05.10.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
Parlamento, yeni yasama yılına kapılarını açarken, vekillerde yeni yasama yılı, duayen gazeteci Mustafa İstemi de ise 50. yıl heyecanı vardı. Milliyet gazetesinin foto muhabiri İstemi, meslek yaşamının büyük bölümünü geçirdiği Meclis’e herkesten farklı gözlerle baktı. Personelinden vekiline, bakanından Meclis Başkanı’na kadar herkesin objektifinden süzülenleri merakla beklediği, selam vermeden geçmediği İstemi, geride bıraktığı yıllarda İsmet İnönü’den Celal Bayar’a, Süleyman Demirel’den Bülent Ecevit’e, Necmettin Erbakan’dan Turgut Özal’a kadar uzanan, Cumhuriyet tarihine geçmiş isimleri haberleştirdi, görüntüledi. İnönü’den sakalı nedeniyle fırça yiyen, liderlerin fotoğrafları nedeniyle teşekkür ettiği İstemi, 50. yılında da aynı heyecanla yine işinin başındaydı.
Mustafa İstemi, meslek yaşamına, 1960’da başladı. Daha mesleğe başladığı gün liderlerle tanıştı. Staj yaptığı Türk Haberler Ajansı’nda, İstanbul’a gelen askeri darbenin lideri Cemal Gürsel’in halkla görüntüsünü fotoğraflamakla görevlendirdi.
Gürsel’in geçeceği güzergahtaki onlarca gazeteciden biri de İstemi’ydi. Büyük heyecanla fotoğrafları çekip, haber müdürüne götürdü. Yıkanan filmler askıya asıldı ve hangi fotoğrafların geçileceği düşünülürken ilk profesyonel teklifini alacak buluşma gerçekleşti. Gürsel’in halkla fotoğrafını çekemeyen Vatan gazetesi, ajanstan fotoğraf seçmek istemişti ve seçtikleri fotoğraflar Mustafa İstemi’nindi. Fotoğraflarını seçtikleri İstemi’yi de 10 gün sonra bizzat istediler. Daha 18 yaşındaki Mustafa İstemi, “ne kadar istiyorsun” sorularına, “Ben daha bilmiyorum ki, ne kadar alınır, nedir, ben daha yeni başladım” yanıtını verebilecekti. Ancak kısa süre sonra gazetenin önemli isimlerindendi.
Mustafa İstemi’nin Ankara ile buluşması ise 1 yıl sonraydı. 1961’de, darbe sonrası Kurucu Meclis açıldığında, Mustafa İstemi de 50 yıl koşuşturacağı Meclis’e adım atmıştı.
Hesap yapıldığında 50 yıldan fazla çıkıyorsa da bakmayın, hak yemek istemediğinden, arada başka bir iş yaptığı 3 seneyi saymadığından 50. yıl olarak söylüyor Mustafa İstemi.
Ankara’da geçen yıllar
Ankara’da yıllar geçti. 60’lı yılların darbe sonrası atmosferini Meclis’te soludu. Öğrenci hareketleri olduğunda bir ayağı sokakta, bir ayağı Meclis’teydi. 71 muhtırası olduğunda, artık Meclis’in deneyimli isimlerindendi. 12 Eylül’de yine güncel siyasetin köşe başında, herkesin ne çekeceğini merak ettiği isimdi. Bir yandan Ankara’da olan biteni takip ediyor, diğer yandan bir ayağı Mamak’ta, bir ayağı Diyarbakır’da, cezaevlerinde olan bitenleri, insan hakları ihlallerini, sokak hareketlerini izliyordu.
Foto muhabirliğinin sınırlarını zorlayan ve bugünkü haline evrilmesine sebep olan isimlerden oldu hep. Foto muhabiri sadece fotoğraf çeken değil, haberi yaşayan, getiren, gören adamdı. Bu özelliği o zamanlar foto muhabirliğini sadece gittiği görevi görüntülemekle sınırlayan onlarca meslektaşından ayrışmasını sağladı. Hürriyet’te, Günaydın’da, Sabah’ta, Güneş’te, gazetelerin en parlak yıllarında çalıştı. Ancak Milliyet, yuvasıydı.
İpekçi: Sen bunu da başarırsın
Milliyet’e 80 öncesi gidip geldi, 80 sonrasında olduğu gibi. 1994 sonrasından bugüne ise kesintisiz Milliyet’te. Onlarca ödül aldı, her ödülü hak ederek aldığı konuşuldu basın koridorlarında. Ancak en büyük ödülünün, Milliyet’te siyasi magazin sayfaları yapmaya karar veren, Abdi İpekçi’nin sırtını sıvazlayarak söylediği, “Sen bunu da başarırsın İstemi” sözleri olduğunu söyledi hep. Başardı da.
80’li yıllardan itibaren tatbikatları, felaketleri, seyahatleri tek başına izliyor, hem haberini yazıyor, hem fotoğraflarını çekiyordu. Unutulmaz haberlere, fotoğraflara imza attı o yıllarda.
KARE KARE 50 YIL
Günler günleri, yıllar yılları kovaladı. Olanca acımasızlığı ile yüzleri, izleri silen zaman, Mustafa İstemi’ye söz geçiremedi. O yüzlerin izlere dönüşmesini sağlamaya devam ediyor, iz bırakarak bildiği yolda yürüyordu.
Uzun yolculuğunun 50. yılında şimdi. Meclis, yeni yasama çalışmalarına geçen salı günü başladığında da olmazsa eksik kalacaktı. Meclis’in halıları, kapıları, avizeleri, koridorları, Meclis’in durmadan değişen vekilleri, bakanları kadar orada olması olağandı. Hep oradaydı ve yine yaptığı işi “mühim değil” havalarında yaparken, en iyisi için yer kapma telaşındaydı. Gazetecilerin “İstemi abisi”nin önünde hâlâ uzunca bir zaman var şimdi. Yaptıklarını anlatmak ve anlatacaklarını yapmak için.
Cemal Gürsel Anıtkabir’deki mezarına indiriliyor.
İsmet İnönü, Pakistan Devlet Başkanı Eyüp Han’ı Esenboğa’dan uğurlarken.
Cumhuriyet Güven Partisi Genel Başkanı Turan Fevzioğlu ve Ferit Melen zamanın başbakanı ile görüştükten sonra Başbakanlık’tan ayrılıyorlar.
Ajda Pekkan’ın “Hiç değişmemişsin Mustafa” dediği ve “Sen de daha güzelleşmişsin” dediğim bu yıl içindeki Meclis karşılaşması.
Yıl 1985, Demirel hapisten çıktıktan sonra ilk gezisini Isparta’ya yaptı ve vatandaşlarla buluştuktan sonra gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
1973
Adalet Partisi Temsilciler Meclisi toplantısı. Genel Başkan Süleyman Demirel, AP kurucuları arasında yer alan milletvekili Şinasi Osma ile tokalaşıyor.
Özal’ın ziyareti sırasında paltosunu çıkarmasına yardımcı oluyorum. Karede Doğan Heper de yer alıyor. Tarihi hatırlayamadım.
Baykal’ın Genel Başkan oldugu son yıl grup toplantısına yürürken bir konuyu kendisine aktarıyorum.
Yıl 1995 İsmet Sezgin, 3 ay TBMM Başkanlığı yaptığı dönemde makamdan çıkarken soruları yanıtlıyor.
Yıl 2008, Köksal Toptan 23 Nisan töreninden sonra kendisini kutluyorum.
2012 yılı, Meclis basın kapısında muhabir ve kameramanlarla hatıra fotoğrafı