Gündem ‘Tam bağımsız’ aday festivalde!

‘Tam bağımsız’ aday festivalde!

10.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki ‘Başgan’ prömiyerini yaptı. Belgesel, Arif Salih Kırdağ’ın 2015 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında yürüttüğü kampanyayı konu alıyor

‘Tam bağımsız’ aday festivalde

“Statükoyu yıkamazsan, ele geçir.” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığına üç kez aday olan, 1990’dan beri politika sahnesinde yer alan Arif Salih Kırdağ, ‘Başgan’ belgeselinin bir sahnesinde siyasi düsturunu bu cümleyle açıklıyor.
‘İki Dil Bir Bavul’ ve ‘Babamın Sesi’ filmlerini yaratan yönetmen Orhan Eskiköy ve yapımcı Özgür Doğan, bu kez rota olarak Lefkoşa’yı, konu olarak da Kırdağ’ın 2015 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında yürüttüğü kampanyayı tercih etmişler. Belgeselin danışmanlığını ise Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü Kıbrıs Merkezi’nde proje lideri olan Mete Hatay üstlenmiş. Hatay, belgeselde anlatıcı olarak da yer alıyor. 35. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması’nda
yer alan ‘Başgan’, önceki akşam İtalyan Kültür Merkezi’nde prömiyerini yaptı.
‘Yükü üstlenir’
Filmin gösteriminden bir gün önce The Marmara Pera’da bir araya geldiğimiz Arif Salih Kırdağ ve eşi Hülya Kırdağ, belgeseli ilk defa izleyecek olmanın heyecanı içindeydi. Kırdağ çifti için belgeselin ‘başrol oyuncuları’ demek mümkün. Hülya Kırdağ, belgesel boyunca eşine hem manevi açıdan destek oluyor hem de kampanya çerçevesinde gezdikleri köylerde Kırdağ kahvede seçmenlerle buluşmayı beklerken afişleri yapıştırmak gibi lojistik görevleri üstleniyor. Kırdağ eşini, yaveri olarak tanımlıyor: “Hani komutanların yardımcıları olur ya, yaverleri, o da benim yaverim işte. Kampanyanın tüm yükünü üstlenir.”
Netice alamamış
Arif Salih Kırdağ, 13 Haziran 1950’de Lefkoşa’nın doğusundaki Minareliköy’de dünyaya gelmiş. 1963 Olayları sırasında köyleri boşaltılınca eğitimine devam etmek için Lefkoşa’ya gelmiş, bir başka köye yerleşmiş olan ailesi de bir süre sonra onu takip etmiş: “Bir askeri araç, tank içinde geldiler köyden Lefkoşa’ya. Başka araç yoktu.” Belki de hayatının ilk yıllarında kendisi ve ailesinin maruz kaldığı zorunlu göç yüzünden Kırdağ’ın belgeselde de, söyleşimizde de üzerinde en çok durduğu nokta, en kilit seçim vaadi ‘göçmenlik’: “Beni seçerseniz toprak tavizi yok, göçmenlik yok.” Henüz 14 yaşındayken Kıbrıs Türkleri’nin Rauf Denktaş önderliğinde kurduğu paramiliter örgüt Türk Mukavemet Teşkilatı’na katılmış: “Kendimizden beş parmak uzun silahlar taşıyorduk, ta 1918’den kalma. ABD’li askerler bizi görünce gülüyorlardı.” Bu arada eşiyle tanışıp evlenmiş, 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan siyasete atıldığı 1990 yılına kadar da çeşitli işlerde çalışmış. Birlik ve Egemenlik Partisi’ni kurarak siyasete adım attığı andan itibaren ise altı kez milletvekilliği, dört kez belediye başkanlığı ve üç kez de cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmış, herhangi birinden netice alamamış.

Haberin Devamı

‘Dostla da düşmanla da konuşuyorum’
Belgeselde Kırdağ’ı destekleyenler de, onu kazanma şansının olmadığını söyleyerek bu sevdadan vazgeçirmeye çalışanlar da, ‘oyları böldüğü’ için hızını alamayıp üzerine yürüyenler de yer buluyor. Kırdağ tam da bu sebepten ‘tam bağımsız’ aday
olduğunu söylüyor: “Tam bağımsız olunca hem dostla hem düşmanla
konuşabiliyorum.”
Orhan Eskiköy’ün kamerası Kırdağ çiftinin evine girip çıkar, onlarla köyleri gezer, diğer cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerini ‘teftiş ederken’, çiftin deyimiyle ‘hiçbir yapmacıklığı olmayan, her şeyi ne ise öyle yansıtan bir hikâye’ye tanıklık ediyor.