28.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya
Brüksel’de yaşayan sanatçı Ali Cabbar “Teselli İlacı / Placebo Effect” adlı kişisel sergisiyle 10 Mayıs’a dek Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi Operation Room’da yer alıyor. Sanatçı sergisi için, galerinin taşıdığı isimden yola çıkıyor. Eserlerinde politikadan güncel sanata, futbola kadar Türkiye gündemini meşgul eden konuları masaya yatırıyor. 1980 darbesi sonrası yurtdışında yaşamaya başlayan ve 2005’ten sonra sergilerle Türkiye’ye dönen sanatçıyla eserleri ve yaşamı üzerine konuştuk.
Sürgün günleri
Önce 1980 darbesi sonrası Türkiye’den uzakalaşarak Brüksel’e yerleştiğiniz süreciniz nasıl gelişti? Bu sürecin sanatınıza yansıması nasıl oldu?
1980 döneminde üç senemi askeri cezaevinde geçirdikten sonra Türkiye’yi terk etmeye karar verdim. İlk önce çocukluk hayalim Avustralya’ya gittim ve orada altı sene yaşadım, Melbourne’un en büyük gazetesinde grafiker olarak çalıştım. Çok güzel bir ülke olmasına rağmen Türkiye’ye uzaklığından dolayı Avrupa’da iş aramaya başladım, Avrupa merkezi o zamanlar Brüksel’de olan ABD gazetesi The Wall Street Journal’da sanat yönetmeni olarak iş buldum. Böylece Brüksel’de yaşamaya başladım. Son 14 senedir sadece sanat ile uğraşıyorum. 2005’de sürgün olma duygusunun tetiklediği bir sergi açtım ve çalışmayı hep sürdürdüm.
Sergiye ismini veren ‘Teselli’ kavramını nasıl tanımlarsınız?
Teselli hepimizin değişik bir yerde aradığı rahatlatıcı bir duygu. Plasebo bildiğiniz gibi farmakolojik açıdan hiçbir etkisi olmayan ama hastanın kendisini inandırması halinde tıpkı gerçek ilaç gibi ciddi iyileşmeler sağlayabilen bir şeker hapı. Bence sergi ismi olarak ‘Teselli İlacı’, empati, umut, başkalarının özgürlüğüne saygı iyi kalplilik gibi unsurlardan oluşan bir formül içeriyor. Ayrıca sanat da bir teselli ilacı değil mi?
Grafiğe saygılı sergi
‘Teselli İlacı’ ismi nasıl bir süreçte ortaya çıktı?
Serginin Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi Operation Room’da açılacak olması bu ismi kendiliğinden getirdi. İlk önce kafamda İngilizce ismi vardı; ‘Placebo Effect’, sonra bu terimin Türkçeye ‘Teselli İlacı’ olarak çevrildiğini keşfedince çok sevindim, çünkü çevirisini çok beğendim. Birkaç gün sonra Türkiye insanının en büyük teselli ilacı Yeni Rakı’nın sergide gördüğünüz şişe çizimlerini yaptım. Sonra hızımı alamayıp içinde orijinal içkisiyle gerçek şişeleri ürettim. Bence değerini kaybetmeyecek güzel bir heykel ortaya çıktı.
Sergideki eserleri nasıl neye göre seçtiniz?
Ben çok üretiyorum. Elimde her zaman sergileyebileceğimin çok üzerinde çalışma oluyor. Bu sergiyi düzenlerken 2015 yılının gündemini düşündüm. O nedenle Kürt sorunu, Ermeni sorunu, demokrasi eksikliği, güncel sanat piyasasındaki durgunluk, futbolda düşmanlık gibi birçok konuya değindim. Ayrıca teknik olarak grafik sanatına saygı duyan bir sergi yaptım. Tipografi, çizim, afiş, amblem, mamul tasarımı gibi ‘eski’ mesleğimin temel unsurlarını güncel sanata kazandırdım.