Sting’in ‘Davul Kralı...’Sting’in "Davul Kralı" dediği Burhan Öçal "Beni sunuşunu gördün. Cheb Mami’ye bile yapmadı bunu" diyorMEFARET AKTAŞ İstanbulSting, önceki gün 8. Uluslararası İstanbul Caz Festivali kapsamında verdiği konserde sahneye, multi enstrümantalist, vurmalı çalgılar ustası Burhan Öçal’ı da davet etti. Sonra da sanatı karşısında "eğildi." Öçal’la konser için Marsilya’ya gitmek üzere koştururken bir otomobilde
son konser macerasını, yeni projesini ve temmuz başında Montreal Caz Festivali’nde verdiği dev konseri konuştuk.
Sting’le nasıl tanıştınız da konserde çalmanız için davet etti sizi?
New York’ta yaşayan dünyaca ünlü bir fotoğrafçı arkadaşım var. Michel Compte tanıştırdı bizi Zürih’te. Madonna, Michael Jackson, Michael Douglas, Clinton, Putin, Michael Schumacher’in de arkadaşı. "Seni yavaş yavaş bu dünyanın içine sokmak gerek. Geç kalmaman lazım, tanınıyorsun, ama süper star olacak olgunluğa geldin" dedi.
"Nereden başlayalım?" diye düşünürken, Sting geldi, konser öncesi tanıştık. "Hemen çalalım" dedi, ama benim aletim yoktu yanımda. Hatta bir duo (ikili) yapacaktık birlikte... Fakat o beni çağırdığında da ben Kronos Quartet’le yoldaydım. Olmadı, bari İstanbul’da yapalım dedik. Dün çalacağımı biliyordu ama seyirciye sürpriz olsun diye açıklamadık. Ama duo yapsaydık Türk müziği yapacaktık.
Dört parça çaldınız. Biliyor muydunuz parçaları?
Biliyordum. Aramızda çok iyi bir diyalog var. Yoksa öyle sahneye herkesi çıkarmaz ki. Bana "Drum King / Davul Kralı" diyor.
Davulcusu Manu Katche de çok ünlü bir davulcu onu tanıyor muydunuz?
Tabii. Ben onlara soundcheck’te (provalarda) bir şov yaptım. O zaman sound daha iyiydi. Sting "Ulan tek başına bası ve davulu da götürüyorsun. Seni yok etmemiz lazım. O kadar çok çalma" dedi.
Nasıl davrandı size?
Çok iyi davrandı. Bana solo çaldırmadı, ama çalışıma çok hayran. "Senin vatandaşın seni biliyor, ben de biliyorum. Gerek yok soloya" dedi. İyi arkadaş olduk. Adam çok sevdi beni. Ama sunuşunu gördün, Cheb Mami’ye bile yapmadı bunu.
Bu yıl Montreal Caz Festivali’nin "Main Event" denilen en önemli gecesi, Türk Gecesi olarak size ve Mercan Dede’ye ayrılmıştı.
Süper bir gece oldu. Son 10 yılın en iyi şovu olduğunu söylediler. Giriş bedava olduğu için tam bir rakam verilemiyor ama ortalama 200 bin kişi izledi sanırım. Önce ben çaldım
yarım saat, sonra Montrealli, dans okulundan çıkma 10 break dance’çı kız çıkardım sahneye. İçlerinden biri Arap kökenliydi. Süper bir göbek dansı şovu yaptı. Sonra 10 dakika solo yaptım. Yıkıldı ortalık. Sonra yarım saat Mercan Dede çaldı. En son da Jamaladdeen Tacuma ile Groove Alla Turca projesini çaldık. En son da Mercan Dede, dört perküsyon, bas, davul çok güzel kapattık.
Kültür Bakanlığı’nın haberi var mı bu festivalden?
Orada birkaç bin Türk bayrak açtı sevindim, ama beni üzen bir tek şey vardı. Ne Dışişleri’nden ne Kültür Bakanlığı’ndan temsilci vardı orada. Şu kötü dönemde zedelenmiş itibarımızı yükselttiğimi sanıyorum.
Bu işler parasız olmuyor İstanbul’u tanıtım filmlerinin müziğini yapacaksın. Sırf bunun için burada oturacaksın. Bu proje kimin, Kültür Bakanlığı’nın mı?
Hayır. Kültür Bakanı acaba beni tanıyor mu? Turizm Bakanlığı’nın projesi bu. O anladı beni. "Biz senin yapmanı istiyoruz" dedi. Ben de bu adamlar gibi işler yapmak istiyorum ama bunun için benim kafa yapıma sahip insanlar olması lazım. Parasız da olmuyor bu işler.
‘Diktatörler beni sevmez’Ünlü rock müzisyeni Sting, kendisini "iyimser" olarak tanımlasa da dünyanın gidişatından kaygılıAçıkhava Tiyatrosu’nda önceki gece İstanbullular’a görkemli bir konser veren Sting, dinletisi öncesinde CNN Türk’ün canlı yayınında Yavuz Baydar’la konuştu
Her ülkeden değişik izlenimler alınıyor. Türkiye’de sizi en çok etkileyen nedir?
8 - 9 yıl önce, ilk defa İstanbul’a gelmiştim. Çok güzel bir kent. Doğu ve Batı arasındaki çok önemli bir geçiş kapısı. Kendimi burada evimde hissediyorum. Çok egzotik buluyorum burayı. Buradaki izleyiciler de gerçekten çok üst düzeyde. Müziği takdir ediyorlar ve anlıyorlar.
Aynı zamanda Budizm’le de ilgileniyorsunuz. Budizm "her şey değişir" der. Dünyanın sizi ilk tanıdığı 25 yıl öncesine göre sizde ne değişti?
Müzikte bir yolculuk yapıyorum. Peşimde bir izleyici kitlesi sürüklüyorum. Ben her zaman için bir öğrenci oldum. Her zaman için kendime öğretmenler aradım. Bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
Pinochet’nin kurbanları için acı, hüzün dolu bir şarkı yazdınız. Pinochet zorda. Havel ve Mandela eskiden cezaevindeydi ama
devlet başkanı oldular. Bu gibi değişimleri gördüğünüz zaman "Tanrı’ya şükürler olsun, ben de bunlara katkıda bulundum" diyor musunuz?
Bu bir intikam meselesi değil. Zaten intikam hiçbir zaman işe yaramıyor. Bu insanları cezalandırmak ölenleri geri getirmeyecek. Eğer insanlar bir rejim tarafından öldürülüyorsa, önemli olan bunların ölmüş olmaları. Bu liderlerin yaptıklarını itiraf etmeleri, merhamet dilemeleri, özür dilemeleri gerekiyor.
Dünyanın düzelmesine katkınız oldu mu?
Hiçbir diktatör benim müziğimi dinlemez. Ben gençler için müzik yapıyorum. Bu gençlerden de gelecek nesillerin siyasi liderleri gelişecek. Belki böyle bir faydası olur. Ama çok ilerde!
GÜNCEL