GündemSevgiliyi yakma töre kapsamında

Sevgiliyi yakma töre kapsamında

21.06.2009 - 00:06 | Son Güncellenme:

Yargıtay, Diyarbakır’da sevdiği kızı kendisini aldattığı gerekçesiyle yakarak öldüren sanığa verilen cezayı ‘töre’ kapsamına alarak onadı

Sevgiliyi yakma töre kapsamında

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Diyarbakır’da 2003 yılında, dayısının oğlu N.Ö. ile birlikte, sevgilisi N.Y’yi, başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle yakarak öldüren Ş.D.’ye, verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, “töre” kapsamına aldı. Kararda, verilen hükümde düzeltme nedeni dışında bir eksikliğin görülmediği belirtilerek şöyle denildi:
“Sanık Ş.D. ile maktule N.Y. arasında gönül ilişkisi olduğu, maktulenin başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle sanık Ş.D.’nin diğer sanık N.Ö. ile birlikte maktuleyi olay yerine götürdükten sonra etkisiz hale getirip çantasındaki eşyaları maktulenin üzerine dökmek suretiyle yakarak ölümüne neden oldukları anlaşılmaktadır.
Olayda, sanık Ş.D.’nin maktulenin bu davranışını namus ve şerefini eksilten bir davranış olarak nitelendirerek diğer sanık N.Ö.’nün de katılımıyla eylemlerini, töre/namus saikiyle gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, TCK’nın ’Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek’ suçunu kapsayan 82/1-b maddesi yanında ’töre saikiyle’ hükmünü içeren ’k’ bendi uyarınca da hüküm kurulması gerektiğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.”

Cinsel organı yakıldı
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın gerekçeli kararında, sanıklar Ş.D. ve dayısının oğlu N.Ö.’nün planlı bir şekilde maktul N.Y.’yi öldürdükleri belirtilmişti.
Kararda, maktul N.Y.’nin cinsel organına yanıcı madde dökülüp, yakılarak öldürüldüğünün tespit edildiği vurgulanmıştı. Ş.D. ve N.Ö., ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Ceza, sanıkların yargılama esnasındaki davranışları dikkate alınarak, müebbet hapis cezasına dönüştürülmüştü.

Haberin Devamı

‘Karar olumlu’
Avukat Meral Danış Beştaş, Yargıtay’ın kararını olumlu karşıladıklarını belirterek, “Cinayetin ‘namus cinayeti’ olarak değerlendirilmesi doğrudur. Bu tip cinayetleri namus saikiyle geniş yorumlamak lazım. Namus cinayetlerinin önlenmesi açısından son derece etkili bir karar. Biz kadın hakları savunucuları olarak da TCK’nın 82/1-k bendinde ’aile meclisi’ kararının aranmasına gerek olmadığı görüşündeyiz” dedi.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler