Gündem‘Süreç’ ilerledikçe yatırımlar artacak

‘Süreç’ ilerledikçe yatırımlar artacak

21.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

GAP bölgesinde ihracatın 8 milyar doları aştığını belirten Bakan Yılmaz, çözüm süreci ilerledikçe insanların kafalarındaki soru işaretlerinin kaybolacağını ve bölgeye yapılan özel sektör yatırımlarının artacağını söyledi...

‘Süreç’ ilerledikçe yatırımlar artacak

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çözüm sürecinden Mesud Barzani’nin Diyarbakır ziyaretine, Şivan Perver’in 37 yıl aradan sonra dönmesi, GAP bölgesindeki ihracat oranından kendi aile yaşantısına kadar bir çok konuyu Milliyet’e değerlendirdi.
Bakan Yılmaz TBMM bahçesinde Milliyet’in sorularına şu yanıtları verdi:

Çözüm sürecinin kalkınmaya etkisi nasıl oldu?
- Çok büyük. Muazzam yatırımlar yaptık. Ancak geçmişte bu bölgelerde huzur tam tesis edilemediği için özel yatırımlar arzu ettiğimiz gibi artmıyordu. 1 yıldır huzur ve güven ortamı ortaya çıkmaya başladı. Ciddi bir canlanma görüyoruz. Bu bölgeye dönük yatırım teşvik belgelerinde sabit sermaye yatırımları açısından yüzde 100 civarında bir artış söz konusu. Fakat bunlar tam sahaya yansımış değil, realize edilmiş değil. Belgeyi almış yatırımcı fakat ortamı bir anlamda izliyor. Bu çözüm süreci ilerledikçe insanların kafalarındaki soru işaretleri iyice kaybolmaya başladığı noktada çok daha fazla özel sektör yatırımını biz bu bölgede göreceğiz. Şimdiden yatırımlarımızla GAP illerimizin ihracatı 8 milyar doları aştı. Bir de huzurlu bir ortamda özel sektörün yatırımının çok daha arttığını düşünün. Mesela Bingöl’ün dağlarında neler yapılmaz ki. Kış turizmine çok uygun. Bir kayak tesisi yaptık bitmek üzere zaten. Ilıcalarımız var. Üniversitelerimizle oralarda yeni projeler geliştirip sondajlar yapıyoruz. Kaplıca turizmi anlamında çok ciddi şansımız var. Yazın güneşin doğuşu Bingöl dağlarından izlendiği kadar hiçbir dağda izlenmiyor. Yine renk cümbüşü halinde vadilerimiz var. Bütün bunlar insanların gelip görmesi için turizm için bulunmaz değerler. Bunların artışı için mutlaka huzur ortamı olmazsa olmaz. İnsanların aileleriyle gidip piknik yapıp eğlenmesi için hem de madencilik faaliyetleri için hem de doğa turizmi için insanların dışarıdan gelip huzur ortamı olmalı.

Turistlere Bingöl’de güneşin doğuşunu seyrettirebilecek misiniz?
- Tabii ki. Az sayıda insan güneşin doğuşunu Karlıova Dağı’nda seyretmek için gelirlerdi. Önümüzdeki dönemde inşallah hem Türkiye’nin değişik bölgelerinden hem de dünyanın değişik yerlerinden insanları güneşin doğuşunu seyretmek için Bingöl dağlarında göreceğiz inşallah.

‘Perwer’in gelmesi önemli’

Barzani ile Perwer’in gelişi süreci nasıl etkiledi?

- Çok olumlu etkiledi. Bu yaşadığımız sorunların çok önemli bir kısmı psikolojik. İnsanların iç dünyaları, gönül dünyaları ile ilgili meseleler. Maalesef 30 yıldır yaşadığımız olumsuzluklar insanların iç dünyalarında gönül dünyalarında çok önemli tahribatlar oluşturdu. Fakat bu gibi hadiseler Şivan Perwer’in 37 yıl sonra geri gelmesi ve bütün toplumun önünde duygularını ifade etmesi bu psikolojik ortam açısından çok çok önemli ve faydalı. Bu Türkiye’nin özgüvenini ve nereye geldiğini gösteriyor aslında. Yeni bir Türkiye’nin şekillenmekte olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin büyüdüğünü gösteriyor. Türkiye bölgesinde çekim merkezi. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak herkesin faydasına. Diyarbakır’da tarihi bir gün yaşadık. Sürece olumlu ivme kattı. Süreci baltalamaya çalışanlar, sabote etmeye çalışanların artık zor duruma düşeceklerine inanıyorum. İçerde ve dışarıda sorunun devam etmesini isteyen güçler var. Ekonomik ve siyasi rantı gitmesin diye uğraşanlar var. Ama bu yaşadıklarımız ve halkın desteği bu sabote etmek isteyenler işini zorlaştıracak.

Öcalan ile BDP’den gelen olumsuz mesajlar süreci nasıl etkiliyor?
- BDP’den karşılayanlar ve katılanlar oldu. Onlar çok doğru davranış sergiledi. BDP’ye oy vermiş kitlelerin de doğrusu o gün çok mutlu olduklarına inanıyorum. Ama bazı BDP’lilerin de bu işten siyasi kaygılardan dolayı rahatsız olduklarını düşünüyorum. Ama buraya siyaset üstü yaklaşmak durumundayız. Hangi parti ne kazandı diye bakamayız. Bu çok can yakıcı sorunumuz. Kime siyasi getirisi oldu diye hesaba girersek çok yanlış yapmış oluruz ve büyük bir vebal altına girmiş oluruz. İşbirliği ve güçbirliği yapmalıyız.

Haberin Devamı

‘Şehirleşme önceliğimiz’

Bölgede kalkınma ajanslarınız neler yapıyor?
- 100 bine yakın kişiye eğitim veriyoruz. 81 ilimizde yatırım destek ofisimiz var. 26 tane ajansımız var. Nasıl daha iyi ihracat yaparız eğitimleri veriyoruz. Finans kaynakları hakkında halkı bilgilendiriyorlar. Toplamda 1.6 milyar liralık hibe desteği sağladık. Bunun la 3 milyar lira civarında yatırımı harekete geçirdik.

Bölgesel kalkınma eylem planlarınızda ne öne çıkıyor?
- 4 bölge ile ilgili eylem planları hazırlıyoruz. Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Anadolu Projesi, Doğu Karadeniz Projesi, Konya Ovası Projesi. Ekonomik destekler, sosyal boyutu olacak. Şehirleşmeyi ön plana çıkarıyoruz. İyi yaşam ortamları oluşturmalıyız. Kalkınmanın özü nitelikli insanı tutabilmek ve kendi yörenize çekebilmekten geçiyor. Donanımlı insanlar için cazip ortamlar oluşturabilirseniz kalkınma da otomatik olarak artıyor. Batı’da ne varsa Doğu’da onlar olsun istiyoruz. İnsanlar artık bu şehirlerde de yaşamayı tercih etsinler.

‘Nükleer enerjiye giriyoruz’

İthalat bağımlığını azaltmak gerektiğini söylüyorsunuz, nasıl azaltacaksınız?
- Geçen sene 60 milyar dolar enerjiye fatura ödemişiz. Enerji ithal etmemiş olsaydık biz cari fazla verecektik. 12 milyar dolar cari fazlamız olacaktı açığımız olmayacaktı. Orta ve uzun vadeli işler var. Nükleer enerjiye giriyoruz. Yerli kaynaklarımıza yatırım yapacağız. Linyit ve kömür başta olmak üzere. Bol miktarda var ama kalitesi düşük. Yeni teknolojilerle daha fazla yerli kaynakları harekete geçireceğiz. Hidroelektrik santraller başta olmak üzere güneş gibi yenilebilir kaynaklara yöneleceğiz. Enerji verimliliği konusunda da yeni adımlar atılacak. Enerji verimliliği sağlayacak konutlar üretmek gerekiyor. Kamu binalarını daha enerji tasarruflu hale getirmek. Sokak lambalarında led kullanılacak. Ara mallarını çok fazla ithal ediyoruz.

Enflasyon belirleme sepetleriniz sürekli eleştiriliyor.
- Çok haksız bir şekilde tartışılıyor. TÜİK enflasyonu hesaplamadan önce hangi malların yer alması gerektiğini ilan eder. Hane halklarına gider sorar. Hane halklarının fiili olarak tüketimleri içinde belli bir paya sahip olan bütün unsurları tespit eder. O unsurların harcamalar içindeki ağırlığını tespit eder. Bunlar üzerinden enflasyonu hesaplar. TÜİK bugün Avrupa’da da çok itibarlı bir istatistik kurumudur. Şeffaflığı da her geçen gün artırıyoruz.

Haberin Devamı

Vatandaş en çok benden iş istiyor

Haberin Devamı

Vatandaş sizden en çok ne istiyor?
- En önemli mesele iş meselesi. Bütün dünyanın sorunu. Biz de Türkiye olarak dünya ile mukayese edersek son derece başarılıyız. Ama maalesef işsizliği sıfıra düşüren ülke yok dünyada. Avrupa’da ABD’de bile kriz geliyor ve işsizlik sorunu yaşanıyor. Türkiye 2009’dan bu yana 4 milyon istihdam oluşturdu. Bunun da büyük kısmını özel sektör oluşturuyor.

Kalkınma Bakanlığı’nın her bakanlıkla ilgisi var, zor oluyor mu?
- Koordinasyon işlevimiz var. Yatırım programını, bölgesel politikaları koordine ediyoruz. Sinerji oluşturmaya çalışıyoruz. Kolay değil bakanlığımız. Çok aktörlü ve çok konulu. Her konuyla bir parça ilgilenmek zorundasınız. İşin güzel tarafı da bu. Her konudan görmüş oluyorsunuz. Daha yenilikçi modeller geliştirme konusunda avantajınız oluyor. Daha fazla uzman yetiştirme imkanınız oluyor. Her konuyla ilgili uzmanınız oluyor.

Haberin Devamı

‘Vize konusunda umutluyum’

AB niye yeni fasıllar açmıyor?
- 3,5 yıl aradan sonra bizim bakanlığımızın koordine ettiği faslı açtılar. Fasıl açılırken ben orada espri yaptım. ‘Şu ana kadar 14 fasıl açıldı. Geriye 21 fasıl kaldı. Her biri 3,5 yıl sürerse 70 yıldan fazla sürer’ dedim. Bu işin böyle olmayacağını biliyoruz.
Bu iş siyasi bir iş. Siyasi ortam uygun hale gelince biranda bir çok faslı açacak durumdayız. Ama maalesef Fransa’nın blokajı, Güney Kıbrıs’ın siyasi blokajları. Daha çok siyasi nedenlerle bloke edilmiş durumda fasılların bir çoğu. Bunları aşmanın yolu da Türkiye’nin güçlenmesi aslında. Türkiye ekonomik ve siyasi olarak güçlendikçe çok hızlı mesafe alacağımız ortam oluşacak. Biz yolumuza devam edeceğiz. Vize konularında da bir ilerleme olur diye ümit ediyoruz. Avrupa bizim için önemli. Ticarette önemli pazar.

AB’deki ekonomik kriz bizi ihracatta nasıl etkiliyor?
- Elbette olumsuz etkiliyor. Bizim önemli bir pazarımız. Fakat Allah’tan biz son 10 yılda pazar çeşitlendirmesi politikası izledik. Yani sadece Avrupa’ya bağımlı bir ekonomi olmaktan çıktık. Ortadoğu’ya, Ortaasya’ya, Latin Amerika’ya, Afrika’ya ihracat yapan bir ülke haline geldik.
Bu krizden az etkilenmemizin en önemli sebeplerinden biri de bu oldu. Fakat Avrupa nisbi ölçüde toparlanma eğiliminde. Avrupa toparlandıkça ihracatımız daha hızlı artacak inşallah. Biz Türkiye’de 2014’de bir kriz görmüyoruz. Mali disipline çok önem veriyoruz. Bankacılık sistemimiz çok sağlam. Türkiye makro olarak baktığınızda en güvenilir ülkelerden bir tanesi. Birçok ülke krizle boğuşurken borçları yükselirken bizim borçlarımız düşüyor. İstihdamımız artıyor. Önemli olan bunu sürdürülebilir şekilde 5-10 yıl devam ettirmemiz.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler