Gündem ‘Yabancılar çok heyecanlıydı’

‘Yabancılar çok heyecanlıydı’

26.08.2009 - 00:40 | Son Güncellenme:

UNESCO Genel Direktörlüğü için ABD’nin teklif ettiği adaylığı Ankara tarafından reddedilen Zülfü Livaneli, “Yabancılar bu konuda çok heyecanlıydı. Türk hükümetinin bir Türkün adaylığını reddedecekleri akıllarına gelmedi” dedi

‘Yabancılar çok heyecanlıydı’

Milliyet Yazarı Can Dündar, dün “Zülfü Livaneli, UNESCO direktörlüğünü neden kaçırdı?” başlıklı yazısında kamuoyunun hayretle karşıladığı ilginç bir diplomasi trafiğini aktardı. Buna göre Türkiye ilişkilerini bozmak istemediği Mısır lehine ABD’nin UNESCO Direktörlüğü’nü teklif ettiği Zülfü Livaneli’yi bu göreve aday göstermemişti.?Olayı, “Ne yapalım, olmadı” sözleriyle özetleyen Livaneli, sorularımızı yanıtladı:
UNESCO Direktörlüğü teklifi kim tarafından, ne zaman geldi?
UNESCO içindeki şahsiyetlerden, bağımsız aydınlardan ve aynı kurulda görev yaptığımız bazı İyiniyet Elçileri’nden geldi. Buna rağmen konuyu fazla ciddiye almadım. Çünkü daha önce böyle bir görev aklıma gelmemişti ve seçilmenin zor olacağını düşünüyordum.
İş ne zaman ciddileşti?
Ocak ayında ABD Dışişleri Bakanlığı ile Kongre’nin adaylığımı destekleyeceği bana iletilince... Bu desteğin arkasından bazı Avrupa ülkeleri ve AB yönetimindeki dostların da destek mesajı geldi. Uluslararası aydınlar Le Monde’da Mısır adayına karşı ilanlar yayımladılar ve bana telefon ettiler. Wall Street Journal gibi birçok gazete konuya eğildi. O zaman, bu işin olabileceğini düşündüm. Çünkü Batı devletleri UNESCO’ya en büyük katkıyı yapıyor ve etki güçleri çok fazla. Bu kadar açık destekten sonra ilk kez ‘Neden olmasın!’ diye düşündüm. Yabancılar bu konuda çok heyecanlıydı. Dünyada yayımlanan kitaplarımı, makalelerimi derlediler, birçok devlete ve kuruluşa gönderdiler. Bir anlamda kampanyaya başladılar. Çünkü Türk hükümetinin, bir Türkün adaylığını reddedeceği hiç akıllarına gelmedi.
Taraflar arasında bu süreçte neler yaşandığını biliyor musunuz?
Bir bölümünü biliyorum. Amerika’dan gelen telefonlar birden çok yoğunlaştı, hatta bir gece sabaha kadar Kongre Dışişleri Komitesi’nden ve Dışişleri Bakanlığı’ndan çeşitli kişiler aradı. Bunun nedenini sorunca da ‘Obama’nın Ankara ziyaretinde bu konuyu dosyasına koymayı düşünüyoruz’ dediler. O günlerde Cumhurbaşkanı danışmanı Zeynep Damla Gürel’le telefonda konuştuk. Amerika’dan kendisine üç hafta önce benim ismimi bildirdiklerini, bu işe çok sevindiğini ve Türkiye’nin bu adaylığı destekleyeceğini düşündüğünü söyledi. Ama herhalde destek gelmedi ki daha sonra sustu. Kemal Derviş de konuyu biliyor ve beni destekliyordu. Ama temaslar sonucunda hükümet ve Çankaya benim adaylığıma yeşil ışık yakmadı.
Bir yorum, neden aday gösterilmediğinizle ilgili bir açıklama yapıldı mı?
Hem Cumhurbaşkanı’nın Dışişleri Danışmanı hem de Dışişleri Bakanı beni arayarak kişiliğime karşı olmadıklarını, hatta bir Türk kültür adamının UNESCO’nun başına geçmesine çok sevineceklerini söylediler. “Ama uluslararası teamüle göre sıra Araplardaydı, bunu bozamazdık” dediler.
Türkiye’nin Mısırlı bir aday lehine geri durması size ne ifade ediyor?
Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

Haberin Devamı

Paris’te sular durulmuyor
Birleşmiş Milletler’in 191 üyeli Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu UNESCO’nun genel direktörlük koltuğu için çeşitli üye ülkeler 9 ismi aday gösterdi. Bu isimler arasında en şanslısı ama aynı zamanda ismi etrafında en çok polemik döneni Mısır Kültür Bakanı Faruk Hüsnü...
Mısır?Kültür Bakanı Hüsnü’yü Mısır’ın yanı sıra Kuveyt, Sudan ve Libya da bu koltuğa aday gösterdi. Seçilme şansı olan ikinci isim ise AB Komisyonu Dışişleri Komiseri Benita Ferrero-Waldner. Bu iki aday dışında Litvanya, Rusya Federasyonu, Bulgaristan, Ekvador, Tanzanya ve Benin hükümetleri kendi adaylarını çıkardı.
Kamboçya ise, Cezayirli Muhammed Bedjaoui’yi aday gösterdi. Başka bir deyişle, seçim Arap ve Afrika ülkelerinin aralarındaki taktik savaşlarına da tanıklık ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Le Monde gazetesinde yayımlanan bir yazısıyla ‘İsrailli yazarların kitaplarını yakmak gerektiği’ yolundaki sözlerinden ötürü özür dileyen ve kendisinin bir “barış insanı” olduğunu vurgulayan Mısırlı Faruk Hüsnü, ilke olarak Arap Birliği, Afrika Birliği ve İKÖ’nün desteğine sahip...
Mısır hükümeti, Faruk Hüsnü’nün Le Monde’da çıkan yazısının arkasını da getirerek Amos Oz ve David Grossman gibi İsrailli yazarları Arapçaya çevirme, Kahire yakınındaki Ortaçağ’dan kalma Maimonides Sinagogu’nu onarma kararlarını kamuoyuna duyurdu.
Bu sayede uzun süre sert şekilde Hüsnü’ye muhalefet eden İsrail, destek vermese de muhalefetini geri plana itti.
Buna karşılık antisemitizm karşıtı Yahudi kuruluşları, Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel, Shoah filminin yönetmeni Claude Lanzman, ünlü Fransız filozof Bernard-Henri Levy gibi isimlerin Hüsnü’nün adaylığına karşı başlattıkları kampanya devam ediyor.
SABETAY VAROL Paris

Haberin Devamı

Davutoğlu: İddialar üzücü
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Zülfü Livaneli’nin “Siyasi görüş farkı yüzünden UNESCO Genel Direktörlüğü’ne aday gösterilmediği” yönündeki iddiaların üzüntü verici olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Livaneli’nin seçilmesi bize gurur verir. Kendisiyle görüştüm, ama yaptığı açıklamalarda birçok nokta boşlukta kalıyor. UNESCO Genel Direktörlüğü’yle ilgili tarafımıza hiçbir temas olmamıştır. Olsaydı gereğini yapardık” dedi.
DHA