Gündem Sümerbank davasında bilirkişi heyeti görevden çekildi...

Sümerbank davasında bilirkişi heyeti görevden çekildi...

08.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sümerbank davasında bilirkişi heyeti görevden çekildi...

Sümerbank davasında bilirkişi heyeti görevden çekildi...

18:00


''Usulsüz işlemlerle Sümerbank'ın içini boşalttıkları'' iddiasıyla bankanın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun da aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılandığı davada dosyayı incelemek üzere oluşturulan bilirkişi heyeti, görevden çekildi.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Hayyam Garipoğlu, Nida Garipoğlu, Nizam Garipoğlu, Zeki Ünal, Yılmaz Oruçoğlu ve Nadir Naseh katıldı. Davanın diğer tutuksuz 41 sanığı ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada sorgusu yapılan Zeki Ünal, bankada 30 Eylül 1997 ile 23 Şubat 1998 tarihleri arasında görev yaptığını belirterek, bu süre içinde önüne gelen kredi tahsisine ilişkin bazı evrakı imzaladığını söyledi.
Bu davada yer almasına neden olan krediye ilişkin dosyayı hatırlamadığını belirten Ünal, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini bildirdi.
Sanıklardan sanayici Nadir Naseh de, 1997 yılında aldığı kredinin 2000 yılında çıkacak bir kanuna göre suç sayılacağını bilmesinin mümkün olmadığını savunarak, DGM'ce hakkında ''takipsizlik kararı'' verilmesine rağmen 4 yıl sonra ek iddianameyle dava açıldığını anlattı.
Naseh, bankadan kullandığı kredilerin tümünü geri ödediğini de sözlerine ekledi.
Müştekiler Bahtiyar Uzun, Fatma Uzun ve Hülya Özdemir de, birikimlerini Sümerbank'a yatırdıklarını, banka çalışanlarının yönlendirmesiyle off-shore bankada hesap açtıklarını, bankaya el konulunca geri alamadıklarını ve sanıklardan şikayetçi olduklarını söylediler.

BİLİRKİŞİ HEYETİ GÖREVDEN ÇEKİLDİ
Mahkeme Heyeti Başkanı Neylan Feke, dosyanın bilirkişiye verildikten birkaç ay sonra dilekçeyle iade edildiğini ve bilirkişilerin bu görevden çekildiklerini bildirdiğini tutanağa yazdırdı.
Duruşmada, Hayyam, Nida ve Nizam Garipoğlu'nun avukatları, müvekkilleri hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını istediler.
Sanık Hayyam Garipoğlu da, ''dolandırıcılık'' gibi adi bir suçla yargılandığını ve bundan çok utandığını, ancak yargılama sonunda aslında kendisinin dolandırıldığının ve mağdur olduğunun anlaşılacağını söyledi.
Doğru ve dürüst davrandığını, ancak kendisini anlatamamanın aczi içinde olduğunu belirten Garipoğlu, şöyle konuştu:
''Benim hatam, Petrol Ofisi'nin ihalesine girmek oldu. Başkasına söz verilmiş. Bilmeyerek ben aldım. Sonra dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Nesim Malki'nin öldürülmesiyle ilişkim olduğunu söyledi. Gözaltına alındım. Tutuklandım. 2. duruşmada olayla ilişkim olmadığı için dosyam ayrıldı. 'Nesim Malki'nin öldürüldüğü gün 14 milyon dolar el değiştirdi. Bunun arkasında Hayyam Garipoğlu var' denildi. Bunu başka biri değil, Başbakan söylüyor. Baktılar ki hala ayaktayım, Türkiye'nin 5 sağlam bankasından biri olan bankama el konuldu. Hatta el konulduğu gün bankadan başka bankalara ödemelerin yapılabilmesi için para aktarıldı.'' Konuşması sırasında gözleri dolan ve konuşmakta güçlük çeken Garipoğlu, hala ayakta durmaya çalıştıklarını, ihracat işlerini yapabilmeleri için yurtdışına çıkış yasaklarının kaldırılması gerektiğini söyledi.
Müdahil avukatı Metin Aydın da, bilirkişilerin 25 Mart 2003 tarihinde dosyayı incelemeye aldıklarını ve yaklaşık 6 ay sonra da ''kişisel sebepler ve görülen lüzum üzerine görevden çekildiklerini'' belirttiklerini hatırlatarak, davanın sürüncemede kalmasına neden olduklarından haklarında işlem yapılması gerektiğini kaydetti.
Sanıkların yurtdışına çıkış yasaklarının devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, yeni bilirkişi heyeti oluşturulması için üye hakimlerden birini ''naip hakim'' olarak tayin ederek, duruşmayı erteledi.

CEZA İSTEMLERİ
Birleştirilen davaların iddianamelerinde, sanıkların işledikleri suçlar, ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'', ''teşekküle bilerek yardım etmek'', ''bankayı aracı kılarak dolandırıcılık yapmak ve bu suça iştirak'', ''tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık yapmak'' ile ''banka parasını zimmete geçirmek'' olarak gösteriliyor.
Hayyam Garipoğlu'nun, olayın 245 mağduru olduğu düşünülerek 808.5 ile 2 bin 17 yıl, Garipoğlu Grubu'na bağlı çeşitli şirketlerin ortağı olan Nida, Nizam ve Kasım Garipoğlu'nun 739 ile bin 647'şer yıl, Sümerbank Yönetim Kurulu üyesi Cengiz Biçer'in 763 ile bin 904 yıl arasında ağır hapis cezalarına çarptırılması istenen iddianamelerde, Şükrü Karahasanoğlu, İsmail Emen, Muhammet Ciğer, Mehmet Faruk Keçeli ve Orhan Aslıtürk'ün de aralarında olduğu diğer 42 sanığın da 1 ile 54 yıl arasında değişen çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılmaları öngörülüyor.