Gündem Türkiye’de 30 tür kene var

Türkiye’de 30 tür kene var

11.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Bu yılın ilk dört ayında üç kişinin yaşamını yitirdiği Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı bakanlık uyarıda bulunurken Milliyet’e konuşan uzmanlar dünyada 900, Türkiye’de 30 tür kene yaşadığını, Türkiye’de aşı için çalışmaların sürdüğünü söyledi...

Türkiye’de  30 tür kene var

Türkiye’de ilk defa 2002’de görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı 17 yılda 530 kişinin hayatına mal oldu.

KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ve ölümlere neden olabilen, zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığı. Hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabiliyor. Daha çok vücuda kene tutunmasıyla bulaşan hastalık, kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesi, mikrobu taşıyan insanlar veya hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da bulaşabiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, dünyada ilk kez 12’nci yüzyılda Tacikistan’da görülen KKKA, 1944-1945 yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesindeki Batı Kırım Stepleri’nde, çoğunlukla ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülünce hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verildi. 1956’da Zaire’de ateşli bir hastada Kongo virüsü tespit edilirken 1969’da Kongo virüsünün Kırım Hemorajik Ateşi ile aynı olduğu belirlenerek hastalığa Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adı verildi. Üç kıtada 56 ülkede kendisini gösteren hastalıkla Türkiye ise 2002’de tanıştı. 2003’te hastalığın tanısı konuldu.

530 kişi yaşamını yitirdi

KKKA vakaları Türkiye’de çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşıyor. 17 yılda hastalık 530 kişinin canını aldı. Yıllara göre, 2002-2003 arasında altı, 2004’te 13, 2005’te 13, 2006’da 27, 2007’de 33, 2008’de 63, 2009’da 63, 2010’da 50, 2011’de 54, 2012’de 37, 2013’te 37, 2014’te 44, 2015’te 29, 2016’da 16, 2017’da 16, 2018’de 27 ve 2019’da mayıs itibarıyla üç kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye’de KKKA bahar aylarında görülmeye başlıyor ve yaklaşık yüzde 4-5 öldürücülük hızıyla seyrediyor. Yıllar itibarıyla vaka sayısında artış ve azalışlar yaşanırken en yüksek vaka 2009’da bin 318 olarak gerçekleşti.

İdrarda kan görülebiliyor

Kuluçka süresi, virüsün alınma şekline bağlı olarak 1-14 gün arasında değişen KKKA’nın belirtileri arasında yüksek ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, kol ve bacaklarda şiddetli ağrı, bazen kusma, karın ağrısı veya ishal, yüzde kızarıklık, ilerleyen safhada vücudun değişik yerlerinde kanamalar; gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülebiliyor.

Kafkas Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zati Vatansever, dünyada 900, Türkiye’de ise 30’un üzerinde kene türü yaşadığını belirterek şunları söyledi:

“Asıl bulaştırıcı olan Hyalomma marginatum dediğimiz kene. Hastalığın dünyadaki yayılışına bakıldığında ana taşıyıcı Hyalomma türleri. Bizde vakalarımız yüksek, ama ölüm oranımız düşük. Afganistan, İran ve Rusya’da ölüm oranları çok daha fazla. Bizde sağlık sistemimiz gelişmiş olduğu için ölüm oranları çok düşük.”

Sakın patlatmayın!

Uzmanlar vücuda tutunan kene için “Patlatmayın, ezmeyin, üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, deterjan, sıvı sabun, gaz yağı, kolonya) kesinlikle dökmeyin ve üzerine sigara bastırmayın” uyarısını yapıyor.
Vücuda tutunan kenenin çıplak elle dokunmadan; eldiven, bez ya da poşetle çıkarılması, çıkarılamıyorsa sağlık kuruluşuna gidilmesi önem taşıyor.

Vücuda yürüyerek giriyor

Uçma ve zıplama özelliği olmayan keneler yerden yürüyerek vücuda tırmanıyor. Tarla, bağ, bahçe, piknik bölgeleri gibi riskli alanlara giderken; kenelerin girmesini engellemek için mümkün olduğunca vücudu örten giysilerin giyilmesi, pantolon paçalarının çorapların içine sokulması. Açık renkli kıyafetlerin tercih edilmesi önem taşıyor. Oturulacak yerlere de açık renkli örtü serilmesi tavsiye ediliyor. Uzmanlar, riskli alanlardan dönünce hem çocukların hem de yetişkinlerin vücudunun özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dâhil kontrol edilmesi gerektiğini ifade ediyor.