Kültür Sanat 'Anlatmak için yaşarsınız’

'Anlatmak için yaşarsınız’

21.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

2005 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü’nü " Sırtımdaki Ölüler " adlı öykü dosyası ile kazanan Yavuz Ekinci 'Anlatmak için yaşarsınız ve bu hem bir ödül hem de bir cezadır aynı zamanda' diyor

Anlatmak için yaşarsınız’
Alin Taşçıyan

2005 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü, Batmanlı genç yazar Yavuz Ekinci’nin  “Sırtımdaki Ölüler” adlı öykü dosyasına verildi. Doğan Hızlan’ın başkanlığında, Faruk Duman’ın yazmanlığında, Doç. Dr. Füsun Akatlı, Ferit Edgü, Tuğrul Eryılmaz, Selim İleri, Ahmet Oktay, Prof. Dr. Şara Sayın, Demet Taner ve Prof. Dr. Tahsin Yücel’den oluşan seçici kurul, “Öykülerindeki özgün konuları, bu konulara uygun geliştirdiği uslup ve dille, günümüz Türk öykücülüğünün ulaştığı çizgiye denk düşen nitelikleri” nedeniyle Yavuz Ekinci’nin “Sırtımdaki Ölüler” adlı dosyasını ödüle değer buldu.

Haberin Devamı
'İstanbul merkez görülüyor’
Ekinci’nin ödülü 4 Kasım 2006 Cumartesi günü TÜYAP Kitap Fuarı’nda düzenlenecek törenle verilecek. Öğretmenlik yapan 27 yaşındaki Ekinci ile görüştük. 

Türk öykücülüğünde esinlendiğiniz, beslendiğiniz belli kaynaklar, belli yazarlar var mı?
Türk öykücülüğünde çok büyük yazarlar var. Bunların birçoğunu okudum, tekrar tekrar dönerek okumaya da devam ediyorum. Beslendiğim kaynaklardan öte, severek okuduğum yazarlar var.
Birkaç isim sayacak olursam, Sait Faik, Sabahattin Ali, Haldun Taner, Oğuz Atay, Bilge Karasu, Hasan Ali Toptaş, Adalet Ağaoğlu aklıma bir çırpıda gelen isimler. İsmini saymadığım çok sayıda değerli öykü yazarı var. Dünya edebiyatının usta kalemlerini de okumaktan eksik kalmadım: Kafka, Bruno Schulz, Marquez, Borges, Sadık Hidayet...

Türk yazın dünyası ne yazık ki öncelikle İstanbul merkezli, bir ölçüde de Ankara etkin. Batman’da yaşıyor ve yazıyor olmanın sizin için bir avantajı ya da dezavantajı var mı?
Evet ne yazık ki hâlâ ve ısrarla, İstanbul merkez olarak görülüyor, görülmek isteniyor, gösteriliyor! Oysa gerek küreselleşmenin getirdikleriyle birlikte gerekse de Diyarbakır, Adana, Bursa ve Karadeniz’de bazı illerde çıkan nitelikli edebiyat dergileriyle bu yapı bozuluyor. Ayrıca İstanbul’da doğup büyüyen, yazan ve aydınlanan bir yazarın yaşadığı sıkıntıları, yabancılaşmayı, gerilimi, birey olma savaşımını, burada, doğuda, daha yoğun, daha acımasız ve keskin bir şekilde yaşayabilirsiniz. Zaten bu başlı başına edebiyatınızı besleyen bir şeydir.

'Cehennem yalnızlığı bitmez!’
 Bu da beraberinde yazıyı mı getirir?
Tabii... Tüm bunların bileşimi ve ağır taarruzu altında kalarak “Bir şeyler anlatmak isteği” tomurcuklanır içinizde. Anlatmak için yaşarsınız ve bu hem bir ödül hem de bir cezadır aynı zamanda. 

“Görünmez Kadınlar”da “Hepimiz birer öyküdeki cümlelerin sözcükleriyiz” diyorsunuz. Öykü yazma eylemi sizin için var olma nedeni mi?
Var olma nedenim hiçbir zaman öykülerimin var olma nedeninin önüne geçmez. Geçemez! Son zamanlarda büyük sözler söylemek yerine, hemen hepimizin hayatında var olan küçük ayrıntılar da diyebileceğimiz nesneler üzerine düşünmekte ve bu düşüncelerimi öykülemek üzere yoğun olarak çalışmaktayım. Bunun izleri ilk öykülerimden bu yana, vardığım son durak olan “Sırtımdaki Ölüler” dosyamda da görülebilir.

 Ödülü kazandığınızda neler hissettiniz?
Eleştirmenler yazılarımın iyi olduğunu söylemişti. O yüzden ödülü bekliyordum. Ama çok şaşırdım ve sevindim de aynı zamanda. Uzun süredir bu dosya üzerinde çalışıyordum; ödül aldığım için mutluyum.

Haberin Devamı
'Zamanın kokusu siner’

Askerler, silahlı çatışmalar, yaralılar, cesetler, baskın, recm, intihar... Kahramanlarınızın geçmişi acılarla dolu, anılar kâbus gibi üşüşüyor zihinlerine. Hayatınızdaki şiddeti yazıya geçirirken yaşadığınız bir tür tepki mi?
Batman’da yaşıyor olmamdan dolayı, birçok olaya tanık oldum. Bu tanıklıklardan etkilenmiş olabilirim; ancak bunları hiçbir zaman bir belgeselci gibi öykülerimde anlatmadım. Yaşadığınız zamanın ve bu zaman içinde geçen olayların kokusu ister istemez öykülerinize siner. Bu ne derece kötü ya da mis bir koku olur bunu yazarlar çoğu zaman önceden kestiremez. Kendi adıma, kahramanlarımın süreksiz bir şiddet ortamında büyüyüp boy verirken, hastalıklı birer birey oluverdiklerini şaşkınlıkla görüyorum, diyebilirim.

Yavuz Ekinci kimdir?
Batman’ın Kozluk ilçesinin Yedibölük köyünde 1979’da doğdu. İlkokulu köy okulunda, ortaöğrenimini Batman Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamladı. 2001’de Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi. Yazın hayatına öyküyle başladı. 2001’de Yaşar Nabi Nayır 'Dikkate Değer’ Öykü Ödülü’nü, 2003’te Gençlik Kitabevi’nin öykü ödülünü ve İHD öykü ödülünü, 2005’te Gila Kohen Öykü Ödülü’nü aldı. 2004’te de Varlık dergisinin Yaşar Nabi Öykü Ödülü’nü “Tabletler” adlı dosyayla kazandı, fakat kitabı Cadde Yayınevi’nden “Meyaser’in Uçusu” adıyla yarışma sonuçlanmadan önce basıldığı için dosyasına verilen ödül iptal edildi. Batman İMKB Belde İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak çalışıyor.

Yazarlar