Gündem ‘Türkiye ve Brezilya aynı anda hedef oldu’

‘Türkiye ve Brezilya aynı anda hedef oldu’

09.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

17-25 Aralık’tan 3 ay sonra Brezilya’da da operasyon yapıldığı belirtilen iddianamede, ‘iki ülkenin İsrail ve küresel güç odaklarının hedefi olduğu” öne sürüldü

‘Türkiye ve Brezilya aynı anda hedef oldu’

Selam Tevhid soruşturmasında kumpas kurdukları iddia edilen dönemin özel yetkili savcıları Cihan Kansız, Adnan Çimen, Celal Kara ve Mehmet Berk’in de aralarında bulunduğu 54 hakim ve savcı hakkındaki iddianamede, 17-25 Aralık sürecinin benzerinin Brezilya’da da yaşandığı anlatıldı. Türkiye, İran ve Brezilya arasında yürütülen ve ‘Tahran Deklarasyonu’ adıyla anılan 17 Mayıs 2010 tarihli anlaşmanın bu operasyonlarla doğrudan ilgi olduğu vurgulanan iddianamede, “Anlaşmanın tarafları olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin de dahil olduğu ülkelerin İsrail ve küresel güç odakları tarafından hedef alındığı anlaşılmıştır” denildi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) “Selam Tevhid” soruşturmasında kumpas yaptığına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, o dönemde görev yapan 54 hakim ve savcı hakkında hazırlanan iddianame, önceki gün Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede çözüm süreci kapsamında çalışan MİT yetkililerinin PKK ile irtibatlandırılmaya çalışıldığı anlatılırken, “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da mesnetsiz biçimde terörle ilişkilendirildiği ve 17 Aralık 2013 tarihi itibarıyla hakkında gözaltı işlemi uygulanmasının planlandığı” kaydedildi.

Eşzamanlı soruşturma
Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede ilginç tespitlerde de bulunuldu. Tahran Deklarasyonu’nu imzalayan Brezilya’da da 2008’de başlatılan bir soruşturma olduğu ve bu soruşturmanın 2011 yılına kadar genişletilerek, devlet başkanlarını da içine alan bir yolsuzluk soruşturmasına çevrildiği anlatıldı. Brezilya ile aynı zamanda Türkiye’de de 2010 yılında “Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü” soruşturmasının başladığı ve bağlantılı olduğu 17 Aralık soruşturmasıyla beraber üst düzey devlet görevlilerin hedef alan kurgusal bir çalışmaya dönüştürüldüğü anlatıldı.
2013 yılında başlayan Gezi Parkı eylemleri ile eş zamanlı olarak Brezilya’da da aynı büyüklükte kitlesel protesto eylemlerinin yapıldığı anlatıldı. Türkiye’deki 17-25 Aralık soruşturmalarından 3 ay sonra Brezilya’da da operasyon yapıldığı anlatılan iddianamede, “Aynen Türkiye’de olduğu gibi işadamlarından başlanarak devlet yetkililerine doğru yönelen bir seyir izlediği anlaşılmaktadır... Girişim Türkiye’de amacına ulaşamamış, her iki soruşturmanın başlatılma gerekçelerinin aslında Türkiye, İran ve Brezilya arasında yürütülen ve ‘Tahran Deklarasyonu’ adıyla anılan 17 Mayıs 2010 tarihli anlaşma olduğu, anlaşmanın tarafları olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin de dahil olduğu ülkelerin İsrail ve küresel güç odakları tarafından hedef alındığı anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

İddianamede Fethullah Gülen ve Emre Uslu’nun konuşma ve yazılarının da İsrail merkezli yayınlarla uyumlu olduğuna dikkat çekildi.