Gündem Uludereli çocukların ‘kaçakla’ imtihanı

Uludereli çocukların ‘kaçakla’ imtihanı

30.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sınırda kaçakçılık tartışılırken bunun en önemli aktörleri olan çocukların anlattıkları yürek yakıyor

Uludereli çocukların ‘kaçakla’ imtihanı

Uludere’de 17’si çocuk 34 kişinin öldürülmesi ile gündeme gelen Kuzey Irak sınırından yapılan kaçakçılık tartışılırken, kaçak ticaretin en önemli aktörleri olan çocukların anlattıkları yürek yakıyor. Uçakların bombalaması sonucu ölenler önceki gün sınır köyü Gülyazı’da etkinliklerle anıldı. Ölenler arasında bulunan 17 çocuğun arkadaşları ise bugün hâlâ kaçağa gidiyor. Milliyet, dondurucu soğuk altında yaktıkları ateş etrafında çember kuran Roboski’li çocukların kaçağa ilişkin hikayelerine tanıklık etti.
Sınır köylerinde doğan çocuklar, daha okula başlamadan hayatı kaçak yollarında öğreniyor. Kaçağa giden çocukların yaş ortalaması ise 8 ila 16 arasında değişiyor. Ateş çemberinde oturan ve yaşları 8 ila 14 arasında olan çocukların hemen hepsi kaçağa gidiyor. “Bu yaşta kaçağa gidilir mi?” sorumuza çocuklardan tek yanıt seslendiriliyor:

Rüştünü ispatlıyor
Çocuklara, babalarının ne iş yaptıklarını soruyorum, kimi “korucu” diyor; ama istisnasız hepsinin babası da kaçağa gidiyor. Çocuklar ise okula başlamadan önce babasıyla, ağabeyiyle veya yakın akrabası ile mutlaka kaçağa gidip gelmiş. Kaçak, çocuklar için adeta rüştünü ispatlama olarak görülüyor.
Babalarından genellikle harçlık almadıklarını belirtiyor çocuklar. Okul okumak, ileride iyi bir yerlere gelme idellari ise hiç yok. Onlar için en önemli şey, kaçağa gitmek, para kazanmak, kazandıkları ile okul ihtiyaçlarını karşılamak, elbise almak, en önemlisi bilgisayar alıp internette gezinmek. En önemlisi de daha çok mal getirmek için güçlü bir katır almak ya da katır sayısını artırmak.

Baba mesleği
Ateş çemberinde oturan çocukların tamamının soyadı, “Encü”. Hepsi de yakın akraba olduklarını belirtiyor. Sağımda Ahmet, solumda Veli, Mahmut ve diğerleri. Kaçağın baba mesleği olduğunu, tek geçim kaynağı olması nedeniyle daha çok kaçağa gitmenin, daha iyi yaşamak için gerekli olduğunu belirtiyorlar. Onlara göre, kaçağa gitmek normal bir iş yapma gibi. Zor ve riskli olmasına rağmen, bundan şikayet etmiyorlar.
28 Aralık 2011’e kadar da güle oynaya gidiyorlardı. Ancak 34 kişinin ölümü her şeyi değiştirdi.
Çocuklar, “Olaydan sonra da kaçağa gidiyor musunuz” soruma, “Gidiyoruz ama, bu kez daha tedbirli, korkarak” yanıt veriyor. Gece, gündüz hâlâ gitmeye devam ediyorlarmış. Veli’ye “Bir gidiş-gelişten kaç para kazanıyorsun?” diye soruyorum. Önce biraz düşünüyor, ancak diğerleri atılıyor, “Duruma göre değişiyor. Kendi katırınla gittiğin zaman daha iyi para kazanıyorsun, yok katırın yoksa bir seferden yaklaşık 50 ila 100 TL gelir elde ediyoruz. Ayda dört-beş kez gittiğimiz oluyor” diyorlar.