Kültür SanatAldatma üzerine küçük bir film

Aldatma üzerine küçük bir film

08.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

İki filmi birden Cannesa seçilince sinema tarihine geçen Zeki Demirkubuzun "İtiraf"ı aşk, ihanet, merhamet temaları üzerine soluk kesici bir yapıt

Aldatma üzerine küçük bir film

"İtiraf" Cannes Film Festivali yöneticileri "Yazgı" ve "İtiraf" arasında seçim yapmakta çok zorlandı ve sonuçta "İtiraf"ta karar kıldı. Yanlış hesap Bağdattan döner: İstanbul Film Festivalinde FIPRESCI jürisinin Uluslararası Yarışmada "Yazgı"ya, Ulusal Yarışmada "İtiraf"a ödül vermesinden cesaret alarak "Yazgı"yı da Belirli Bir Bakış bölümüne davet ettiler... Başka birçok festival de bu filmleri gösterebilmek için sıraya girdi. Sinemaya gevrek gevrek gülmek dışında bir amaçla giden kim varsa, onları örnek alıp "İtiraf"ın oynadığı sinemanın gişesi önünde sıraya girmeli. Hatta mümkün olsa da geniş kitleye ulaşamayan "Yazgı" yeniden gösterilse... Bir yönetmenin bir yılda iki film birden çekmesi olağandışı bir durumdur. İki filmin birden iyi olması olağanüstü bir durumdur. Her ikisinin birden Cannes Film Festivali Resmi Programına seçildiği ise görülmemiştir! Zeki Demirkubuz zor olanı başardı. Ona inanan bir avuç arkadaşının ve oyuncuların desteğiyle, Batı ölçülerinde kısa film bile çekilmeyecek bir bütçeyle iki uzun metrajlı filmi 2001 yazında tamamladı. Dostoyevskinin izleri Dostoyevski gibi Demirkubuzun da toplumun bilincine yüklediği verileri silip saf vicdanına ulaşmaya çalışan insanı, tüm ahlaki çelişkileriyle birlikte anlatmaktan başka bir kaygısı yok. "İtiraf" verili değerlerle önceden belirlenmiş insan davranış kalıplarını kırmaya yönelik bir film. Bir anekdotla açıklayayım: Avrupa Filmleri Festivalinin Diyarbakırdaki bir gösterimi sırasında bir erkek izleyici Harunun merhametini "erkekliğe ters" bulduğunu söyledi! "İtiraf" son derece yalın, duru, derin ve güçlü bir film. Kabaca, bir kadın ve bir erkek arasındaki ilişkinin aşk, nefret ve merhamet duyguları arasında gidip gelmesini anlatıyor. Filme egemen olan duygu, Dostoyevskinin "Budala"sındakiyle karşılaştırılabilecek bir sevgi-acıma karması. "İtiraf"ın kahramanları Harun ve Nilgünün, Prens Mişkin ve Nastasya Filippovna ile benzer hiçbir yanı yok, tabii insan olmalarının dışında. "Üçüncü Sayfa"daki İsanın "Suç ve Ceza"daki Raskolnikovu -evsahibini öldürmüş olmanın dışında da- çağrıştırması türünden bir duygudaşlık söz konusu. Erkeklik ve merhamet Zeki Demirkubuzun git gide sadeleştirerek, hakikaten minimalize ettiği sinema diliyle anlattığı bu öykü girift içeriğiyle izleyiciye özdeşleşme şansı da tanıyor. Bu bağlamda Demirkubuzun "Masumiyet"ten sonra en kolay "hissedilir" filmi olduğu ve izleyici potansiyeli taşıdığı kesin. Karı-koca arasında geçen bazı sahneler öylesine karmaşık, aşk-nefret-acıma öylesine birbirinin içine geçmiş ki onları çözümlerken midenizde bir şeyler düğümleniyor. En yakın arkadaşının karısı Nilgün ile ilişki kurarak onun ölümüne zemin hazırlamış bir erkek Harun. Bu yüzden Nilgün ile evliliğinde hep tetikte olmuş, karısını aşağı görmüş, onun kendisine ihanet etmesini beklemiş. Film Nilgünün ihanetinden emin olmasıyla başlıyor. Ancak Harun bunu ona itiraf ettirmeyi bir türlü başaramıyor. Nilgün, ağlayan, yalvaran, şiddete başvuran Haruna karşı inatla sessizliğini koruyor. Bunun nedenini yorumlamak bize kalmış. Filmin açık bırakılmış finalini de... Yönetmen / Görüntü / Senaryo: Zeki DemirkubuzOyuncular: Taner Birsel (Harun), Başak Köklükaya (Nilgün) "İtiraf"

KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar