Gündem TMSF Başkanı: İmar Bankası için iflas davasını bugün açıyoruz

TMSF Başkanı: İmar Bankası için iflas davasını bugün açıyoruz

19.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

TMSF Başkanı: İmar Bankası için iflas davasını bugün açıyoruz

TMSF Başkanı: İmar Bankası için iflas davasını bugün açıyoruz

15:10


Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Kurulu Başkanı Ahmet Ertürk, İmar Bankası için takip işlemlerinin yürüdüğünü belirterek, ''İflas davası için Kurul olarak karar aldık, bugün bu davayı açıyoruz'' dedi.
CNN Türk'ten Meliha Okur'un sorularını yanıtlayan Ertürk, BDDK ve TMSF'nin yeni yasayla birbirinden ayrıldığını hatırlatarak, ''Bu bankacılık sektörüne sağlık getirecek, daha düzenli işleyiş sağlayacak. 1.5 aylık tablo da onu gösteriyor'' dedi.
BDDK ile henüz ayrıştırma işleminin yapılmadığını ve bunun için bir ekip oluşturduklarını kaydeden Ertürk, ''İç içe girmiş 2 kurul, 2 kurum olduğu için sanki siyam ikizleri operasyonu yapar gibi bu operasyonu yapmak durumundayız'' diye konuştu.
''Devraldığınız tablo nedir?'' sorusu üzerine, kötü, toplumu ve herkesi üzen bir tablo olduğunu ifade eden Ertürk, gelinen süreçte 20 bankanın kendi hastanelerine geldiğini, bunlardan bir kısmının birleştirildiğini, bir kısmının satıldığını ve şu anda bünyelerinde 2 banka bulunduğunu bildirdi.
Pamukbank için Halk Bankası illa görüşmeler olduğunu ve inceleme yapıldığını belirten Ertürk, ''Halk Bankası'nın aslında Pamukbank'a ihtiyacı var. Pamukbank'ın de öyle bir güce ihtiyacı var. Şu an birşey söylemek için erken, ama böyle bir birleşme durumu, olasılıklardan bir tanesi ve en güçlü olan'' diye konuştu.
Ertürk, Pamukbank'ı en iyi şekilde satmak, pazarlamak durumunda olduklarını vurgulayarak, şöyle dedi:
''İşimiz, yeni banka sahibi olmak, yeni banka işletmeciliği yapmak değil. Hiç kimse hastanede kalmaz, bir ev değildir hastane. Gelinir, tedavi edilir ve gidilir ya da ölünür, morga... Bizim iddiamız ve çalışmamız, tedavi edip bir an önce tahliye etmek, göndermek, elimizden çıkarmak. Çünkü Pamukbank toplumun bir değeri.'' Bayındırbank'ı bir geçiş bankası olarak kullandıklarını hatırlatan Ertürk, bu bankayı da Varlık Yönetim Şirketi şeklinde yeniden yapılandırmak istediklerini ifade etti.
Ahmet Ertürk, söz konusu 20 bankanın Fon'a devredildiği tarihte 17 milyar doları zararı bulunduğunu, bunun 11 milyar dolarının kredilerden geldiğini, geriye kalan 6 milyar doların da diğer banka işlemlerinden doğan zarar olduğunu bildirdi.
Ertürk, değerli bankacı profesyoneller olduğunu, bunların çok yüksek transfer ücretleri istediğini dile getirerek, ''Çok lüks, çok pahalı şubeler, 1 milyon dolara mal olan şubeleri biliyoruz. Normalda iyi çalışan bir bankanın 100-150 bin dolara mal edeceği şubeler 700-800 bin-1 milyon dolarlara çıktı. Mevduat şekilde toplanan paraları bu banka sahipleri kendi paraları zannettiler ve bunu inanılmaz bir şekilde, savruk bir şekilde harcadılar'' diye konuştu.

FETRET DEVRİ

Banka sektörü krizinin sadece Fon'a devredilen bankalarla sınırlı olmadığını, kamu bankaları olayının da bulunduğunu ifade eden Ertürk, şunları kaydetti:
''Kamu bankalarının geçtiğimiz o dönemlerde, ben bu dönemleri Türkiye için fetret dönemleri olarak tanımlıyorum. Gerçekten 1990'lı yıllar, Türkiye'nin bir daha yaşamamasını umut ettiğimiz, temmeni ettiğimiz yıllar. Onların faturalarını hala ödüyoruz. O fetret döneminin önemli bir olgusu da kamu bankalarının alabildiğine ilkesiz bir şekilde kullanılması ve görev zararları. Bunun topluma maliyeti 22 milyar dolar. Yani Fon bankalarından çok daha fazlası. 47.2 milyar dolar bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasının topluma getirdiği yük.'' Bugün TMSF'nin Hazine'ye yaklaşık 36 milyar dolar borcu bulunduğunu ifade eden Ertürk, amaçlarının, yeni bir KİT yaratmak değil, zorunlu olarak devraldıkları iştiraklerin, kendilerinde kaldığı süre içinde değerlerini koruyarak, hatta yükselterek elden çıkarmak olduğunu vurguladı.

''UZAN YASASI DEĞİL''

TMSF Başkanı Ertürk, bir soru üzerine, 5020 sayılı yeni Bankalar Yasası'nın, İmar Bankası'nda dünya finans tarihinde belki de hiç rastlanmayan olgu nedeniyle çıkan bir yasa olduğuna işaret etti.
Karşılaşılan özel durumun mevcut yasalarda öngörülmediğini belirten Ertürk, ''Bu özel durumu ve bu şekilde gelecekteki diğer muhtemel fiilleri kapsamına almak için yasalar çıkardık. Elbette bu özel durumu kapsayan bir yasa. Bu suçu başkası da işlerse bu yasanın kapsamına girecektir. Bu bir suç, üstelik topluma maliyeti çok ağır bir suçsa bu suçu cezalandırmak için yasa çıkarmak hata mıdır?'' diye konuştu.
Yasal hükümlere dayanarak muvazaalı şirketlerin, işlemlerin üzerine gidip bunların mal ve para kaçırma aracı olarak kullanılmasına engel olmak, alacaklarına tahsil imkanı aramaya çalıştıklarını ifade eden Ertürk, İmar Bankası için iflas davası açıp açmadıkları yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı:
''Bizim bir defa takip işlemine başlayabilmemiz için bu paraları ödmemiz gerekiyordu. Ödemeler yapıldı. Şu anda 7.5 katrilyon lirayı Ziraat Bankası'nın hesaplarına aktardık. Bunların yaklaşık 2 küsur katrilyonu nakden ödendi, geri kalanı vadeli olarak hesap açıldı ve bunlar vadeler geldiğinde mudiler bu paralarını alacaklar. Bizim açımızdan bir ödeme yapıldı. Bu ödeme yapıldıktan sonra ancak biz takip işlemlerine başlayabilirdik. Şu anda bu takip işlemleri yürüyor. İflas davası için de biz Kurul olarak karar aldık. arkadaşlarımdAn edindiğim bilgiye göre İmar Bankası için bugün bu davayı açıyoruz.'' Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Kurulu Başkanı Ahmet Ertürk, Uzan Grubu şirketlerine el konulması olayının siyasetle ilgisi bulunmadığını, bir alacak tahsilatı yaptıklarını söyledi.
Ertürk, olayla ilgili olarak toplumda ''sadece belli bir aileye yönelik bir husumet şeklinde yanlış yorumlamalar ve algılamalar'' olabileceğini ifade ederek, ''Bunu düzeltmek istiyorum. Bir özel yasa söz konusu değil. Evet özel bir durumu kavrayan yasa söz konusu. Ama bu belli bir aileye, belli bir kişiye yönelik değil. Belli bir fiile yönelik yasa'' dedi.

EL KOYMA SADECE UZAN AİLESİNE YÖNELİK DEĞİL

El koyma operasyonunun sadece Uzan ailesine yönelik yapılmadığını, daha önce de benzer olaylar olduğunu ve şirketlerin yönetimlerini devraldıklarını anlatan Ertürk, daha önce TMSF'ye geçen bankalardan dolayı portföylerinde birçok iştirak bulunduğunu, bunların bir kısmını sattıklarını, bir kısmının hala Fon bünyesinde yer aldığını, bir kısmını ise tasfiye ettiklerini kaydetti.
Ertürk, eve haciz gitme olayının da toplumda biraz sansasyonel şekilde konuşulduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
''Sanki kasıtlı olarak, biraz taciz niyetiyle, biraz da merhametsizce yapılan bir iş gibi algılandı. İlk defa biz banka hakim ortaklarının evine hacze gidiyor değiliz. Daha önce 20 bankanın büyük kısmının evlerine haciz gitti. Şirketlerinin yönetimini devraldık. Ama onlar hiç bu kadar tartışılmadı. Biz eve yasa gereği gitmek zorundaydık. Burası ikametgahları, oturdukları ev... Bizim gidip de o malları dışarıya çıkarıp, bunları satıp alacağımızı tahsil etmek gibi düşüncemiz de yok. Bizim yapmak istediğimiz, malları tespit etmek ve orada kendilerine yeddiemin olarak tevdi edip çıkıp gelmek. Ama arkadaşlarımız gittiğinde, bu evin bir şirketin misafirhanesi olduğu anlaşıldı. Bu şirket arkadaşlarımızı sokmadı. (Şirketin yönetimi bize geçtiği için bu misafirhaneden biz sizi tahliye etmek durumundayız.) Olay bu. Yani orada (buyrun tespitinizi yapın ve gidin) dese zaten bu tip olaylar olmayacak. Rutin bir işlem tamamlanmış, arkadaşlar işlerini yapıp çıkıp gidecekler.'' TMSF Başkanı Ertürk, Uzan Grubu şirketlerine el konulmasının siyasetle, yerel seçimlerle de ilgisi bulunmadığını belirtti.
Ahmet Ertürk, devralınan medya şirketlerine yönelik bir soru üzerine de ''Yayın politikası ne olacak? İktidara mı, muhalefete mi yakın olacak? Böyle şeyleri konuşmak bizim işimiz değil. Bu işlere zamanımız yok. Böyle şeylere hevesli de değiliz'' dedi.
Hayatı boyunca düşünce özgürlüğünü savunduğunu ifade eden Ertürk, ''Orada çalışan, orada görev yapan ya da onlara destek olan, düşünce özgürlüğünü bizim ihlal ettiğimizi iddia edenlere ben şunu soruyorum, orada düşüncenin ticari amaçlara araç olarak kullanılması, düşünce özgürlüğünün ihlali değil miydi? Buna neden kimse ses çıkarmadı? Düşüncenin, düşünce ürünlerinin ticari amaçlar için kullanılması, bu doğru birşey miydi?'' diye konuştu.

• TMSF Başkanı: Korku atmosferi yaratmak istemiyoruz
• TMSF Başkanı: Telsim'i işletmek gibi bir iddiamız yok
• TMSF, TEDAŞ'a Uzanlar'ın borcu için 2 aşamalı plan sundu
• ABD finans çevreleri, Uzan Operasyonu'nu yakından izliyor...