Gündem Üniversite için gurbete gittik

Üniversite için gurbete gittik

11.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kimimiz İstanbul’dan Kayseri’ye kimimiz de Mersin’den Diyarbakır’a üniversite okumak için gittik. Farklı kültürlere alışmak kolay olmasa da hayatına okuduğu şehirde devam edecek arkadaşlarımız da var

Üniversite için gurbete gittik

ÇOK uzun süre şehir dışında okumayı hayal eden biri olarak Ankara Üniversitesi’ni kazandığımı duyunca hemen eşyalarımı toplamaya başladım. Kayıtlar için İzmir’den Ankara’ya geldiğim ilk günü hiç unutmayacağım. Unutmayacağım ikinci şey ise annemin beni yurda bırakıp gidişiydi. Bir yandan büyümüş gibi hissetmek, diğer yandan da annemin dönüp gitmesi hüzün dolu anlar yaşamama neden olmuştu. O nedenle yurtta ilk gecem biraz zor geçmişti.

Alışmak zaman alıyor
Yurtta kalmak aileyle yaşamak kadar kolay olmadı hiçbir zaman ama günden güne yaşadığım tecrübelerle hayat normalleşti. İlk çamaşır yıkama, ilk yapılan yemek, anneden uzak ilk ateşlenme... Sanırım şehir dışında yaşamanın ilk zorlukları bunlar. Öğrenciliğin doğasında var; zaman zaman parasız kalmak, babaya bir ihtiyacım yok demek ama bir taraftan harcamalarda kısıtlama yapmak. “Annem olsaydı yemek yapardı ben de oturur dersimi çalışırdım” diye başlayan cümlelerim “Ama yemek yapmam gerekiyor” cümlesiyle sonlanıyordu. Bütün bunlar zor olan kısımları ama diğer bir yandan da evden uzak olunca tek başına yaşamayı öğreniyorsun. Kendini tanımaya başlıyorsun.
Farklı kültürlerle de tanışıyorsun. Bir arkadaşımın evini toplamasına yardım ettiğimde ona “Klorak versene bagnoyu temizleyeyim” demiştim. Ama anlamadı beni. Oysa mutfak tezgahı için çamaşır suyu istemiştim. Ev arkadaşımdan da Rize’nin kültürünü tanıdım. Artık mıhlama yapmanın inceliklerini biliyorum. Her ne kadar alışık olmadığım insanlarıyla beni şaşırtsa da çok sevdim Ankara’yı. Şimdilerde “Sen nerelisin?” diyenlere “Fahri Ankaralıyım” diyorum.

Haberin Devamı

‘Ayaklarımın üzerinde duruyorum’

Lisedeyken şehir dışında okumayı çok istiyordum. Fakat Kayseri bu dileğimin dışında olması gereken bir yermiş, gelince öğrendim. Bir İstanbullu olarak sosyal etkinliklerin eksikliği nedeniyle Kayseri bana hitap etmedi. Oysa şehir dışında okumanın birçok olumlu yanı var. En başta da farklı kültürleri tanımak geliyor. Bunu şimdiye kadar iyi yaptığımı düşünüyorum. Çoğu şehri gezip görme fırsatı buldum. “Evet, bunu da yaptım” diyebilmek harika bir duygu. Başka bir şehirde okumak insana bambaşka sorumluluklar kazandırıyor. Özgürleştiğini düşünenler aslında özgürlüklerini kazanmak için yerine getirmeleri gereken sorumlulukları keşfedecekler.
Aileden uzak olmak insanı ilk başlarda sarsıyor fakat ayaklarının üstünde durmayı öğrendikçe hayata bakış açısı değişiyor. İyi bir üniversiteyi kazandıysanız eğer, hiç düşünmeden adımınızı atın ve ülkemizin kültürünü yerinde öğrenin diyorum. Mesela Kayseri’ye gelmeden önce yediğim mantılarla burada yediklerim çok farklı.
Kayseri’de yoğurttan önce dökülen bir sos var, bazı arkadaşlarım bunu beğenmese de ben seviyorum. Kayseri’nin kendine has, dünyaca ünlü bir mutfağı var. Ayrıca devasa Erciyes Dağı’nın görünümü çok güzel. Şehir, doğal güzellikleriyle öne çıkan Kapadokya’ya çok yakın. Bunların yanı sıra İstanbul’a duyduğum özlem hep ayrı bir yerde.

Haberin Devamı

‘Damak tadım değişti’

Mersin’in Tarsus ilçesinden Diyarbakır’a geldim. Üniversiteyi ilk kazandığımda büyük bir ön yargıya sahiptim. Medyada izlediğim haberler nedeniyle Diyarbakır’a gelmeye korkuyordum. Fakat buraya gelince ön yargılarım yok oldu. Bize çizilen resimden çok farklı bir şehirle karşılaştım. Sadece siyasi olaylarla gündeme gelen Diyarbakır’ın Türkiye için tarih ve turizm açısından önemli bir şehir olduğunu anladım.
Diyarbakır’ı çok seviyorum, farklı ve çok sesli bir şehir. Öğrenci olarak zorlandığımı söyleyemem, gayet rahat bir öğrencilik yaşıyorum. Bu şehirde arkadaşlarımla evde kalıyorum ve komşularımız çok iyi. Bize ailelerinden biriymiş gibi davranıyorlar. Hatta geçen yıl evimize hırsız girecekti, komşularımızın hepsi toplandı, bizi hiç tanımamalarına rağmen yardımcı oldular. Bu beni çok şaşırtmıştı.
Başka şehirde okumanın zorlukları yok diyemem. Her şeyden önce sorumluluk alıyoruz. Evde kendimiz yemek yapıyoruz, bazen de dışarıda yiyoruz. Diyarbakır’ın bol baharatlı, etli yemekleri meşhur. Ben pek acı ve et seven biri değildim ama şimdi çok seviyorum.
Üniversiteyi farklı bir şehirde okumak gençlere çok şey katıyor. Hem Tarsus’ta hem de Diyarbakır’da yaşayan biri olarak hayata artık daha farklı bakıyorum. Şimdi avukatlık stajımı burada yapıyorum. Mezun olunca da hayatıma Diyarbakır’da devam edeceğim.

Haberin Devamı

Sosyal trend

Hayatı renklendirin

Instagram’da sadece selfie, kedi, köpek fotoğraflarından sıkılanlar için hayranlık uyandıracak fotoğrafların paylaşıldığı birbirinden ilginç konsept hesaplar da var. Bunlardan biri de Zeynep Albayrak. Kalemlerle, çiçeklerle bazen de kahvaltı sofralarıyla kompozisyonlar oluşturuyor. Sarı ve tonlarındaki nesneleri özellikle de portakalı kullanmayı tercih ediyor. Kullandığı tabakları, çatal, bıçaklarıyla takipçilerini ürünlerin markaları konusunda merak ettiriyor. Git gide renksizleşen hayatlarımızda en azından Instagram’a bol C vitaminli fotoğraflarıyla renk getiren Albayrak’ı @zynp kullanıcı adıyla takip edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Güzel kelimeler dükkanı

2007’de Almanya Dış İlişkiler Enstitüsü’nün düzenlediği, 60 ülkeden 2 bin 500 kelimenin değerlendirildiği yarışmada, Türkçe ‘yakamoz’ sözcüğü dünyanın en güzel sözcüğü olarak belirlenmişti. Bazı kelimeler gerek fonetik olarak gerekse anlamlarıyla ahenkli oluyor ve tek başlarına çok şeyi anlatabiliyor. Örneğin hissikablelvuku, filhakika, vaveyla... Günümüzde pek kullanılmayan fakat “güzel kelimeler” diyebileceğimiz, duymaktan ve söylemekten haz alınan kelimeler Lûgat365 tarafından her gün anlamlarıyla paylaşılıyor.
Üstelik unutulmaya yüz tutan bu kelimeleri paylaşırken usta yazarlardan alıntılara da yer veriliyor. Lûgat365’e guzelkelimelerdukkani.com’dan ulaşabilirsiniz.

Haberin Devamı

Yasaklar hakkında ne düşünüyorsunuz?

‘İlerlemek çok zor’

- Ebru Kuruldak (İstanbul Üniversitesi-Eczacılık): İnsanlar sahip oldukları değere ulaşabilmek için kendilerini özgür bırakırken, bir ülkenin toplumuna yasaklar koymasını anlamsız buluyorum. Ülkemizde art arda gelen yasaklar hem bireysel hem toplumsal anlamda bizleri giderek kısıtlamakta. Böyle bir ortamda ilerlemek ve gelişmek oldukça zor diye düşünüyorum.

‘Baskı oluşturuyor’

- Çağrı Albayrak (Işık Üniversitesi-Yönetim Bilişim Sistemleri): Bence yasaklar toplumun üzerinde gereksiz bir baskı oluşturuyor. Son olarak internet yasaklarında devletin bazı fotoğrafların internet sitelerinden kaldırılması yönünde isteği vardı, kaldırılmayınca yasal haklar kullanılarak internet kısıtlandı. Artık insanlarda sürekli yeniden yasak gelir mi korkusu oluştu ve bu durum gerçekten can sıkmaya başladı. Fakat kamu yararına olan yasakları olumlu buluyorum. Örneğin kapalı alanlarda sigara içilmemesi, desteklediğim yasakların başında geliyor. Sonuçta bunu bireysel olarak başaramayız, bu tür yasaklarla bizim özgürlüğümüz garanti altına alınıyor.

‘YASAKLARA ALIŞTIK’

- Oğultürk Yılmaz (Mersin Üniversitesi-Makine Mühendisliği): Yasakları doğru bulmuyorum fakat ülkemizde gerçekleştirilen yasaklara artık pek tepki göstermiyorum. Çünkü yasaklar sıradan hale geldi. Yani yasaklara alıştık diyebilirim. Örneğin son günlerde sosyal medyaya gelen engellemeleri normal karşıladım, kendimce çeşitli yollar buldum ve bu yasaklardan etkilenmedim. Ayrıca bana kalırsa yasaklar yasak olanı daha çekici kılıyor.

Doğru kullanılırsa zararı yok

League of Legends oyununu geçen hafta Genç Gazete sayfamızda tanıttıktan sonra çok olumlu eleştiriler de geldi. Gençlerin ilgi gösterdiği bu oyunun Türkiye temsilcisi, şu bilgileri verdi: Milyonlarca oyuncuyu bir araya getiren ve takım oyununu ön plana çıkaran oyun, Riot Games tarafından 2009’da geliştirildi. Her ay 70 milyondan fazla oyuncunun katıldığı oyun, her biri ayrı bir oyuncu tarafından kontrol edilen 5’er kişilik iki takımla oynanıyor. Oyuncular, farklı özelliklere sahip şampiyonlarla çok sayıda taktik geliştirmekte ve karşı takımda bulunan oyunculara karşı denge kurmaya çalışmakta. Bu bağlamda öğrenmesi kolay, ustalaşması zor bir oyun. League of Legends, bir oyunun ötesinde dev bir ekosistemi ve geleceğin spor anlayışını şekillendiren bir yapıyı temsil ediyor.