Anglosakson seks patlaması

Anglosakson seks patlaması
Amerikan yayın dünyasındaki seks patlaması ülkenin, Avrupa’nın liberal seviyesine yaklaşmasına ve insanların yaşadığı hakiki bir bilinçlenme devrimine bağlanıyor.
ŞEBNEM ŞENYENER / New York

Bu şehre ilk geldiğim 1980’li yıllarda 42. Cadde "Taksi Şoförü" filmine yansıdığı gibiydi aynen. Senelerce, her gün, bir baştan bir başa striptiz barlarının, uyuşturucu satıcılarının, fahişelerin doldurduğu, ucuz rengârenk neonların güpegündüz yanıp söndüğü 42. Cadde’yi, sağa sola gelişigüzel fırlatılmış şırınga ve kullanılmış prezervatiflere basmamak için zıplaya zıplaya arşınladım durdum. ‘90’lı yıllarda AIDS kurbanlarının sayısı hızla artarken 42. Cadde, büyük bir değişim geçirdi. Tertemiz, pırıl pırıl bir Disneyland olup çıktı. Broadway’in genel görüntüsüne ayak uydurdu. Çıplak dansözlerin barları ve striptiz dükkanları kapandı. Seks, üzerine beyaz bir gömlek giyip şehirden çekildi adeta. Özel klüplere, sağda solda gözden uzak bir iki bar, gösteri yeri, disko ya da özel partilere sığınır oldu.
Halbuki, şimdi, seks romanları başta Barnes and Nobles olmak üzere büyük kitapçıların raflarını doldurdukça, seksin 42. Cadde’yi terkedip kitapçılara yerleştiğine dair şakalar yapılıyor. Şakanın ciddi bir tarafı var, Barnes and Nobles’ın yeni çıkan kitaplar rafına bakılırsa şunlar göze çarpıyor hemen: "Çıplak Şehir", "Bir Telekızın Manhattan Günlüğü", "Ondokuzuncu Yüzyıl Paris’inde Saltanatın Kitabı", "Genelev: Mustang Çiftliği ve Kadınları", "Yüzen Genelev - Onsekizinci Yüzyıl Kargo Gemisi". Bunlara yakında bir de 1970’lerin ünlü kitabı "Mesut Fahişe"nin yeni baskısı eklenecek. Kültür kritiği Camille Paglia’nın, yayın dünyasındaki seks patlaması hakkındaki yorumu: "Seks endüstrisi hakkında çıkan kitaplardaki artış hakikaten hayret verici. Amerika’nın, Avrupa’nın liberal seviyesine yaklaşması hakiki bir bilinçlenme devriminin yaşandığını gösteriyor" şeklinde.
Bir yıl öncesinde kitapçı raflarındaki en seksi kitap Arthur Golden’ın yazdığı "Bir Geyşa’nın Hatıraları"ndan ibaretti. Bir erkek tarafından yazılmasının yanı sıra, seks bakımından "etekleri dizine kadar inen hanım hanımcık" türünden "seviyeli" bir kitaptı. Halbuki yeni kitapların yazarları "görmüş geçirmiş", hakikaten bu işlerin içinden çıkmış kadınlar. Tracy Quan’ın otobiyografik romanı "Bir Manhattan Telekızının Günlüğü" yazarının deneyimlerini yansıtıyor. "Çıplak Şehir"in yazarı Lily Burana, Amerika’nın dört bir yanında çıplak dansözlük yapıp yaşadıklarını yazmış. Burana, Quan gibi yazarların ortaya çıkmasındaki önemli etkenlerden biri seks endüstrisinde çalışanların oluşturduğu lobi gruplarının kuvvetlenmesi. ‘90’lı yıllarda başlayan "ulusal seks konferansları", "çıplak dansözler sendika hareketi" ve benzeri faaliyetler ‘80’li yılların seks endüstrisini reddeden feminizmine bir alternatif oluşturmaya başladı. Burana ve Quan bu gelişmenin sözcüsü niteliğinde yazarlardan. Nevada çölündeki ünlü genelev "Mustang Çiftliği"ni yazarken bizzat yerinde araştıran Alexa Albert, seks endüstrisi işçileri hareketinin yayın dünyasına yansımasını "Şok seviyemiz seks endüstrisinin çeşitli yönlerini kabullenmeye başlamamız sayesinde epey yükseldi. Artık eskisi kadar kolay şoka girmiyoruz," sözleriyle yorumluyor. İşte bu ortamda New York’un skandal yaratmayı seven yayınevlerinden Regan Kitapları, önümüzdeki günlerde Xaviera Hollander’ın 1970’li yıllara ait klasik niteliği kazanan "Mesut Fahişe"sini yeniden yayımlayacak. Yayın dünyası bu haberi sevinçle karşıladı. Hatta "Mesut Fahişe"nin yanında çok daha olgunlaşan okurun bu kitabı bir klasik olarak değerlendireceği inancını dahi dile getirenler oldu. Ortam yeni yazarları teşvik etti, böyle olgun, açık görüşlü okurlara uygun yeni bir kitap daha yayımlandı hemen: Magdalene Meretrix’in yazdığı "Profesyonelin el kitabı: İddia ve İlgi Sahipleri için Seks Mesleği."




KÜLTÜR & SANAT