Tarihi caminin duvarları delik deşik!

Kefevi Camii, daha önce Milliyet’in gündeme getirdiği, günümüzde tek parçası kalan ve lastik deposu olarak kullanılan Boğdan Sarayı’nın birkaç yüz metre yakınında bulunuyor. Tarihi ibadethanenin hem dış cephesi ile bahçesindeki manzara, hem de içerideki görüntüler duyarlı vatandaşların tepkisine neden olurken, görenleri hayrete düşürüyor. Dış cepheye monte edilen klima motorlarının yanı sıra pencere kısmına plastik doğrama ve demir parmaklıkların takıldığı dikkatlerden kaçmıyor.

Su sayacı, klima

Orijinal görüntüye verilen zarar sadece bununla da sınırlı değil. Caminin dış cephesine gelişigüzel monte edilen su sayacı ve boruların yanı sıra, kablo geçirilen kısımların tahrip edildiği gözlerden kaçmıyor. Kefevi Camii’nin iç kısımlarındaki görüntüler de yürekleri burkacak türden. Duvarlarda yer yer delikler açılıp, zarar verildiği, klimaların biçimsiz şekilde yerleştirildiği dikkatimizden kaçmadı. Duvar kısımlarda küçük çaplı tahribatların yanı sıra, kitaplık kısmı ve görevliler için ayrılan kısmın da görünüme zarar veren ihmallerden.

Tarihi ibadethanenin girişindeki panoda ise söz konusu ibadethanenin 1979’da dönemin vakıflar idaresi tarafından onarıldığı, ahşap olan minberinin beton ile yenilendiği belirtiliyor. Panoda ayrıca, caminin tuğladan yapılan minaresinin sol kısımda yer aldığı, ‘Aşık isen can baş üstü gel beru, müfsit (arabozan) isen bak kapıdan dön geru’ yazısının olduğu, levhanın günümüzde yerinde bulunmadığı vurgulanıyor. 1970 yılında minaresi ile birlikte restore edilen, 1989’da yeni abdest alma yerler ile tuvalet yapılan eserin iç kısmındaki bazı dolap ve malzemelerin de düzensiz olarak yerleştirilmesi de dikkat çekiyor.

Bizans döneminde manastır olarak inşa edilen yapı, 1628 yılında Sultan IV. Murat döneminde camiye çevrildi.