Gündem Vahdeddin ve Ata'nın dost oldukları zamanlar vardır

Vahdeddin ve Ata'nın dost oldukları zamanlar vardır

19.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Vahdeddin ve Atanın dost oldukları zamanlar vardır

Bizde bırakınız ortaöğretimi, yüksek tahsilde dahi son dönem tartışılmazdı. Umumi yorumun aksini ileri sürenler de, abartıda bazen saptırmada ölçüsüz örnekler verirdi. Vahdeddin'e hain dendiği zaman, onu büyük vatan dostu diye yorumlayanların üslubunu ve kullandıkları sözde vesikaları ve ileri sürdüklerini, hanedan üyelerinin bile kabul etmediği görülmüştür. Sayın Bülent Ecevit: "Osmanlı Döneminde Anadolu Halkı" başlıklı bir kitap hazırlıyor. Bunun son padişahla ilgili bölümünü açıkladı. Esasen II. Abdülhamid ve V. Mehmed Reşat ve VI. Mehmed Vahdeddin zamanları tartışmalıdır. Yakın tarih konusunda hiçbir yerde yurttaşların arasında mutlak uyum sağlanması mümkün değildir; hele olaylı ve trajik dönemler için bu bilhassa böyledir. Düşmanla işbirliği yaptığı açık olan başta Mareşal Petaine olmak üzere Vichy Fransa'sı yetkilileri bile tartışılıyor herkesin mesuliyeti farklıdır deniyor. Nihayet son zamanlarda haklı olarak, Fransız halkının çoğunluğu da yöneticilerden farklı değildi denmeye başlandı. Açık söyleyelim, bu konularda dengeli bir başlangıcı Yılmaz Öztuna'nın "Hayat Tarih Dergisi" yaptı. Daha önemlisini, Yılmaz Çetiner'in kitabından bir geçiş yorumunu okuduk. Fakat son padişahın hayatını ve Osmanlı hanedanının sürgününü, ilmi ve doğru bir şekilde yazan Murat Bardakçı'dır. Bu kitap boşuna çok satılmıyor ve bu kadar uzun bir monografiyi sıkılmadan okumak sebepsiz değildir. Son padişah İstanbul'a dahi hükmedemez ve Osmanlı mülkünün yediği darbede de kimse onun fikrini sormamıştır. Anadolu savaşının önderlerinin idam fetvasına göz yummak dışında da önemli bir hatası olduğunu söyleyemiyoruz. Gene Kuvayı Milliye'ye karşı örgütlenen birlikler ondan çok Damat Ferit hükümetinin İngilizlerle işbirliğinin eseridir. Hanedan damadı olan bu ahmak politikacıya kısa sürelerle de olsa görev vermek, Padişah'ın diğer önemli hatasıdır. Anadolu savaşına katılmaya hatta desteklemeye birçok insan çılgınlık diye bakıyordu. Anadolu önderlerinin ne derecede ittihatçı oldukları tartışılır; en azından Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, Albay İsmet ve Kazım Karabekir Paşa bu kategoriye sokulamaz. Ama herkes Anadolu harekâtını ittihatçı biliyordu. Bir kavmin siyasi trajedisi bu kadar kolay bir şekilde çözümlenemez. Padişah artık mukadder yıkımı kabul etmiş ve bir iç savaştan kaçınmak için Türkiye'yi terk etmiştir. Zaferi kutlamadığı görülüyor. Aksine bir gözlem ortaya çıkmadıkça, bu da bir hatadır. Bu konudaki yazılar Bu nedenle Bülent Ecevit'in Sultan II. Abdülhamit ve VI. Mehmed Vahdeddin üzerindeki yaftaları yeniden yargılayıp kaldırması yerinde bir davranıştır. Tarihçilerin yazıp söyledikleri hele bizim gibi memleketlerde çok fazla etkili olmuyor. Ambargoları kaldıranlar, asıl sözü dinlenir siyasi liderler oluyorlar. Bu gerekli. Çünkü bir yerde doğruyu araştıran tarihçinin de güvencesi onların çizgisi oluyor. Hiç şüphesiz Sayın Ecevit, İsmail Hakkı Bey'in ve dolayısı ile Tevfik Paşa'nın akrabasıdır. İsmail Hakkı Bey'in ikinci eşi Ecevit'in büyük teyzesidir. İlk eşi ise Vahdeddin'in kızı Ulviye Sultan'dı ve kızı da, onun torunu Hümeyra Hanım Sultan'dı. O muhitte duyduğu, bildiği çok şeyler vardır ve değerlendirmelerini dikkate almak gerekir. Vahdeddin ve Atatürk karşı karşıya gelmişlerdir. Ama dost oldukları zaman da vardır. Kim ne derse desin son padişah hazineyi soyup gitmedi. Gittiği yerlerde de Türkiye devleti aleyhinde faaliyette bulunmadı, söz söylemedi. Bu sürgündeki hanedanın bir ananesi ve takdire değer tavrıdır. Bunları da bilmek gerekir. Ecevit doğru yaptı