Gündem Telekulak için 700 yıl istendi

Telekulak için 700 yıl istendi

04.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

2009-2013 arasında asker, polis, gazeteci, siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin telefonlarını yasadışı dinledikleri iddiasıyla Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) görevli 54 kişiye açılan davanın iddianamesinde, şüpheliler hakkında rekor hapis cezaları talep edildi.

Telekulak için 700 yıl istendi


Ankara Cumhuriyet Savcısı Halil Maçkaya, 10’u tutuklu, yedisi aranan toplam 54 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. 250 sayfalık iddianamede, şüpheliler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, resmi belgede sahtecilik, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, iftira ve bu suçlara yönetici olarak katılmak, görevi kötüye kullanmak” gibi suçlardan değişen oranlarda hapis cezaları istendi.

Rekor ceza talebi
İddianamede, suç tarihinde İstihbarattan Sorumlu Şube Müdürleri Muharrem Durmaz, Hami Güney ve Zeki Güven’in suç örgütünün kurucusu ve yöneticisi oldukları, 18 Mart 2015’ten bu yana tutuklu olan Durmaz’ın 133 yıldan 363 yıla; haklarında yakalama kararı bulunan Güney’in 279 yıldan 769 yıla; Güven’in ise 179 yıldan 498 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı Bedri Ünal’ın 192 yıldan 547 yıla, TİB görevlileri Fikret Özdemir, Adem Altınay ve Yaşar Yılmaz’ın ise 6 aydan 5 yıla kadar hapisleri talep edildi.
Suç tarihinde İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görev yapan ve halen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı olan Bedri Ünal’ın 192 yıldan 547 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenirken, TİB görevlileri Fikret Özdemir, Adem Altınay ve Yaşar Yılmaz’ın ise 6 aydan 5 yıla kadar hapisleri talep edildi.

‘Cemaat üyeleri görevliydi’
İddianamede yer verilen müştekilerden bazılarının ifadelerinde, emniyet içindeki, “Fethullah Gülen” örgütlenmesine ilişkin anlattıkları dikkati çekti. Müştekilerden 2. sınıf Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, 1982’de polis kolejine girdiğinde, paralel devlet yapılanmasının polis müdürleri olarak anılan birçok ismin kolejde sınıf komiseri olduğunu anlattı. Polis Koleji’nde görevli amirlerin ve cemaat mensubu olarak tanıdığı üst sınıflardaki öğrencilerin, meslek ve okul hiyerarşisini kullanarak, gerek kendi dönem arkadaşları gerekse daha alt sınıflardaki öğrencilerin üzerinde baskı kurduklarını öne süren Aşkın, o dönem dini bir cemaat gibi görünen Fethullah Gülen’e bağlı “ışıkevlerine” götürmeye, çalıştıklarını kaydetti.