GündemKartalkaya'da 8 yakınını kaybetti, otel sahiplerine isyan etti: Meyve yiyorlardı, bu nasıl umursamazlık?

CANLI AKTARIM Kartalkaya'da 8 yakınını kaybetti, otel sahiplerine isyan etti: Meyve yiyorlardı, bu nasıl umursamazlık?

08.07.2025 - 00:01 | Son Güncellenme:

Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında ilk duruşma başladı. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşen duruşmada hayatını kaybedenlerin yakınlarının isyanı yürek burktu. Duruşmanın ilk günü sona erdi. İşte tüm detaylar...

 

megaphone

SON DAKİKA

DURUŞMA SALI GÜNÜ DEVAM EDECEK

Erdoğan’ın savunmasının ardından duruşmanın ilk günü tamamlandı. Duruşmaya sabah saat 09.15'e kadar ara verilirken, davaya katılanlar salondan ayrıldı.

‘BİZİM OTELLERDE YAPTIĞIMIZ DENETİMLER, RUHSATSIZLIK DENETİMİDİR’

Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel duruşmasında İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü tutuklu sanık Yeliz Erdoğan’ın savunması alındı. Yeliz Erdoğan savunmasında, “Burada olma sebebim Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bizi hedefe oturtması. Bilirkişi raporu, mevzuata ctrl +f (ara) yapıp yangın yazarak bize suç isnat etmeye çalışmaktadır. Biz madde 5’e göre ruhsat veririz. Biz belgenin denetimini yapmayız. Belgeler bana sunulur, biz de belgelere göre ruhsat düzenleriz. Kesinleştirme denetiminde bakılması gereken hususlar da 14'üncü maddede belirtilmiştir. 5’inci maddenin 2’nci fıkrasında der ki bu belgeler daha sonraki denetimlerde kontrol edilir. Umuma açık istirahat alanlarında bu belgeler yerinde kontrol edilir. Otel için ruhsat 2007 yılında düzeltme ruhsatı da 2008'de yapılmıştır. Ben o tarihte görevde yoktum. O ruhsatın itfaiye raporunda uygundur ibaresi bulunmaktadır. Turizm işletme belgesi işyeri açma ruhsatı yerine geçmiş ve halen aynı belge sahibi varsa, işyeri açma belgesi almak zorunda değil. Çünkü işyeri açma ruhsatı bir otelin faaliyete geçmesi için nihai belge değildir. Turizm işletme belgesi nihai belgedir. İşyeri açma ruhsatı aldıktan 6 ay içinde turizm işletme belgesi alınır, belge alınamazsa konaklama faaliyeti yapamaz. Biz 13’üncü maddedeki kesinleştirme denetimini yaparız. Bizim otellerde yaptığımız denetimler, ruhsatsızlık denetimidir. İçeride kayak aleti satan dükkanlar, farklı küçük dükkanlar bulunur. Bu dükkanlar işletme sahibine aitse ayrıca ruhsat aranmaz başkasına aitse yeni işyeri ruhsatı aranır” dedi.

‘KIZIMA VEDA ETMEDEN GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDIM’

Otel içinde alkollü bir restoranın açılması için başvuru yapıldığını ifade eden Erdoğan, “İçkili restoran açılması için başvuruldu. Ben de istenmesi gereken belgeleri istedim. İtfaiye raporunu restoran otel içinde olduğu için Grand Kartal’ın tamamına itfaiye raporu istedim. 15 Ocak’ta bize teslim edilen rapor sadece lokanta içindi. Ben de ruhsat onayı vermedim. Binaların yangından korunması kanununda ruhsat veren sorumlu tutulmamıştır. İşveren işyeri sahibi, mimar, mühendis, yapı denetim firması kusuru oranında suçludur. Kaçma şüphem mi vardı da çalıştığım yerden, kızıma veda etmeden gözaltına alınıp tutuklandım. Ayrıca benim hiçbir sorumluluğum yoktur. Turizm işletme belgesi kuruluşlar sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenir” dedi.

‘TURİZM BAKANLIĞI’NIN 2008'DEN BERİ GRAND KARTAL OTELDE TAM 14 DENETİM YAPTIĞINI GÖRDÜM’

Yeliz Erdoğan, “Bilirkişi raporunda yangının hızla büyümesinin asıl sebebi binanın yapısı, personelin bilgisizliği, içindeki malzemeler sayılıyor. İşyeri açma ruhsatı veren kapsamda sayılmıyor. 2023 yılında il kültür turizm müdürlüğünün isteğiyle vali yardımcısı oluruyla bir turizm tesisleri denetim komisyonu kuruldu ancak bu komisyonda itfaiyeden biri yok. Turizm Bakanlığı’nın 2008'den beri Grand Kartal otelde tam 14 denetim yaptığını gördüm. Bunlardan 3'ü CİMER’den şikayet üzerine yapılmış. Ama bu tarihe kadar hiçbir şikayet dilekçesi bana iletilmedi. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkinin bakanlıkta olduğu gerekçesiyle kontrolör gönderilmesini talep etmiş. Biz personelimizin de eksik olması nedeniyle ben sadece kesinleştirme denetimi yapabiliyoruz” dedi.

' YANGINLA İLGİLİ DENETİM YAPACAK UZMANLIĞIMIZ YOK'

Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel duruşmasında İl Özel İdaresi Genel Sekreteri tutuklu sanık Sırrı Köstereli’nin savunması alındı. Köstereli, Vali’nin verdiği yetkiyle çalıştığını ifade ederek, “Grand Kartal Otel, 1998 yılında inşaata başlamış. İmar ve projeleri bölgenin turizm bölgesi olması nedeniyle bakanlığın onaylamasıyla iskan ve imar verilerek faaliyete başlamış. 2007'ye kadar da zaten işletmede bulunan bir otel. 1999'dan 2007'ye kadar İl Özel İdaresi zaten devrede yok. 2007'den sonra şirkette ayrılık söz konusu olmuş. Ruhsat yetkisi de mücavir alan olduğu için İl Özel İdaresi’ne verilmiş. 2021 yılında da yangın yeterlilik belgesi verilmiş. Umuma açık dinlenme yerleri için bir belge listemiz var. İşyeri sahipleri bunları bize getirir. Daha sonra denetimler yapılarak ruhsatı verilir. Bu alan turizm belgeli bir alan, 2020’de değişen fıkra ile bir karar verilmiş. Turizm işletme belgeli tesisler ve verilmesine esas unsurlar bakımından sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı belge verebilir. Bu hüküm geldiğinden beri başkaca bir belge aranmaz. Bu hüküm geldiğinden beri bu alanda yetkimiz yok. Yangınla ilgili denetim yapacak uzmanlığımız da yok. Ben mülkiye müfettişleri denetleme yaparken otellerde denetleme yapıldığını öğrendim. İlgili personele sorduğumda otelleri denetleme yetkimiz olmadığını söyledi. Yakın bölgelere gittiklerinde uğradıklarını, gıda mühendisliği gibi alanlarda denetim yaptıklarını söyledi. Açıkça yetki aşımı yapmışlar yani. Bizim de o personele disiplin işlemi yapmamız gerekiyordu, tutuklanınca işlem yapamadık” dedi.

'GEREĞİ YAPILSIN DENİLEN EVRAKI İŞLEVSİZ BIRAKMAKLA SUÇLANDIM'

Sanık Köstereli, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşleri Genel Müdürlüğü İl Özel İdareye bir yazı yazıyor. Evrak benim sistemime düştüğünde ben de gereği yapılsın diye alt personele havale ediyorum. Evrak diyor ki 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununa göre bu otelin belgesini yenileyin. İş yeri açma ruhsatında bir değişiklik olursa, ivedi şekilde tarafımıza bildirin denmektedir. Bu yazıda denetim yapın gibi değil, değişikliği bildirmemiz istenmişti. Gereği yapılsın denilen evrakı işlevsiz bırakmakla suçlandım. Turizm işletme belgesinin nasıl verildiğini anlatmak istiyorum. Bolu'da bir otel yapıldı. Bize iş yeri açma belgesi için müracaat ediyor. Turizm teşvik kanunu uyarınca bakanlığa bildiriyoruz. Turizm işletme belgesi olmadan iş yeri açma ruhsatının bir geçerliliği bulunmuyor. Bu yeni açılan otel bakanlıktan turizm teşvik belgesini alamadı. Bakanlık da bizden otelin iş yeri ruhsatını iptal edip kapatmamızı istedi. Biz de oteli kapattık” diye konuştu.

'DENETİM YETKİMİZ YOK'

Köstereli, “Genel sekreter olarak yangın denetimi görevim yok. Görevim olmayan bir durumdan dolayı ben 5 aydır tutukluyum. Ailemden uzağım. İşlemediğim bir suçtan dolayı tutukluyum. 61 yaşına gelmiş hastalıkları olan biriyim. Beraatimi istiyorum. Tanıdığım insanların aileleri çocukları rahmetli oldu. Baş sağlığı ve sabır diliyorum. İl Özel İdaresi olarak Grand Kartal olayında kusurumuz yoktur. Denetim yetkimiz yok. Denetim sonucunu ben bilmiyorum ancak olumsuzluk olursa bana geliyor” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı
‘KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YETKİLİ’

Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel duruşmasında İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı tutuklu sanık Bünyamin Bal’ın savunması alındı. Bal, otelin turizm belgesi olduğu için İl Özel İdaresi’nin denetim yetkisi olmadığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yetkili olduğunu ifade ederek, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen yazıda bana sorgulama izni verilmedi. Elimde olan bir şey değil. İddianameyi bilirkişi raporlarını, yönetmelikleri, mevzuatı okudum. Yaptığım incelemelere göre İl Özel İdaresi’nin yangınla ilgili bir teşkilatı yoktur. Türkiye'de hiçbir yerde yoktur. İçişleri Bakanlığı teşkilat şemasında İtfaiye Müdürlüğü yoktur. İsteseniz de kuramazsınız. Bu yüzden 1- İl Özel İdaresi’nin yetki alanı değildir. 2- O yüzden itfaiyeden belge alınır. 3- yangın denetimi yapacağına dair bir durum yoktur. Otel işletmeciliğinde, yapımında her süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığı görev alır. Denetimin her aşamasında bu mevzuat çıkartma kabiliyetine sahip kurum tarafından yapılmalıdır. 2017 yılında yapılan değişiklikle tek yetkili Kültür ve Turizm Bakanlığı'dır deniyor. Grand Kartal Otel’in faal bir otel olduğunu düşünürsek tamamlanan yatırımın fikir projelerine, iş yeri açma ruhsatı veya işyeri belgesi başvurusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı denetler. Mevzuat sadece denetim sorumluluğunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda olduğunu ortaya koymaktadır” diye konuştu.

‘SUÇUM NEDİR VALLAHİ BİLLAHİ BİLMİYORUM’

Yangın faciasında kendisinin bir kusuru olmadığını ifade eden Bal, “Mevzuat uyarınca Grand Kartal, 3 yıldızlı bir otel olup değerlendirme formuna tabi olduğu 176 ve 179 sayılı maddelerde puanlamalara yer verilmektedir. Başka otellerde yangın denetimi yapıldığı ve itfaiye müdürlüğüyle yazışmalar yaptığı yer almaktadır. Bu da bakanlığın denetimi yaptığını göstermektedir. İl Özel İdaresinin nelere bakacağı, ne sıklıkla denetleneceği ortaya konulmamış ve düzenlenmemiştir. Kuramayacağı bir teşkilatla İl Özel İdare yangın denetimi yapamaz. Suçum nedir vallahi billahi bilmiyorum 5 aydır tutukluyum. Oteli denetleyen personel ben değilim. Otel yangınıyla ilgili şahsıma sunulmuş hiçbir aksaklık, kusur yoktur. Benimle illiyet bağını anlamış değilim. Üst makamlardan gelmiş bir talimat yoktur, dolayısıyla kusurum yoktur” dedi.

Oteli denetleme görevinin bulunmadığını söyleyen sanık Bal, “Bana görev verilmemiştir. Hiçbir ruhsat işleminde bulunmadım, hiçbir denetimde bulunmadım, Ruhsat Denetleme Müdürlüğünden tarafıma yazı gelmemiştir. Yangın denetimi yapmak görevim değildir. Hiçbir evrakta imzam da yoktur. Dolayısıyla bağım yoktur. Olur verdiğimiz komisyonlar, yıllık planda müdürlerin şu personelle şu denetimleri yapacağız planlaması gibidir. Ben yangından sonra arkadaşların yanına gittim, sordum. Otelle ilgili denetleme görevimiz var mı diye sordum. Müdüre hanım denetimin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılması gerektiğini söyledi” ifadelerini kullandı.

‘YANGIN SİSTEMLERİYLE BİR İLGİM YOK’

Otelde elektrikçi olan tutuklu sanık Hüseyin Özer’in savunması alındı. Özer, “Bazı ifadelerde benim sorumluluğum olduğu söylenmiş ancak bu belki çok eski çalışan olduğum için göz aşinalığıdır. Benim sigortam Gazelle Otel’den ödenmektedir, yanan otelde çalışmıyorum. Talimatla basit kablo çekme işlerini yapardık. Dosyanızda bulunan kamera görüntülerinin kablolarını biz çektik. Yangın sistemleriyle bir ilgim yoktur. Kurulumunu da çalışmasını da bilmem. Ben hiçbir işi talimatsız yapmam. Yangın olduğunda otelde değildim, oğlum ameliyat olmuştu. Haberi duyunca otele gittim jandarma herkesi topladı. O zamandır cezaevindeyim. Sezon öncesi bakımcı firmalar gelir, bakımını yapar giderler, o maksatla gerekli incelemeleri yaparız dedim. Grand Kartal Otel’in veya Kartal Otel’in kendi teknik kadrosu yoktur. Gazelle Otel destek vermektedir. Tahsin Bey ile yangın panelinin bakımını biz yapmadık. Biz videosunu çekip muhasebeye verdik, muhasebe görüntüsünü istemişti. Patronların talimatıyla Grand Kartal’a destek verdim. Ben Kartal A.Ş.’den emekli olunca patronlarımızın ısrarıyla Gazelle’de çalışmaya devam ettim. Mutfakta kaçak akım rolesi yoktur. Role hakkında da kimseye bilgi vermedim. Kullanılan ızgaraların 2 emniyet sigortası vardı. Otelin herhangi bir yerinde kaçak akım olayı yoktu. Olay sabahı kayıt cihazları için jandarmaya yardımcı oldum. Orada cihazları jandarmaya tarif ettim şifrelerini bizzat görevli savcılara da söyledim” dedi.

BARO BAŞKANI, DAVA SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ

Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel Yangını davasına ilişkin değerlendirme yaptı. Baro Başkanı Barut, salondaki kalabalığa dikkat çekerek, "Kartalkaya faciasının ilk duruşma günü. Muhtemelen yaklaşık 10-15 gün duruşma devam edecek. İddianamenin kabulünden sonra sanıkların savunmaları alınmaya başlandı. Şu anda 4’üncü, 5’inci sanığın ifadesi, savunması alınıyor. Tabii ki buna karşı avukatları ve sanık avukatları bir şekilde soru sorarak savunmanın şeklini yapmaya çalışıyorlar. Sanırım bu ilk duruşma yaklaşık 10-15 günlük bir süreç olacak. Çünkü taraf olarak yaklaşık 250 kişilik, taraf söz konusu. Hepsinin birden fazla avukatı veya yakınlarına saydığınız zaman yaklaşık 500-600 kişilik bir salonda kitle sayısı mevcut" dedi.

‘İTİRAZLARIMIZI YAPACAĞIZ’

Diğer baroların duruşmaya katılmasına izin verilmediğini belirten Başkan Barut, "Türkiye Barolar Birliği, bir kısmı Bolu Barosu ve bir kısım barolar; Türk 1136 sayılı avukatlık kanunu, 76 ve 95’inci madde uyarınca katılma talebinde bulundular. Keza anılan maddeler uyarınca özellikle yaşam hakkının ihlali, baroların görevleri dahilinde. Baroların buna karşı mücadele etmesi dahilinde olmasına rağmen, mahkeme heyeti başkanı talebi reddetti. Buna karşı da itirazlarımızı yapacağız" ifadesini kullandı.

‘SAAT 22-23’E KADAR DEVAM EDECEK’

Barut, duruşmaların gece saatlerine kadar süreceğini belirterek, "Duruşmanın belirttiğiniz gibi her gün yapılması ve devam etmesi bekleniyor. Muhtemelen saati mesai saatinin dışında da akşam saat 22-23’e kadar devam edecek şekilde ayarlanmış vaziyette. İçeride şu anda her şey bu şekilde devam ediyor" diye konuştu.

‘MÜŞTEKİLERLE, SANIKLAR ÇOK FAZLA BİRBİRİNE YAKIN’

Barut, duruşma salonunun dar olduğunu ifade ederek, "Tabi müştekilerle, sanıklar çok fazla birbirine yakın. Müştekilerden özellikle yakınlarını kaybeden kişilerin, sanıklara gösterdiği tepkiler devam ediyor." dedi. Barut, güvenlik güçlerinin savcılık personellerine karşı gösterilen tepkiyi de engellemeye ve duruşmanın düzenini bozmadan devamını sağladığını belirtti.

‘ARA KARAR BELLİ OLACAK’

Sanıkların tahliye talebi olduğuna işaret eden Barut, "Tabii bizim için de önemli olan adil yargılama çerçevesinde duruşmanın bir şekilde kişilerin de hiçbir şekilde iddianame sonucunda alması beklenen cezaların en yüksek şekilde alması. Tabi bir kısım sanıklar tutuklu. Onların da her savunması sunan sanıklarından sonra tahliye talepleri var. Tahliye talepleri en son ilk duruşma ara kararında tahliye talepleri görüşülecek. Kimin tahliye olup olmayacağı heyetin vereceği yaklaşık 1 hafta 10 günlük süreç sonucunda ara karar ile belli olacak" diye konuştu.

‘ADALETE, GÜVEN AÇISINDAN TERS DÜŞTÜĞÜ KANAATİNDEYİZ’

Barut, Kültür ve Turizm Bakanlığı personelinin davada bulunmamasına ilişkin ise şunları söyledi:

"Şöyle biliyorsunuz dosya kapsamında bilirkişi raporunda aynı birinci derecede etkili olan 4 tane kurum vardı. Belediye, Özel İdare, Kültür Turizm Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlığı. Şu anda içeride sanık sandalyesinde olan Bolu Belediyesi'ne bağlı itfaiye müdürlüğü ve belediye başkan yardımcısı var. Aynı zamanda özel idareden sanıklar, mevcut. Ancak soruşturma izni verilmemesi sebebiyle bakanlık tarafından, 2 tane kurum hakkında şu anda içeride yargılama yapılmıyor. Onlarla ilgili soruşturma izni verilmeme kararının kalkması bekleniyor. O karar kalktıktan sonra da kanaatimce bu davanın birleşmesi gerekiyor. Bu dava içerisinde onları da sanık olarak görme imkanımız olacak. Yoksa bilirkişi raporunda birinci dereceden etkili olduğu söylenen dört tane kurumun ikisinin yargılanıp ikisinin yargılanmaması bizce adalete, güven açısından ters düştüğü kanaatindeyiz."

Haberin Devamı
TEKNİK PERSONEL: YANGIN KONTROL PANELİNİN NEREDE OLDUĞUNU TAM BİLMİYORUM

Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel'in teknik personeli tutuksuz sanık Bayram Ü.'nün duruşmada savunması alındı. Bayram Ü., "1992’den beri çalışıyorum. Başka bir şirkette çalışmadım. Yurt dışından gelen sistemlerin eğitimini alıp, burada yapıyorum. Yazları da teleferik hatlarının bakımını yapıyoruz. Arıza olursa teleferik hatlarının teknik servisini çağırırım. Sabahları önce teleferik hatlarının bakımını yapıyorum sonra müşterilerin kullanımına sunuyorum. Geniş bir alanda bulunan teleferik hatlarına hizmet verir, akşama kadar da o liftlerin başında dururum. Grand Kartal'ın elektrikçileri Hüseyin Özer ve Tahsin Pekcan'dı. Grand Kartal'ın hiçbir elektrik işinde bulunmadığım için nasıl yaptıklarını, görevlerini bilmiyorum. Teknik ekibin başında Hüseyin Özer vardı. Ben arıza veren elektrikli mutfak aletinin ne olduğunu ne yapıldığını bilmiyorum. Yangın kontrol panelinin nerede olduğunu tam bilmiyorum. Kontrol eden personel olup olmadığını bilmiyorum. Otel tesisatında iyileştirme ya da işlem yapıldı mı bilmiyorum" dedi.

'KALKTIĞIMDA HER TARAF DUMAN İÇİNDEYDİ'

Yangın anında bağrışmalara uyandığını belirten Bayram Ü., "Yangın anında otelde 3'üncü kattaki odamdaydım. Bağrışmalara uyandım. 'Otel yanıyor, yangın var' diye bağırıyorlardı. Ben kalktığımda her taraf duman içindeydi. Yangın kontrol cihazları kapatıldı mı; bilgim yok. Ben ne olduğunu anlamak için üst kata mutfağa gitmeye çalıştım yoğun dumandan gidemedim. Merdivenlerden kaçarken düştüm. Aşağıda mazot tankını kapattım. Dışarı çıkınca da oradaki vanaları kapattım. İtfaiye ve AFAD ekipleri elektriğin kesilmesini istedi, ben de Murat arkadaşımı jeneratörü kapatmaya gönderdim. Gaz vanalarından sonra elektriği kapattım” diye konuştu.

'Yangın uyarı sisteminin elektrik bağlantısını kestiği için mi' çalışmadığı sorulan Bayram Ü., "Yangın uyarı sistemleri elektrikle çalışmaz. Kendi aküleri vardır, oradan beslenir. Gaz tanklarını tedbir amaçlı kapattım" dedi.

'HAKSIZ YERE BU DAVAYA DAHİL OLMUŞ DURUMDAYIM'

FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi tutuksuz sanık Ali A., "Haksız yere bu davaya dahil olmuş durumdayım. Sürdürülebilir Turizm Sertifikasyon sürecinde yangınla ilgili bir denetimimiz bulunmamaktadır. Biz Turizm Bakanlığı'nın yetkilendirdiği Turizm Geliştirme Ajansı'nın belirlediği kriterler üzerine yetkiliyiz. Bu kriterler çerçevesinde denetimler yapıyoruz" dedi.

'DETAYLI DENETİM YAPABİLECEK YETKİMİZ YOKTUR'

Bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu öne süren Ali A., "Denetimler 3 aşamada yapılıyor. Bu sene 3’üncü aşama denetime geçtik. Grand Kartal Otel'de 2023-2024 tarihinde Aleyna Hanım yapmıştır. Kendisine TGA tarafından verilen yetki, o incelemeyi yapma yetkisi vermemektedir. Bizi bu davaya sürükleyen A2 Yasal Uyum maddesidir. Bizim bu madde kapsamında detaylı denetim yapabilecek yetkimiz yoktur. Bahsettiğimiz konular dikkate alınarak, yeni bilirkişi heyeti atanmasını talep ederek yeniden değerlendirilmesini talep ediyoruz. Bu delillere istinaden suçsuz olduğumdan beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

TUTUKLU SANIK FENALIK GEÇİRDİ

Diğer yandan Ali A.'nın savunması sırasında, otelde elektrik teknisyeni olan tutuklu sanık Hüseyin Özer fenalık geçirdi. Özer, jandarma eşliğinde sağlık kontrolüne götürüldü. Duruşmaya salonu havalandırmak için ara verildi. (DHA)

YANGIN DAVASINI İZLEYEN SİYASİLER KONUŞTU

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ile TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok, 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasını takip etti.

Yavuz, duruşmaya verilen arada gazetecilere, çok önemli dosyalardan birisi için salonda yerlerini aldıklarını belirterek, kayıpların ardından çok büyük acıların, çok büyük dramatik sahnelerin yaşandığını dile getirdi.

Yangında 3 çocuğunu, gelinini ve 4 torununu kaybeden Yüksel Gültekin'in acısının büyüklüğüne ve yitip giden canların her birinin hayata dair hikayelerinin bulunduğuna dikkati çeken Yavuz, "Adeta yanıyoruz biz de. Gönlümüz yanıyor. Ruhumuz hakikaten hırpalanıyor bir anlamda." dedi.

Yavuz, davanın en önemli yanının maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğuna değinerek, "Gerçek ortaya çıksın. İşte onun için bu düzen kuruldu. Onun için herkes burada, onun için mahkeme heyeti yargılamaya devam ediyor. Sadece sanık veya müşteki avukatları değil, birçok baro ve şehirden gelen avukat arkadaşlarımız var. Hakeza yine hayatın içinden, birçok kesimden aktör var." dedi.

"Maddi gerçek, kim suçluysa, ne kadar etkisi varsa, bu işte ihmali varsa, onlar ortaya çıksın ve herkes bunun sonucuna katlansın." diyen Yavuz, Araştırma Komisyonu'nun bu tür olayların yaşanmaması için kurulduğunu anlatarak, acılı ailelere tekrar başsağlığı diledi.

Yavuz, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde terör örgütü mensuplarınca kullanılan bir mağaradaki arama tarama faaliyetinde metan gazından etkilenerek şehit olan 12 askere de Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar temenni etti.

"HER KESİMDEN İNSANI DİNLEDİK"

Altınok da otel yangınında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına yeniden başsağlığı diledi.

Komisyon olarak toplantılarını tamamladıklarına değinen Altınok, "Dört ay boyunca yoğun şekilde 22 üyemizle her kesimden insanı dinledik, değerlendirmelerini aldık. Kurumlardan, sivil toplumlardan ve farklı kesimlerden çok fazla insanı dinledik. Yirminin üzerinde toplantı yaptık." şeklinde konuştu.

Altınok, komisyon olarak, yangın faciasıyla alakalı raporu hazırlamaya başladıklarını aktararak, "Mümkün olan en kısa sürede de raporumuzu tamamlayıp, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve ilgili makamlara tebliğ edeceğiz." dedi.

Araştırma komisyonunun yargı merci olmadığını vurgulayan Altınok, "Durum tespiti ve bundan sonra bir daha bu acı olayların yaşanmaması için neler yapılabilirin çalışmalarını yaptık. Raporumuz ortaya çıktığında, gelecekte bu gibi acı olaylar yaşanmaması için alınması lazım gelen tedbirlerin önemli boyutunu sizler de görmüş olacaksınız." ifadelerini kullandı.

Altınok, komisyon olarak duruşmaları takip etmeye devam edeceklerini belirterek, aileler ve Türkiye için acı bir olayın yaşandığını, herkesin acısını paylaştıklarını dile getirdi.

Şehit olan 12 askerle ilgili de Altınok, "Bugün Türkiye için acı bir gün. 12 vatan evladı şehit oldu. Bütün şehitlerimize rahmet diliyorum. Acılı ailelerimize ve milletimize başsağlığı diliyorum. Allah evlatlarımıza rahmet eylesin, milletimizin başı sağ olsun." dedi. (AA)

Haberin Devamı
DENETİM ŞİRKETİ ÇALIŞANI: İLGİM VE YETKİM YOK

Grand Kartal Otel yangınına ilişkin görülen dava, verilen 2’nci aranın ardından yeniden başladı. Savunması alınan uygunluk değerlendirme şirketi olan FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi’nin çalışanı tutuksuz sanık Aleyna B., otelle ilgili denetim yetkisi olmadığını ifade ederek, "FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi’nde sürdürebilir turizm denetçisiyim. Lise mezunu bile denetçi olabiliyor, bir uzmanlık gerektirmiyor. Ben Grand Kartal Otel’e gittim. Burada sürdürebilir turizm yetkilisi oluyor otelde. Onunla birlikte bu denetimimi yaptım. Denetim genel olarak çevresel konulara, küresel ısınmaya, sürdürülebilirliğe değinen denetim. Sadece bir maddesi, yasal uyum belgesi sebebiyle yargılanıyorum. Çok uzun ve kapsamlı bir madde. Bu yüzden bizim 1 gün denetimimiz var. Yasal uyumda bizden Turizm Geliştirme Ajansı’nın istediği, belirttiği var mı, yok mu denetimi. Ben oraya gittiğimde turizm işletme belgesi var mı, var. Bununla ilgili örnekleme yapıyorum raporuma. Ruhsatı var mı, var. Bununla ilgili detaylar yazıyorum. Bu raporun içeriğiyle ilgili yetkim, bilgim yok. Doğru mu yapmışlar, yanlış mı yapmışlar, bununla ilgili yeterliliğim olmadığı için içeriğini sorgulayamıyorum. Aynı şekilde İSGC’nin de orada çalışmadığı ama varmış gibi yazıldığı söylenmişti, bununla ilgili SGK’dan bir portalım yok. Doğru mu, değil mi diye sorgulayabileceğim, bakabileceğim bir ekran yok. Bu sebeple raporumu bu şekilde yazdım. Yine bilirkişi raporunda, yangın kontrol paneli olduğunu söylediğim fakat bulunamadığıyla ilgili atıf yapılmış fakat benim raporlarımda böyle bir ibare yok. Yangın kontrol panelinde hiç değinilmedi bile" dedi.

'BEN GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASI VERMEDİM'

Aleyna B., "Benim önüme yasal uyumla ilgili bir dosya geliyor. Bu dosyada gördüklerim sadece, soruşturma yetkim yok. Öyle bir platformum yok. Nereye yazacaktım da araştıracaktım? Benim raporumda, ’Acil durum eylem planı uygundur’ diye bir ibare yok, yanlış yazılmış. Yangınla ilgili bir yetkim, bilgim olmadığı için nerede olmalı, çalışıp çalışmadığına nasıl bakmalıyım? Ben sürdürülebilir turizm denetçisiyim. Ben güvenli turizm sertifikası vermedim, sürdürülebilir turizm sertifikası verdim ama güvenli turizm sertifikasını da açıklamam gerekirse, Covid zamanında verilen, sağlık kurallarına bakılarak verilen, bunları içeren bir şeydi" diye konuştu.

'BÜTÜN AİLEMİ KAYBETTİM'

Oğulları Bilal Gültekin, Enes Gültekin, kızı Rümeysa Gültekin, gelini Sena Gültekin ve 4 torunu olmak üzere toplam 8 yakınını kaybeden Avukat Yüksel Gültekin, duruşmadan çıktıktan sonra açıklama yaptı.

Yüksel Gültekin, "Yaklaşık 1 saat boyunca devam eden yangında 2-3 kere odalarına çıkan, inen otel sahiplerinin aileleri 13'üncü kattaydı. Benim evladım Rümeysa, Bilal ve Enes 6’'cı kattaydı. Netice itibarıyla garajdaki 2 arabayı, örtbas etme derdine düşmeselerdi; şu an burada netice itibarıyla belki bir mal zararıyla kurtulabilecek bir olay maalesef tarihi bir faciaya döndü. 61 yaşındayım, eşim de öyle. Bütün ailemi kaybettim. Yaşadığımız süre boyunca bizim artık hayatta tek gayemiz var. Bu olaya sebep olan, irili ufaklı, resepsiyonistinden tutun da otel sahibinden, müdürüne kadar kim varsa cezalandırılması. Savcıya da çok teşekkür ediyorum. Titiz bir soruşturma yürütüldü. Mesleki olarak da bunun takipçisiyim. Ama maalesef bu olayda en az onlar kadar şu an yargılananlar kadar suçlu; belki daha suçlu olan Turizm Bakanlığı yetkilileri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri. Kanunu koruma kılıfı altında maalesef huzura getirilmediler. Bizim tek görevimiz var. Bu konuda sizlerden de duyarlılık ve destek rica ediyoruz. Adalet Bakanımızın bir sözü var. Adalet Bakanımız diyor ki; 'hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir.' 35 yıllık bir avukat olarak, aynen katılıyorum" diye konuştu.

'BU OLAYI UNUTMAYIN, UNUTTURMAYIN'

Adalete güvendiğini vurgulayan Gültekin, "Bu davanın asla siyasallaşmasını arzu etmiyorum. Netice itibarıyla şu suçun şahsiliği prensibi gereğince ben suçluların kulağından tutup, bu yargılamanın önüne çıkarılmasını istiyorum. Yaşadığım sürece, nefes aldığım sürece tüm çabam ve diğer ailelerin çabası bunun için olacaktır. Sizden ricam şu; bu olayı unutmayın, unutturmayın. Bu güzel evlatlarımın adını yaşatacak hayır müesseseleri kuracağız. Bu hususta bir vakıf da kurduk. Bugün yarın hayata geçecek. İnşallah evlatlarımızın hayır kapılarını kapanmayacak eserler kazandıracağız" dedi.

'BEN MEZARA İKİ KERE GİDİYORUM'

Gültekin, "Takdir edersiniz ki sayarken bile insanın yorulduğu 8 tane evlat. Ben mezara iki kere gidiyorum. Bir sabah gidiyorum, bir öğleden sonra gidiyorum. Bu psikolojiyi anlamak mümkün değil. Ben 4 torunuma her gün 3'er tane balon takıyorum. Balon makinesi aldım. Balonlar havada uçtuğu zaman onlar canlı gibi geliyor. İlk günde çok yol alınmayacağını biliyorum ama bu süreci takip edeceğim" diye konuştu. (DHA)

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Duruşmaya salondaki elektrik arızası nedeniyle 13.45'e kadar ara verildi. Duruşmaya katılanlar hava almak için dışarıya çıktı.

Haberin Devamı
SAVUNMALAR BAŞLADI

Tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir, olaydan derin üzüntü duyduğunu belirterek, vefat edenlere Allah'tan rahmet diledi.

Demir, Grand Kartal Otel'de sorumluluğu ve yetkisinin olmadığını, maaşını ve ödemelerini Gazelle Otel'den aldığını, yangınla ilgili hiç kimsenin kendisini aramadığını ve bilgi vermediğini söyledi.

Tutuklu sanık Grand Kartal Otel Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir'in kendisini arayıp Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünde halledilmesi gereken evrak olduğunu söylediğini aktaran Demir, "Evrak içeriğine vakıf değilim. Sanık (Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı) Sedat Gülener'i aradım, hafta içinde konuyu gerekli arkadaşlara ileteceğini söylemişti. Yılbaşına doğru bana döndü ve 'İşleminiz tamamlandı.' dedi. Ne işlem olduğunu bilmiyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." diye konuştu.

Olayın kaza olduğunu savunan sanığın avukatı da "olası kast" iddiasını kabul etmediklerini belirterek, beraat ve tutuksuz yargılama talep etti.

Sanık ve avukatının savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.


Demir, bir müşteki avukatının "Sanık Sedat Gülener, (önceki ifadelerinde) sizinle evrakın iptaline ilişkin konuştuğunu beyan etti. Ne diyeceksiniz?" sorusuna, "Bu evrakın zaman aşımına uğramaması için ricada bulundum. Başka bilgim yoktur. Kadir Özdemir'in hangi işlemleri yaptığı bilgisine sahip değilim. Sedat Gülener'den sadece işlerin hızlandırılması için destek istedim, başka isteğim olmamıştır. İstediğim yardım, sadece evrakın ilerleme süreciyle alakalı." cevabını verdi.

Başka bir müşteki avukatının "Eksiklik nedeniyle iade edilen evrakın içeriğini gerçekten bilmiyor muydunuz?" sorusuna Demir, "Hayır bilmiyorum." diyerek karşılık verdi.

Sanık Demir, diğer bir müşteki avukatının "Aileyle, işle alakalı kimle görüşüyorsunuz?" sorusu üzerine, "Aileyle herkesle görüşebilirim ama işle ilgili görüştüğüm kişi Emir Aras'tır." dedi.

Sanık ve avukatının savunması ve çapraz sorgu sırasında bazı müştekiler zaman zaman tepki gösterdi. (AA)

 


'DAVANIN SİYASİLEŞMESİNİ İSTEMİYORUM'

Otel yangınında oğulları Bilal Gültekin, Enes Gültekin, kızı Rümeysa Gültekin, gelini Sena Gültekin ve 4 torunu olmak üzere toplamda 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, sanıkların kimlik tespiti başlamadan önce mahkeme heyetinden kısa bir söz hakkı istedi. Avukat Gültekin, cübbesini çıkararak yaptığı konuşmada, "Hayatta 8 evladının arkasından, duruşmalarında avukat olmak varmış. Avukat olarak konuşmayacağım için cübbemi çıkarıyorum. Gelerek destek verenlere teşekkür ediyorum. Davanın siyasileşmesini istemiyorum. Avukat olarak davanın kişiselliğine inanıyorum. Bu meseleyi siyasallaştırmayalım.

Yargılama süresince mahkemeyi rahat bırakalım. 78 candan Bilal'imi kaybettim. Boğaziçi mezunuydu. Kurduğu şirketle ihracat yapan vergi veren biriydi. Gelinim Zehra, ODTÜ İşletme mezunuydu. Türk Hava Yolları'nda çalışıyordu. Maaşından burs verdiği 18 kişi çıktı. Kızım Rümeysa 15 yıllık eczacıydı, doktordu. Torunlarım 11, 8, 5 ve 2,5 yaşındaydı" dedi.

'ÖTE DÜNYADA DA İKİ ELİMİZ YAKANIZDADIR’

Avukat Gültekin, "Merhametsizlere sormak istiyorum. 2 arabayı kurtarırken kapıları açmayıp, o insanların evlatlarının ölmesine nasıl razı oluyorsunuz? Ceza almanız için elimizden geleni yapacağız. Biz bu dünyanın tek olduğuna inanmıyoruz. Öte dünyada da iki elimiz yakanızdadır. Mahkemenin vereceği cezayı bilmem ama vicdanınızdan kurtulamayacaksınız. Buraya getirilen sanıklar, sorumluların bir kısmıdır. Turizm Bakanlığı yetkilileri dışarıdadır. Bu engeli de aşacağız inşallah. Bu merhametsiz yürekleri alıp, yargının karşısına çıkaracağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır. Olay karşısında beyanda bulunurken, gerçek dışı konuşacak ve sahte gözyaşı dökecek bu sanıkların sözlerini kaldıramayacağım. Duruşma salonundan ayrılmak istiyoruz" diye konuştu. Gültekin ve diğer yakınları, daha sonra salondan ayrıldı.

 

AİLELERDEN BASIN AÇIKLAMASI

Yangın faciasına ilişkin bugün görülecek ilk duruşma öncesi hayatını kaybeden kişilerin yakınları, duruşma salonunun önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını yapan ‘Başka Canımız Yok Derneği’ üyesi Zeynep Kotan şunları söyledi:

“Biz bugün burada evlatlarını, kardeşlerini, eşlerini, annelerini, babalarını, torunlarını, yeğenlerini, en sevdiklerini 21 Ocak 2025 gecesi Grand Kartal Otel'de kaybeden aileler olarak bulunuyoruz. O gece yalnızca bir yangın çıkmadı. O gece göz göre göre gelen, bile bile yapılan ve engellenmeyen bir katliam yaşandı. Bunun adı ihmal değil, bunun adı cinayettir. Grand Kartal Otel, Kartalkaya'daki en büyük ve en bilinen otellerden biri. Otelin sahipleri ve yöneticileri bu binayı avuçlarının içi gibi tanıyordu. Yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Ve biliyorlardı ki bir yangın çıkarsa burada insanlar ölecek. Yine de hiçbir önlem almadılar. Ve ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal Otel’in sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadı. Ne bir uyarı verdiler ne bir alarm sistemi devreye girdi. Misafirler tek bir kelimeyle bile uyandırılmadı. Onlar arabalarını kurtarmaya giderken bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Bizim sevdiklerimiz ölümden ölüm beğenirken, otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş. Meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık, nasıl bir merhametsizlik, nasıl bir vicdansızlıktır? Biz her şeyi takip ettik, ediyoruz. Olaydan yalnızca bir ay önce hazırlanan ve otelde yangın önlemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koyan, ancak otel sahiplerinin ‘bu önlemler çok masraflı olur’ diyerek geri çektirdiği yangın raporunu biliyoruz. Bu ihmale göz yuman yetkilileri, yangının söylenenden daha erken başladığını, yangın anında yalnızca ayrıcalıklı misafirler için yapılan kurtarma operasyonunu, tüm otel yöneticilerinin ve personelinin kurtulduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtilen ‘altın zamanın’, canlarımızı kurtarmak için değil, otel sahiplerinin arabalarını çıkarmak için kullanıldığını, karartılan delilleri, silinen kamera kayıtlarını da biliyoruz. Artık tek bir beklentimiz var. Yargılama süreci şeffaflıkla yürütülsün ve tüm gerçekler gün ışığına çıksın.”

‘KARTALKAYA'DA SADECE CANLAR DEĞİL, GÜVEN DUYGUSU DA YANIP KÜL OLDU’

Zeynep Kotan, tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini istediklerini ifade ederek, “Biz bugün burada, bu katliamda sorumluluğu bulunan herkesin ve her kurumun hesap vermesini talep ediyoruz. Bugün sanık sandalyesinde oturanlara ek olarak, görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında da derhal soruşturma izinlerinin verilmesini bekliyoruz. Bilirkişi heyetinin, bu yangında birinci dereceden sorumlu olduğu belirtilen Kültür ve Turizm Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı hiçbiri bu zamana kadar soruşturma izni vermedi. Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz. O gece 78 can yitirdik. 36’sı çocuktu. Ölenlerin yaş ortalaması yalnızca 27,5’tu. Yani hayatlarının daha başındaydılar. Onlar yeni bir yüzyıla umut atmış bir kuşağın temsilcileriydi. Ama 2025’in bir kış gecesinde aç gözlülüğün karanlığında nefessiz bırakıldılar. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi, torunlarımızı geleceğe hazırlıyorduk mezara değil. Onların öldüğü yer bir savaş alanı değildi, bir tatil oteliydi. Sabah kayak yapacaklardı. Ama sabaha ulaşamadılar. Çünkü o binada bulunanlar ve o binaya göz yumanlar kendi keyifleri ve maddi çıkarları uğruna bu ülkenin gençlerini, çocuklarını bile bile ölüme terk ettiler. Biz buradayız. Yasımızı bir kenara koyduk. Canlarımız için dimdik ayaktayız. Kim susarsa, kim geri durursa bu katliama ortak olur. Bu dava sadece bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da sadece canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu. Ama biz bu türlerden adaletin ateşini yakacağız. Evlatlarımız için insanlık için bu ülkenin onuru için” dedi.

Haberin Devamı
“KARDEŞİMİ SAVUNACAĞIM”

Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Hasarpa, "Avukat olarak duruşmaya katılıyorum. Müşteki olarak katılma talebim kabul edilmedi, kardeşimi savunacağım. Sanıklar bu kadar insanın gözüne bakarak nasıl konuşacaklar? İçlerinde birazcık insaniyet varsa bugün onların çekinmesi gereken bir gün" diye konuştu.

Bir başka yakını ise "Tekrar tecelli etmesin böyle bir şey, adalet istiyoruz. İnsanların uyanmasını istiyoruz" dedi.

"KATİLLER"

Yangında yeğeni Yılmaz Sarıtaş ile çocukları Nehir (15) ve Doruk Sarıtaş'ı (12) kaybeden bir kadın, "Katiller. Ah elimden bir şey gelse, yapacak bir şey yok. Katiller. Bilerek çocuklarımızı yaktılar, haber vermediler, para için yaptılar. İnşallah onların başına gelir, inşallah onların çocukları da ölür, inşallah çatır çatır yanarlar" ifadelerini kullandı.

Sarıtaş'ın annesinin feryatları ise yürek dağladı.

SANIKLARI GÖRÜNCE FENALAŞTI

Duruşmada sanıklar içeri girdiği sırada yangında oğlu Yılmaz Sarıtaş (51) ile torunları Doruk ve Nehir'i kaybeden Gülizar Sarıtaş fenalaştı. Gülizar Sarıtaş, sağlık ekibinin müdahalesi sonrası salondan çıkarıldı.

 

1998'ER YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ

Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78’er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.

BAZI SANIKLAR İÇİN 22 YIL 6'ŞAR AYA KADAR HAPİS İSTEMİ

İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 19'u tutuklu, 32 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması, bugün görülecek.

OKUL ÇEVRESİNE POLİS BARİKATI

Dava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden alt yapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Öğrenci pansiyonu olarak kullanılan alandaki yemekhane de avukatların duruşma aralarında kullanabileceği 150 kişilik dinlenme alanı haline getirildi.

Okulda ayrıca kadın ve erkek tutuklular için ayrı bölümler hazırlandı. Mahkemenin yapılacağı okulun çevresi, polis ekipleri tarafından barikatlarla tamamen kapatıldı. Yeni otopark alanları oluşturulurken, polis ekipleri de yoğun güvenlik önlemi aldı.


1000 POLİS GÖREV YAPIYOR

Okula giden ana yol, iki yönlü olarak ulaşıma kapatıldı. Mahkeme salonuna girecek kişilerin, polis ekiplerinin oluşturacağı kontrol noktalarından listedeki isimlerine bakılarak girişlerine izin veriliyor. Mahkeme boyunca okul içerisinde ve dışında çevre illerden gelen takviye ekiplerle birlikte yaklaşık 1000 polis görev yapıyor. Mahkeme salonunun önüne AFAD ve Kızılay ekipleri tarafından görevliler için de çadırlar kuruldu. Hayatını kaybeden 78 kişinin aileleri ve oteldeki yangından sağ kurtulan kişiler ile çok sayıda vatandaş duruşmanın görüleceği salona akın etti. Davaya katılacak olanlar polis kontrol noktasından geçirildikten sonra alana alınıyor. Çok sayıda vatandaşlar da ellerinde ‘Başka Ceren yok’, ‘İhmail değil, olası kast’, ‘Yangının adı Kartalkaya’, ‘Hesap verilmeden yas tutulmaz’ yazılı dövizler taşıdı.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler