Gündem ‘Telefonla konuşmuş, örgüt bağlantısı var’

‘Telefonla konuşmuş, örgüt bağlantısı var’

05.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ergenekon gerekçeli kararında HTS dökümlerine dayanılarak örgüt yapısının ortaya konulduğu belirtildi. Başbuğ’un, çoğu asker, 15 Ergenekon davası sanığıyla telefonla görüşmelerinin de örgüt üyesi olduğunu kanıtladığı ifade edildi.

‘Telefonla konuşmuş, örgüt bağlantısı var’

Ergenekon davasının önceki gün açıklanan 16 bin 798 sayfalık gerekçeli kararının önsözünde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanıkların birbiriyle irtibatının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve GSM şirketlerinden temin edilen HTS (görüşme kaydı) dökümleriyle de tespit edildiğini belirtti. Kararda, “Gerek soruşturma aşamasında ve gerekse yargılama aşamasında, sanıkların kendi aralarındaki ve olaylarla ilgili irtibatını ortaya koyan teknik delil mahiyetindeki HTS dökümleri ve iletişim tespit tutanaklarından yararlanılmıştır.

Her sanığın bireysel hukuki durumlarının değerlendirildiği kısımlarda bu delillere yer verilmiştir. Örgüt davalarında bir kısım sanıkların bağlı oldukları örgüt dolayısıyla birbirleriyle tanışıyor oldukları bilinen bir gerçektir. Bu nedenle dosyamız bazı sanıkları kendileriyle ilgili HTS dökümü ve iletişimin tespiti tutanakları karşısında tanışıklıklarını açıklama konusunda çelişkiye düşmüşler ve/veya açıklayamamışlar, bu kayıtlarla uyuşmayan beyanlarda bulunmuşlardır” denildi.
Bu kapsamda emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkındaki hukuki değerlendirmenin yapıldığı bölümde, Başbuğ’un, sanıklardan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile 1 kez, emekli Binbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk ile 6 kez, emekli Albay Mustafa Levent Göktaş ile 6 kez, emekli Tümgeneral Muhittin Erdal Şenel ile farklı numaralarla 114 kez, gazeteci Ünal İnanç ile 1 kez, gazeteci Mustafa Balbay ile 1 kez, emekli Albay Hulusi Gülbahar ile 5 kez, gazeteci Güler Kömürcü ile 1 kez, emekli Orgeneral Hasan Iğsız ile 75 kez, emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur ile 3 kez, Abdulvahit Özkaya ile 16 kez, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu ile 12 kez, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile 1 kez, Kurmay Albay Mustafa Koç ile 3 kez ve emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ile 1 kez karşılıklı olarak görüştüğünün tespit edildiği dile getirildi.

Kararda ayrıca, ele geçirilen belgelere göre de Başbuğ’un sanıklardan Mustafa Balbay, Muzaffer Tekin, İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz ile irtibatının tespit edildiği, Başbuğ’un sadece kendi mesai arkadaşları ile değil, bunların dışındaki bazı sanıklarla da irtibatlı olması nedeniyle aralarındaki irtibatın örgütsel nitelikte olduğunun anlaşıldığı aktarıldı. Kararda, davanın sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in bilgisayarından elde edilen belgelerdeki yazılara göre ise Perinçek ile Başbuğ arasında bir irtibat bulunduğunun anlaşıldığı da belirtildi.

Balbay’la yapılan konuşma
Mustafa Balbay’la Başbuğ’un yaptığı görüşme daha önce iddianameye de yansımıştı. Teknik takip sonucu elde edilen görüşmenin içeriğine göre, TSK’dan sızdırılan bazı bilgilerin kurumu zor durumda bıraktığını düşünen Başbuğ, Balbay’dan haber kaynağını öğrenmeye çalışıyor, Balbay buna cevap vermiyordu. Başbuğ da bunun üzerine “Cumhuriyet’i seviyoruz. Sizlerin yurtsever insanlar olduğunu konuşuyoruz. Cumhuriyetle karşı karşıya gelmemiz istenmeyen bir durum, haberler çıkıyor, biz çok yaralanıyoruz” diyordu.

Haberin Devamı

Emir subayı ‘Konuşmaları ben yaptım’ demişti

Başbuğ’un yaptığı telefon görüşmeleri yargılama sırasında da gündeme gelmiş, Başbuğ’un 6 yıl emir subaylığını yapan Albay Afiyet Gözel, mahkemeye konuyla ilgili bir açıklama göndermişti. Gözel, Mustafa Koç, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Mustafa Levent Göktaş ile görüşmeleri yapanın kendisi olduğunu belirtmişti. Yargılama sürecinde emekli Albay Afiyet Gözel’in duruşmada tanık olarak dinlenmesi de istenmiş ancak bu kabul edilmemişti.

Balbay: ‘Çürük tahta çivi tutmaz’

Ergenekon sanıkları, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin açıkladığı 16 bin 798 sayfalık gerekçeli kararı değerlendirdi:

- CHP Milletvekili Mustafa Balbay: ‘Hakimler kararlarıyla’ konuşur denir ancak Ergenekon yargılamasını yapan hakimler kararlarıyla konuşamayacaklarını anlayınca bir önsöz yazmışlar. Ayrıca hakimler önsöz yazmakla da yetinmeyerek önce gazetecilere açıklama yaparak kamuoyu nezdinde psikolojik bir harekatta bulunmuşlardır. Yani gerekçeli kararlarına gerekçe üretmişlerdir. Anadolu’da çok güzel bir söz vardır ‘Çürük tahta çivi tutmaz’ derler. Yani hakimler gerekçe diye ortaya koydukları hiçbir iddiayı tutturamamışlardır. Gerekçe ise kopyala kes yöntemiyle yapılmış ve 16 bin sayfa yazmak ‘Bu kararı okumayın’ anlamına geliyor.
- Emekli Orgeneral Hasan Iğsız: Gerekçenin binlerce sayfa yazılması, delilsiz suçlamanın üstünün örtülmesi ve kafaların karıştırılması amacıyla tercih edilmiş. İnandırıcılık uzunlukla değil, somut delillerle sağlanır. Delil yokluğunda başvuracağınız şey, gerçeklere ulaşmayı engellemek, en azından zorlaştırmaktır.
- Gazeteci Tuncay Özkan: 16 bin sayfa yazmak müsriflik. Bu zırva palavra, gerçekle yakından hiç alakası yok. Gülen cemaatinin başından beri yazdığı senaryonun trajikomik versiyonu. Yeniden yargılama ise kokmuş bir yemeği ‘Tabağı değiştirdik buyrun yiyin’ diye ortaya koymak olarak değerlendiriyorum. İçinde hukuk, vicdan, gerçek yok.
- İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek: Olmayan mahkemenin 16 bin sayfa korsan bildirisi. Mahkemeler korsan bildiri yayınlar mı? Korsanlık yapıyorlar çünkü yasal yetkileri yok, yasadışılar. Onu yazan F Tipi örgütün üyeleri artık o kürsülerde yargıç olarak oturamayacaklar, o mahkemelerde yargılanacaklardır. Türkiye o günlere gitmektedir.
- Prof. Dr. Yalçın Küçük: Metin Feyzioğlu’nun yeniden yargılama önerisine Başbuğ ve Perinçek’in katılması çok yanlış, bunu Erdoğan Bey’in projesine katılmak olarak görüyorum. O mahkemeye girdim, hepsi ‘Ben suçsuzum’ dedi ve hepsi ‘Bize suçumuzu gösterin’ dedi. Yani siz 6 sene ‘Suçum yok’ diyeceksiniz sonra yeniden yargılanacaksınız, böyle saçmalık olmaz. Bu Tayyip Bey’in oyunudur.