Kültür Sanat Afganistan'daki ilk klasik müzik konserini Şişli Senfoni verecek

Afganistan'daki ilk klasik müzik konserini Şişli Senfoni verecek

27.02.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şişli Orkestrası baharda Afganistan'da Serâ Tokay yönetiminde bir konser verecek. Başkent Kabil'deki etkinlik Afganistan tarihinin ilk klasik müzik konseri olacak. Tokay "Bir Doğu ülkesine başka bir Doğu ülkesi, bir Müslüman ülke mensupları Batı kültürüne ait bir mesaj götürüyor. Hem de bunu bir kadın yapıyor" diyor

Afganistandaki ilk klasik müzik konserini Şişli Senfoni verecek

Sabetay Varol  - Milliyet Pazar
 
Şişli Senfoni Orkestrası ilkbaharda Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir klasik müzik konseri verecek. Bu konser, Afgan tarihinde ilk klasik Batı müziği konseri olacağı gibi, orkestranın şefi Serâ Tokay'ın dört yıla yakın bir süredir geliştirdiği Afganistan Müzik Okulu projesinin doğum ilanı olacak aynı zamanda. Tokay bu amaçla yardımcısı Pelin Bolgül'le Kabil'e ilk ziyaretini de gerçekleştirdi.

14 yaşından beri Fransa'da yaşayan ve Paris'te oturan Tokay'la bu projenin ayrıntılarını konuştuk. Kendisi neden özel olarak bu ülke ve bu halkla ilgilendiğini, projeyi nasıl adım adım bugüne getirdiğini, Afganistan'da müziğin Taliban yönetimi tarafından yasaklanmasının ardından ilk gezisinde nasıl bir altyapı bulduğunu ve projesinin felsefi içeriğini anlattı.

Hangi vesileyle Afganistan'la ilgilendiniz?
Biliyorsunuz Afgan kahramanı Şah Mesut 11 Eylül 2001 olaylarından hemen önce öldürüldü. Ben Mesut'u büyük bir tutkuyla izliyordum. Çünkü Afgan halkı beni her zaman yakından ilgilendirdi. Belki bir mistik tarafı da var. Afganlar kahraman bir halk. Müthiş bir dayanma güçleri var. Mesut'un ölümünden sonra şuna karar verdim. Afgan halkı klasik müziği gerçekten duymaya layık bir halk, çünkü yaşadıkları savaş ve bütün bu trajik olayların içinde Batı müziğini anlayabilirler. Beethoven, Çaykovski... Bu müzik gerçekten trajik olayları anlatıyor. Bu müzik Avrupa ülkeleri veya Türkiye gibi huzur içinde yaşayan ülkeler için ilginç bir müzik türü değil bence. Böyle bir ülkede çok daha fazla anlayış göreceğini düşünüyorum.

Serüven başlıyor
Bu şekilde düşünmek başka, Afganlılarla somut olarak ilişkiye girmek başka. İlk temasınız nasıl oldu.
11 Eylül 2001'den altı ay sonra. Kafamda proje oluşunca Afganistan Dışişleri Bakanlığı'na yazdım. Mektupta, klasik müziğin temelde kahramanlık değerlerini canlandırdığını belirttim. Afganistan bir direnç toplumu. Dolayısıyla bu müziği en iyi onlar anlayacak. Bu argüman onların kalbine hitap etti. O zaman Şişli Orkestrası yoktu, ben Fransa'da o dönemde hocam Alain Voipry'nin yönettiği Limoges'da Fransız orkestranın şef asistanıydım. CV'mi yazdım. Ve o orkestrayla oraya konsere gitmeyi de önerdim. Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah'tan telefonla yanıt aldım. Bırakılan mesajda koşulların ne olacağının bilinmediği ama kontakt kurulacağı söylendi.

Ama siz beklemeyi uygun görmediniz...
Ben verilen olumlu yanıttan cesaret alarak o zamanki Kültür Bakanı İstemihan Talay'a yazdım. O da çok sevindi, pozitif gördüğünü söyledi, Afganistan Kültür Bakanı Makdum Rahim ve Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah ile resmi haberleşme başlattı, hatta Talay oraya gitmeyi düşünüyordu. Ama hükümet değişince proje bir yıl ileri atıldı. Bu arada büyükelçi değişikliği de bir miktar gecikmeye neden oldu.

Peki projenin hayata geçirilmeye başlanması nasıl oldu?
Daha sonra Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e açtım. Çok ilgilendi, konserin finansmanını sağlama güvencesi verdi. Yeniden başvurduk. Hatta ona şu hususu söyledim: Bir Doğu ülkesine başka bir Doğu ülkesi, bir Müslüman ülke mensupları Batı kültürüne ait bir mesaj götürüyor. Hem de bunu bir kadın yapıyor.

"Afganistan keman gibi"
Ve ilk yolculuğunuzu gerçekleştirdiniz...
Belli bir bekleyişten sonra konu yeniden gündeme geldi. Temaslar yeniden kuruldu ve ben Afganistan'a davet edildim. Ön araştırmaları yapmak için... Nasıl bir okul açabiliriz, neden konser vereceğiz gibi sorunları halletmek üzere.

Nasıl bir altyapıyla karşılaştınız?
Çok önemli şeyler bulduk. En başta Afgan kültür bakanı projeye çok sevindi. Ardından Kabil Üniversitesi dekanını gördük. O da projeyi çok sevdi. Müzik okulunu açmak üzere iki çok büyük oda verdiler. "Burayı müzik okulu yapabilirsiniz" dediler. İçinde çok güzel kuyruklu bir piyano da var. Hiç bir yerine dokunulmamış, Taliban zamanında saklanmış, olduğu gibi kalmış.

Projeyi sadece Türkiye'nin desteğiyle mi gerçekleştireceksiniz?
Fransız Büyükelçiliği müsteşarı da yakından ilgilendi. Fransız hükümetinden belki bir öğretmen kadrosu isteyeceğiz. Ancak bu kadronun açılmasından önce verilecek konseri bekliyorlar. Bu müziğin orada herkese hitap ettiğine dair onları ikna etmek gerekiyor.

"Medresedekileri çağırırım"
Fransızların kadro açmayı kabul etmesi için gidecek orkestranın da Fransız mı olması gerekiyordu?
Hayır. Şişli Senfoni Orkestrası gidecek. Orkestramız 56 kişiden ibaret olacak. Üç konser vermeyi düşünüyoruz. Üçüncü konseri NATO'nun bahçesinde vermek istiyoruz. NATO'nun sivil temsilcisi Hikmet Çetin bize bütün güvenliği sağlayacak. Kendisi Afganlılar tarafından çok seviliyor. Lisede okuyan çocukları davet edeceğiz. Benim istediğim, medreselerde okuyan yoksul çocukları da davet etmek. Artı diplomatik personelin gelmesini istiyoruz. Diğer NATO ülkeleri bağış yapabilirler. Konserler müzik okulunun tanıtımını amaçlıyor. Şişli Orkestrası olarak 60 çocuğu çalıştırabilecek yaylı enstrümanlar bağışlamayı düşünüyoruz. Konseri takiben hemen açılışı yapmayı düşünüyorum. Fransa'dan kadrolu öğretmen gidene kadar orkestramızdan bir aylık devrelerle gönüllü öğretmenler gidebilir.

 "Burkalı bir kadın da korno çalabilsin"

Azade Başağa (Halkla ilişkiler şirketi Greenactive'in kurucusu)
Müzik okulu projesi ile ilgili olarak siz neler yapıyorsunuz?
Gelişmiş ülkeler sosyal sorumluluk hareketlerinin bünyelerine katkısını keşfettikten sonra bu konunun üzerinde odaklandılar. Biz de Türkiye'de bu gelişimin öncüleri olarak sosyal sorumluluk projelerinde oldukça deneyimliyiz. Halkla ilişkiler şirketi Greenactive olarak deneyimlerimizi kullanacak ve çeşitli halkla ilişkiler teknikleri vasıtasıyla bu projeyi uluslararası arenada kabul görebilecek bir çalışmaya dönüştüreceğiz.

Bu okul Afganistan'da neleri değiştirebilir?
Afganistan'da her şey yoluna girecek gibi büyük bir iddiamız yok. Afganistan toplumsal olarak da çok acılar çekmiş, savaşların, işgallerin gölgesinde yaşamış bir ülke. Ancak kültürel ve sanatsal etkinliklerin, toplumlarda güçlü devinimler yarattığını çok iyi biliyoruz. Afgan halkına moral destek vermeyi hedefliyoruz. Kültürel etkinliklerin toplumların kendilerini ifade etme biçimi çerçevesinde, uluslararası arenada belki de politikadan daha da önemli bir güç olduğuna inanıyorum. Modern Türk kadını olarak görüntü vermek yerine icraatın içinde yer alarak rol modeli oluşturuyoruz. Afgan halkını, yeniden yaşanabilir bir dünya konusunda ikna etmeyi hedefliyoruz bir anlamda. Burkalı bir kadın da orkestrada korno çalabilsin, konsere gelebilsin. Hayalimiz bu.