Ah bir sponsor olsa...

Ah bir sponsor olsa...
Tenor Erol Uras ve soprano Ruhsar Öcal, geçtiğimiz günlerde aşk aryalarını birlikte seslendirdiler. Her iki sanatçının da gündemi yoğun. Bir de sponsorları olsa neler yapacaklar neler...
ASLI ONAT

Geçtiğimiz yıl 40. sanat yılını kutlayan İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçısı, tenor Erol Uras ve halen "Viyana Esintileri" müzikalinde sahne alan Ruhsar Öcal, şu sıralar hem kendi kişisel projeleriyle hem de ortak bir projeyle meşguller. Erol Uras’ın 10 Mayıs 2001’de İş Sanat’ta düzenlenen "40. Yıl" kutlamasının kayıtları, mart ayında albüm olarak yayınlacak. Bir süre TV dizileriyle de evlerimize de konuk olan Ruhsar Öcal ise "Kiss Me Kate" müzikalinde rol almaya hazırlanıyor.
İkili ayrıca, ilk kez 15 Şubat’ta Koç Allianz Oditoryumu’nda düzenlenen özel bir konserde seslendirdikleri "Aşk Şarkıları" projesi için bir araya geldi. Yıllarca farklı yapımlarda aynı sahneyi paylaşan ikili, proje kapsamında opera, operet ve müzik repertuvarından seçtikleri aşk şarkılarını seslendirdi. Bu şarkıların albüm olarak yayınlaması ise en büyük arzularından biri. İki sanatçıyı AKM’de provaların arasında yakaladık.

"Aşk Şarkıları"nı yorumlama fikrinin sizden çıktığını duyduk.
Erol Uras: Üretmeyi seviyorum. Sürekli yeni konserler ve yapımlarda rol alıyorum. 41. sanat yılıma girdim ve yok olmayan her türlü müziğe -opera, operet, hafif şarkılar, müzikaller, geleneksel Türk müziği,vb.- gönlüm ve sesim açık. Bu kategorilerde bestelenmiş aşk şarkılarını seslendirmeyi istedim. Ama bir soprano sesin desteğine ihtiyacım vardı. Bu desteği de Ruhsar’dan aldım.
Ruhsar Öcal: Ben İDOB’a çiçeği burnunda bir genç kız olarak geldiğimde ilk başrolümü Erol Uras ile oynamıştım. 1983 yılıydı. O kadar heyecanlıydım ki Erol Ağabey sahnede beni seyircilerin önüne itmek zorunda kalmıştı. Ardından yıllarca aşk öykülerinin içinde rol aldım, o benim sahne üzerinde aşk yaşadığım insan oldu. Dolayısıyla bu teklifi getirdiğinde büyük bir mutlulukla kabul ettim.

Bu şarkıları bir albümde toplamayı düşünüyor musunuz?
E.U: Daha önce düşünmedik aslında ama bir sponsorumuz olsa neden olmasın?
R.Ö.: Bizde operacıların en büyük sorunu menajerlik. Menajerleri olmadığı için, sanatçı kendisi bir yerlere gidip "Benim için sponsor olur musunuz?" diyemiyor.

40. sanat yılınızı 2001’de kutladınız. Ancak konserin kayıtlarının yayınlanması bu yıl gerçekleşebildi.
E.U.: Evet bir gecikme yaşandı. Ama mart ayında piyasada olacak. Aslında bütün arkadaşların yaptıklarının kalıcı olması çok önemli. Yapılan konserleri izleyen izliyor ama bunlar doğru dürüst kaydedilmiyor. Devlet arşivlerimizde bile pek korunaklı değil yapılan ürünler. 40 küsur yıldır kendi arşivimi korumaya çalışıyorum. Günü geldiğinde hizmete sunmak üzere bir kuruma aktarabilirim.

Peki sizi ne zamandan itibaren "Kiss Me Kate"de izleyebileceğiz?
R.Ö.: Aslında nisan ayında sahneye konması söz konusuydu. Prömiyerimiz 11 Mayıs’ta, 18 Mayıs’ta ise ikinci temsilimizi yapacağız. Galamız ise ancak gelecek yıl gerçekleşebilecek.

Artık tamamen müzikallere yönelmiş gibi görünüyorsunuz. Tekrar operaya dönmeyi düşünmüyor musunuz?
R.Ö: Aslına bakarsanız aniden dönüş yapamıyorsunuz, isteseniz de insanlar döndürmüyor. Müzikal yıldızı olmak çok farklı ve bu türdeki temsiller için yetişmiş eleman ihtiyacı duyuluyor. Ben operada rol almak istesem de ismim müzikallere yazılıyor.

TV dizilerine elveda mı dediniz peki?
R.Ö: Hayır, şimdiye kadar rol aldığım diziler ("Gurbetçiler", vb.) çok sevildi ve uzun süreyle yayınlandı. Helga rolü için taktığım mavi lensler beni bir süre sonra rahatsız etmeye başlamıştı. Ekonomik kriz, vs. derken bir süreliğine dizilere ara verdim. Ama şu aralar yayınlanan sitcomları zevkle izliyorum, umarım ben de bir sitcom teklifi alırım...







KÜLTÜR & SANAT