Veliefendi nasıl dört nala koşuyor?

ABD’nin saygın gazetelerinden Washington Post, at yarışlarının dünyada nerdeyse yok olurken Türkiye’de patlama yaptığını yazdı. Gazetenin muhabiri Andrew Beyer, İstanbul’da kaleme aldığı yazıda Türkiye’nin sırrını araştırdı ve dünya için bir model olup olamayacağını sorguladı.
“Dünyada safkan at yetiştirme sektörünün acı çektiği, ABD’de oynanan bahislerin yıldan yıla azaldığı bir dönemde at yarışının büyüdüğü tek bir ülke var: Türkiye” diye başlayan Beyer şöyle devam etti: “Türkiye’nin başarısı sektörün içindekiler tarafından bile bilinmiyor olabilir; sporun küreselleşmesine rağmen Türkiye’deki at yarışları çok bilinmiyor. Türkiye’nin atları nadiren dışarı çıkıyor, yine dışarıdan çok az at getiriliyor. Ancak geçen yıl Türkler 1.49 milyar dolar bahis oynadı. Bu da 2010’da oranla yüzde 21 artış anlamına geliyor.”

Elit bir organizasyon değil
Beyer, Türkiye’nin istatistiklerinin, at yarışı sektörünün büyümesi için genel kabul olarak görülen kurallara ters düştüğünü söylüyor. At yarışı dünyasının büyük kısmı, devlet ve yarışları organize eden kurumların bahislerden aldığı payın minimum düzeyde tutulması gerektiğini savunuyor; bunun bahis oynayanlara adil bir kazanma şansı sunacağını ve bahisleri artıracağını savunuyor. Ancak Türkiye, yaklaşık yüzde 50 ile dünyada devletin bahislerden en çok pay aldığı ülke. Dünyadakine benzer bir şekilde Türkiye Jokey Kulübü bahislerin yüzde 22’sini alıyor, ancak buna ek olarak hükümet de yüzde 28 oranında pay alıyor. Beyer, Türkiye’de at yarışlarının, ABD’deki Kentucky Derby ya da İngiltere’deki Royal Ascot gibi “elit bir organizasyon” haline gelmediğine dikkat çekiyor; Türkiye’de at sahiplerinin toplumun her kesiminden geldiğini söylüyor. Uluslararası At Yarışı Federasyonu’nun 2009’da yaptığı hesaplamalar Türkiye’de bir atın getirdiği kazancın, harcamalarını yüzde 18 oranında geçtiğini gösteriyor. Veliefendi’deyarışları izleyen Beyer, “Devlet, maksimum geliri alabilmek için yarışları organize ediyor ve at yarışı hayranlarına kazanmak için gerçekçi bir şans vermiyor. Bu, yarış dünyasının geri kalanının imreneceği bir model olamaz” yorumunda bulunuyor.