Gündem Zor kariyer

Zor kariyer

08.03.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:

Kadınlar ve erkekler iş hayatına eşit şartlarda başlarken unvan yükseldikçe kadınların oranı azalıyor. Bu durum eğitim dünyasında da böyle Öyle ki akademisyenlerin yüzde 44’ü kadın iken profesörlerde oran yüzde 31, dekanlarda yüzde 17’ye düşüyor Rektörler arasında kadınların oranı sadece yüzde 8. MEB’de ise 4 bakan yardımcısı ile 8 daire başkanının hepsi erkek

Zor kariyer

Her yıl olduğu gibi bugün de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadının modern dünyadaki yeri tartışılıyor. Kadınlar, mühendislikten ekonomiye birçok alanda kendini gösteriyor. Bu noktada eğitim, kadınların, toplumda iyi yerlere gelmelerinde büyük rol oynuyor. Son yıllarda eğitimli kadınların sayısı da hızla artıyor. 2002’de yüzde 13,5 olan yükseköğretimde net okullaşma oranı, yüzde 46’ya yükseldi.

Haberin Devamı

Eğitimli kadın sayısı artıyor ancak üst yönetimde kadınların oranı hâlâ çok düşük. Unvan yükseldikçe kadınların sayısı azalıyor. Bu durum eğitim dünyasında da farklı değil. YÖK’ün verilerine göre 164 bin 270 akademisyenin yüzde 44.6’sını yani 73 bin 415’ini kadın akademisyenler oluşturuyor. 39 bin 127 doktor öğretim görevlisinden 16 bin 925’i, 26 bin 252 profesörün 8 bin 305’i kadın. Yüzde 44’le başlayan oran, profesörlükte yüzde 31’e kadar düşüyor. Ayrıca üniversitelerde bin 797 dekanın 322’si kadın. 206 üniversitenin rektörlük koltuğunda ise yalnızca 17 kadın akademisyen oturuyor. Kuruluşundan bu yana 7 başkan değiştiren YÖK’te, kadın başkan hiç olmadı. Şu an Başkan dahil, 21 YÖK üyesinden sadece 2’si kadın. MEB’de de durum farklı değil. Cumhuriyet tarihinde 64 Milli Eğitim Bakanı’ndan yalnızca 1’i kadındı. Şuanda Bakan, Bakan Yardımcıları ve 8 daire başkanının hepsi erkek. 81 il milli eğitim müdüründen ise sadece 2’si kadın.

Haberin Devamı

‘Kadınlar, yenilikçi’

Kadınların görevde yükselememesinin nedenleri arasında evlenip çocuk yaptıktan sonra bir süre akademik kariyerine ara vermesi önemli etken. Bunun yanı sıra kadınların yönetime gelmesinde birçok engel de bulunuyor.

Ancak bu engelleri aşıp rektörlüğe kadar yükselenler de var. O kişilerden biri de Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar. Kadınların akademideki temsilinin düşük olmasının nedenlerini sorduğumuz Çakar, bu nedenleri şöyle sıralıyor:

“Birincisi, liderlik süreçleri ve yöneticilik, alışılagelmiş yaşam koşullarından belirli düzeyde fedakârlık etmeyi ve bazı rolleri yöneticilik rolünün gerisinde bırakmayı gerektiriyor. Kadınlar bazen bu tür fedakârlıklar yapmayı göze alamıyor veya diğer rolleri yöneticilik rolünün gerisinde bırakmak istemiyorlar. Bu sebeple de yöneticilik için aday olmuyorlar. İkincisi de liderliğe giden yol çok meşakkatli, insan ilişkilerini yoran süreçler içeriyor. Erkeklerin rekabet stratejileri de kadınlardan farklı. Kadınlar daha süreç odaklı, neden ve nasıl sorularını sorarken daha çok performansa, verimliliğe ve yapılacak işlere odaklanıyor. Erkekler ise daha sonuç odaklı ve ilişkilere yönelimli. O nedenle erkekler daha fazla ilişki ağı kurarak kadınların önüne geçebiliyorlar.”

Haberin Devamı

Kadınların çalıştıkları ortama düzen getirdiğine, açıklık ve şeffaflık kazandırdığını belirten Çakar, “Kadın yöneticiler, çalışanlar arasında güçlü işbirliği bağı kurmaya ve ekip ruhunu ayakta tutmaya, başladığı işi bitirmekte zorlanmadan ekip arkadaşlarının değişimine ve dönüşümüne yol gösteren, yenilikçi yöneticiler olmaya daha yatkınlar” diyor.

Zor kariyer
‘Toplum kalkınıyor’

Eğitim, kadının toplumdaki yerini artırıyor. Eğitim alanında başarılı isimlerden biri olan Sevinç Atabay, Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliği ve AB Genel Sekreterliği’nde 27 yıllık kamu hizmetinin ardından halen Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Eğitimli kadınların sayısının artmasının toplumun kalkınmasını hızlandıracağını aktaran Atabay, eğitimli kadının çok olduğu toplumların daha barışcıl ve demokratik olduğuna dikkat çekiyor. Eğitim alan bir kadının kendi emeğinin de bir değeri olduğunu, ailede eşit rol dağılımının olması gerektiğini, erkekler kadar kadınların da kararlara katılım hakkı olduğunu aktaran Atabay, “Ülkemizin perspektifinden bakıldığında kadının gerek iş dünyasında gerek toplumda karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmediğini görüyoruz” diye konuşuyor.

Haberin Devamı

Eğitimli kadınların sayısının artmasının toplumun kalkınmasını hızlandıracağını belirten Atabay, “Kadının annelik rolünü de buna katarsak eğitimli annelerin yetiştireceği çocuklar hayata, eğitimsiz annelerin çocuklarından üç adım daha önde başlar. Eğitimli kadının çok olduğu toplumların daha barışçıl ve demokratik olduğu da bir gerçektir. Kuzey Avrupa Ülkeleri buna bir örnektir” diyor. İyi eğitim alsalar dahi kadınların istedikleri yere gelememesi konusunda ise Atabay’ın görüşleri şöyle: “Cinsiyet ayrımcılığı, adil olmayan ücret politikaları gibi kadınların kariyer planında istedikleri yere gelememesinin pek çok nedeni olsa da kişisel gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki özellikle aile kurmuş kadınlar, eş ve annelik gibi sorumluluk gerektiren rolleri nedeniyle kendilerini biraz geride tutuyorlar. Fırsatları yeteri kadar değerlendirmekten ve risk almaktan kaçınıyorlar.”