..’
Iraklı çiftçi tüfekle helikopter avladı...
İstemese de parçalıyor
Tanıdığım El Sahaf
UBS: İsteyin, Saddam’ın paralarını gönderelim...
‘Esirlere İslami kurallar geçerli’
Amerikalılar özür diledi
İstanbul’da sığınak yok
Tomahawk’lara geçiş yok...
Savaş notları..
Borç takıp gittiler
Ekranlar kararmayacak
Serin Duruş
Kısa kısa...