Tel Rıfatlılar ‘Türk Aslanları’nı bekliyor

Zeytin Dalı Harekatı’nda 68. gün geride kalırken Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kuşattığı Tel Rıfat ilçesinde de kontrol sağlanmasının an meselesi olduğu belirtiliyor.

Terör örgütü PYD/PKK’nın Şubat 2016’da Afrin’den yayılarak işgal ettiği Tel Rıfat bölgesi ile örgüte silah ve mühimmatın ulaştırıldığı Minak Hava Üssü, Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında bölgenin terör unsurlarından temizlenmesi ve güvenli bir alana dönüştürülmesi açısından kritik önem taşıyor.

Zeytin Dalı Harekâtı’nın doğal uzantısı olan ve Afrin’den çıkan terör örgütü PYD/PKK’nın işgalinde bulunan Türkiye-Suriye sınırı yakınındaki Tel Rıfat, Halep’in merkezinden 35 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

Nüfus 40 bin

Tel Rıfat’ta Suriye rejimi tarafından en son 2004’te gerçekleştirilen nüfus sayımına göre şehirde 20 bin 514 kişi yaşarken, Zeytin Dalı Harekatı öncesinde bu sayının savaş alanından kaçanlarla 40 bini bulduğu tahmin ediliyor. BM İnsani Yardım Koordinasyon Dairesi’nin Zeytin Dalı Harekâtı’nın ardından Afrin bölgesinden 75 bin kişinin Tel Rıfat bölgesine göç ettiğine yönelik verisi de dikkate alındığında, halihazırda Tel Rıfat şehir merkezi ve mücavir alanında 90-120 bin kişinin bulunduğu belirtiliyor. Bu bölge nüfusu, büyük oranda Araplardan oluşuyor.

Suriye’deki iç savaşın başlamasının ardından 2012 yazında Suriye rejim güçlerinin çekildiği Tel Rıfat, aralarında Ceph-el Şamiye, Birinci Alay, Fetih Tugayı, Sukur el-Cebel, Festakim gibi grupların olduğu ÖSO unsurlarının oluşturduğu bir yönetim tarafından idare edildi. Kasım 2013 ile Ocak 2014 arasında kısa bir süre terör örgütü DEAŞ’ın işgaline uğrayan şehir, ardından tekrar ÖSO’nun kontrolüne girdi.

Yerel konseyler

Suriye rejimi ve Rusya tarafından Halep’in kuşatılması sırasında yoğun bombardımanına maruz kalan Tel Rıfat, Şubat 2016’da terör örgütü PYD/YPG/PKK tarafından işgal edildi. Bu işgalin ardından bölgede yaşayan halkın bir kısmı Azez’deki kamplara göç etmek zorunda kalırken terör örgütü PYD/PKK tarafından şehrin yönetilmesi amacıyla sözde “Afrin Kantonu”na bağlı yerel konseyler kuruldu.

Tel Rıfat ve şehirden geçen güzergah, Suriye rejim güçlerinin Halep’i ele geçirmesi ve Fırat Kalkanı Harekatı’nın başlamasından önce Halep-Türkiye bağlantısını sağlaması dolayısıyla ÖSO unsurları açısından stratejik öneme sahip oldu.

Şehir, bu doğrultuda, Suriye rejimin başlattığı Halep kuşatması sırasında Rusya tarafından doğrudan hedef alınarak bölgede işgalini sürdürecek olan terör örgütüne alan açılması sağlandı. Bu hamleyle Türkiye ve Halep arasındaki hattın kesilmesi yoluyla kuşatmanın kolaylaştırılması hedeflendi. Tel Rıfat şehri, terör örgütü PYD/PKK’nın sözde “Kürt koridorunu” oluşturma amacı kapsamında, örgütün işgali altında bulunan doğu bölgeleri ile Zeytin Dalı Harekatı ile temizlenen Afrin arasındaki bağlantıyı sağlaması sebebiyle örgüt tarafından doğrudan hedef alındı.

TIR üzerinde teşhir

Terör örgütünün Tel Rıfat bölgesinde bulunan Ayn Dakka köyünde pusuya düşürerek öldürdüğü ÖSO mensuplarının cenazelerini bir TIR dorsesine koyarak Afrin’de sergilemesi, Tel Rıfat’ta çoğunluğu oluşturan Arapların tepkisini çekti. Ayrıca terör örgütünün işgali sırasında şehrin Rus uçakları tarafından bombalanması, çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açtı.

PYD/PKK’nın Afrin’den yayılarak işgal ettiği Tel Rıfat’ta özellikle harekatın başlamasının ardından TSK lehinde, terör örgütü aleyhinde eylemler düzenleyen bölge halkı, şehrin terörden arındırılmasını istiyor.

Minak Hava Üssü

Zeytin Dalı Harekâtı ile bölgenin terör unsurlarından temizlenmesi ve güvenli bir alana dönüştürülmesi hedefi doğrultusunda başta Minak Hava Üssü ve Tel Rıfat olmak üzere, Deyr Cemal ve Şeyh İsa’da kontrolün sağlanması büyük önem taşıyor.

Minak Hava Üssü, PYD/YPG/PKK terör örgütüne silah ve mühimmatın ulaştırıldığı alan olarak biliniyor. Tel Rıfat ve çevresindeki Deyr Cemal ve Şeyh İsa beldeleri ise terör örgütünün Suriye’nin kuzey batısında Münbiç haricinde elinde bulundurduğu son işgal alanı olmasından dolayı kritik önem taşıyor.

Coğrafi açıdan engelleyici bir unsurun bulunmaması ve bölge halkının Türkiye’ye dönük olumlu kanaate sahip olmasının, Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında söz konusu bölgenin terör örgütünden kurtarılmasına yönelik operasyonları kolaylaştıracağı belirtiliyor.