Gündem 'Yeni mezunum' deme!

'Yeni mezunum' deme!

24.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Üniversiteden mezun olunca artık hayata atılıyorum diye sevinirken birden işsizlik gerçeğiyle yüzleştim. Bir yere kadar yeni mezunum diye idare ettim ama bir yılın sonunda artık bu bahane de beni kurtarmıyor

Yeni mezunum deme

ÜNİVERSİTE, her gencin hayali, her ailenin övünç kaynağı; konuya komşuya, eşe, dosta, akrabaya hava atma aracı.
Kimi zaman aile baskısıyla, kimi zaman ailelerin bile karşı çıktığı, büyük umutlarla kazanılan, bin bir emek ve zaman harcanarak okunan o mükemmel bölüm, günü gelince sınav stresi, büyüme telaşı ve para kazanma isteğiyle “Hele bir mezun olayım da kurtulayım” beklentileriyle geçen gençlik çağları...
Peki, sonra? O kepi atmaman ve o son sınavı vermemen gerektiğini düşünmedin mi hiç?

Arka arkaya sorular
Mezuniyetten sonra ilk üç ay, yılların yaz tatili tadı, hafif üniversite ortamı ve arkadaş özleminin içinizde bıraktığı buruklukla geçer. Master mı yapsam, yurtdışına mı gitsem, iş için nerelere başvursam düşünceleri kafanızı işgal etmeye başlar.
Mezun olduğunuzu bilen ve karşılaştığınızda sürekli “Çalışıyor musun?” diye soran tanıdıklara verilecek en mükemmel cevap: Yeni mezunum!
İlk altı ay sonra internetteki kariyer sayfalarından yapılan başvurulara neredeyse hiç geri dönüş yapılmaması. Ufacık da olsa tekrardan başka bir bölüm okuma veya başka yerlere gidip “Kendim başvuru yapmalıyım” düşüncesinin belirmesi. Bu sürecin sonunda tanıdıklara verilen cevap yine değişmiyor: Yeni mezunum!

Sonuç, hep hüsran oldu
İlk yıl bitince iş görüşmesi için gidilen yerlerden gelen olumsuz cevap veya hiç gelmeyen cevaplar... Deneme amaçlı girdiğiniz işler hüsranla biter. Beklentilerinin yüzde birini dahi karşılamayan kötü iş teklifleri canınızı sıkar. Bu dönemde tanıdıklara verilen cevap biraz değişir: Yeni mezun sayılırım.
İki yıl sonra mesleğe göre çalışılan geçici işlerden sıkılma veya çalışılan işin umut ettiğiniz gibi sonuçlanmaması... Hatta hiçbir işe girememe ve hâlâ internetteki kariyer sayfaları aracılığıyla yapılan başvurulardan geri dönüş alamama, tanıdıklarınızın olumsuz sonuçlanan yardımlarıyla da mükemmel derecede hüsranla geçen koskoca 2 yılı geride bırakırsınız.
Tanıdıklara artık “Yeni mezunum!” deme. Bu saatten sonra kimse inanmaz. Bu süreç bazen olabildiğince uzayıp gidebilir, bazense hayalleriniz için daha çok uğraşmanız gerekebilir. En iyisi okuduğunuz bölümü mezun olduktan sonra stajla bir süre desteklemek. Ve umut edilen paradan çok daha azına razı olarak hayalinizdeki mesleği yapmayı sabrederek beklemek. Var olan tüm gücünüzle çabalamaya devam etmeyi de unutmamak gerek.

Haberin Devamı

Bir çaylağın tatil önerileri

Zorlu bir final ve bütünleme sınavları karmaşasından daha fazla derdimiz olduğunun farkındayım. Kimimiz ev kirasını arkadaş ortamında tek gecede iç etti, kimimiz ise ‘instagram’daki şirin butikte “Ama bir görsen” topuklu ayakkabılara harcadı. Neyse ki memleketlerimize dönerken bunları arkamızda bırakıp kendimizi o mis gibi yiyeceklere ve kuş tüyü yastıklara bırakıverdik. Ama gelin görün ki bir sıkıntı kaplıyor içimizi. Zaman boşluğu nedeniyle can sıkıntısı, gelecek kaygısıdır gidiyor. Son sınıfa yaklaşan, iş hayatına girmeye başlayan bir topluluk var ki bunlara hiç sormayın. İlk tavsiyem kimse bu yarıyıl tatilini bir sertifika bayramına dönüştürüp CV doldurmaya çalışmasın. İş hayatında sertifikalar sizi sadece mülakat sürecine götürür. Size bir iş kazandıracak şey kişisel gelişiminizdir. Şimdi arkanıza yaslanın ve bu çaylağın tavsiyelerine kulak verin!
* Üniversite sonunda elimize tutuşturulan diplomaların bizi sınırlandırmasına asla izin vermeyelim. Size “Neden olmasın?” diye düşündüğünüz fikirlere geri dönüşü tavsiye ediyorum. Arkadaş ortamında beyin fırtınası yaptığınız fikirler.
* Unutmamak gerek ki bir yerlere gelmiş büyük isimler hayalleri sayesinde oradalar. Bir köşede oturup bu kişilerin hayatlarını araştırın. Bu insanlar idealleri peşinde pes etmeden ilerlemişler.
* İdealiniz yazar, oyuncu, gurme olmak olabilir. Bu konuyla ilgilenen devlet kurumlarına başvurun. Sizi en azından yönlendireceklerdir. Başarılarımızın önündeki en büyük engel özgüven eksikliğimiz. Üniversite bitince istediğimiz geleceği gidip ellerimizle almak zorundayız.
* Kültür-sanatın sizi nasıl geliştireceğini tahmin bile edemezsiniz. Fuarlar, tiyatrolardan bahsediyorum. “Abi beni sıkar o ortamlar, tiki çocuklar” hiç demeyin. Biz önyargılarımızı üniversiteye adım attığımız günlerde gotik tarzıyla dikkat çeken kişiyi gördüğümüz an yerle yeksan ettik. Bu gezilerde kaynağınız gazetelerin hafta sonu ekleri olsun.
* Kendim için çizdiğim yol ise uzun zamandır gastronomların dilden dile dolaşan mekanı gastronomika. Unutulan Anadolu yemeklerini gün ışığına çıkarıp kendimizle gurur duymamızı sağlayan bir proje. Ardından 28-31 Ocak’ta TÜYAP’taki Gastronomi Fuarı’na gideceğim. Bu kısa arayı evde televizyon karşısında babanızın “Ne olacak senin iş meselesi?” ya da annenizin “Evlenmeyecek misin sen?” cümleleri arasında geçirmenizin mantığı yok. Kendinize inanın ve insanlara neler başarabileceğinizi gösterin!

Haberin Devamı

Mezun olunca ne yapacağız?

Haberin Devamı

‘Donanımlı avukat olacağım’

- Sibel Öztürk (Ankara Üniversitesi-Hukuk Fakültesi): Üniversite bittikten sonra özel hukuk alanında yüksek lisans yapmayı planlıyorum. İngilizcenin yanı sıra Almancamı da ilerletip medeni hukuk, borçlar hukuku ve ticaret hukuku konularına hakim ve sürekli kendini geliştiren, okuyan, araştıran, girişimci ve aynı zamanda toplumsal meselelere duyarlı kısaca tam donanımlı bir avukat olmayı hedefliyorum.

‘Geleceğe yatırım yapıyorum’

- Onur Kıray (Orta Doğu Teknik Üniversitesi - Havacılık ve Uzay Mühendisliği): Mezun olduktan sonra herkes gibi benim de uzmanlaşmam gereken bir dal olacak. Uzmanlaşma alanlarım her ne kadar çeşitli olsa da ben uçak tasarımına yönelmek istiyorum. Mesleğim gereği TAI, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi büyük kuruluşlarda hem staj yapmak hem de çalışmak gibi bir hedefim var. Büyük firmaların bana katacağı tecrübenin daha fazla olacağını ve geleceğim için de iyi bir yatırım olacağını düşünüyorum.

Haberin Devamı

‘Çocuklar için proje üreteceğim’

- Elif Necmiye Can (Bahçeşehir Üniversitesi-Klinik Psikoloji Yüksek Lisans): Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunuyum. Şu an yüksek lisans yapıyorum. İlgi alanlarım arasında yaratıcı drama, çocuk ve ergen psikolojisi, suç işlemiş çocuklar ve toplumun onlara yönelik görüşleri yer alıyor. Özellikle risk grubundaki çocuklar için projeler geliştirmek ve bu tür projelerde yer alarak faydalı işler üretmek istiyorum. Gelecekte umarım bu hedeflerimi gerçekleştirebilirim.

‘İş bulma imkanım çok düşük’

- Alper Kıray (Ankara Üniversitesi-Ziraat): Şu an severek okuduğum bölümün Türkiye’deki iş bulma imkanının düşük olması nedeniyle mezun olduktan sonra alanımda kendimi daha çok geliştirerek ilerlemeyi düşünüyorum. Gerek faklı alanlarda gerekirse de kendi alanımda yüksek lisans yapıp, daha çok eğitim almayı ve işimde uzman olmayı amaçlıyorum. Umarım uygun koşullarda kendi alanımla ilgili iş bulabilirim. Yoksa birçok genç gibi alan değiştirmek zorunda kalabilirim.

Haberin Devamı

SOSYAL TREND

Ücretsiz yemek, kitap, tiyatro...

Osmanlı’daki askıda ekmek uygulamasından yola çıkılarak uyarlanan askidanevar.com sitesi üniversite öğrencilerine ücretsiz yemek, kıyafet, tiyatro ve konser bileti sağlamayı amaçlıyor. Projeye katılan restoranlarda yemek yiyen müşteriler ekstra sipariş vererek fişlerini askıya asıyorlar, faydalanmak isteyenler ise öğrenci kartlarını gösterdikten sonra ücretsiz yemek yiyebiliyor. Kurumsal desteklerle Twitter üzerinden yapılan çekilişler sonucunda konser, tiyatro, kitap gibi üniversite öğrencileri için bazen lüks sayılabilecek imkânlar da ücretsiz sunuluyor. Umarım bu güzel proje daha fazla destek alır.

Oturma odasında konser

Son zamanlarda ismi kulaktan kulağa dolaşan bir müzisyen var. Adı Kalben. Ben de bir arkadaşımın tavsiyesiyle dinledim, etkileyici bir sese sahip. Sofar Sounds İstanbul ile sahneye çıkmış, sahne derken dinleyicilerin yerlerde oturduğu, küçük bir evin salonu aslında. Sofar Sounds bu yönüyle ilginç bir oluşum. E-maille ulaşıp kurayla belirlenen belli sayıda kişi organizasyonda ücretsiz yer alabiliyor. Şarkıların blog, Youtube, Facebook, Twitter sayfalarında yayınlanmasıyla o gecede bulunmayanlar da dinleyebiliyor. Kalben de bu şekilde şarkısını Nil Karaibrahimgil ve Mabel Matiz’e duyurmayı başardı. Kalben gibi şu anlık pek bilinmeyen ama kaliteli işler yapan müzisyenleri keşfetmek için Sofar Sounds İstanbul’u sosyal medyada takip etmenizi öneririm.

Yazarlar