13.05.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- Tiyatro kökenli Alp Öyken'i sahnelerden tanıyanlar kadar “Susam Sokağı”nın Tahsin Usta’sı olarak bilen de var, Charlton Heston gibi nice yabancı aktörün sesi olarak da… Şu sıralar Mubi'de seyirciyle buluşan “Büyük Kuşatma” filmiyle geçen sene Ankara Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldı Öyken; hem de 81 yaşındayken. Seferihisar’da yaşayan usta sanatçı ile ödüllü sinema macerasını konuştuk.
Kariyeriniz daha çok tiyatro, seslendirme ve dizi ağırlıklı. Sinemanın hayatınızda daha az yer tutmasının özel bir nedeni var mı?
Ankara kökenliyim. Devlet Tiyatroları’ndanım. Meslek hayatım Ankara’da geçti. İstanbul’da uzun süre olamadım. Ama bulan buluyor. Mesela “Büyük Kuşatma”nın yönetmeni Sinan Kesova beni buldu.
“Büyük Kuşatma”daki Macit karakterinde sizi en çok cezbeden, onu canlandırma heyecanı uyandıran özellikler nelerdi?
Macit karakteri kariyer konusunda çok başarılara ulaşmış ama ailesindeki kişileri unutmuş. Unutursan bunun hesabını er geç verirsin. Sonra ‘Ne olur bir aile olalım’ diye kızına yalvarırsın. Zamanında neredeydin? Bazen büyük yanlışlar yaparsınız ve ondan sonra bir gün gelir, o yanlışla yüzleşirsiniz. Olumsuz puan alırsınız. Bu sonuca gitmeden önce daha akıllı ve bilinçli davranmak gerekir kanısındayım. “Büyük Kuşatma”nın başrolünde oynadım ve senaryodan bazı şeyler de öğrendim. Her insan yanlışlar yapabilir ama önemli olan yapmamayı öğrenmektir. Yanlış yapmak çok kolay, yapmamak zordur. Yani kafayı çalıştırmak lazım. Bir tiyatro oyuncusu işini iyi yapmalı, dürüst yapmalı ve yaşına bakmaksızın o heyecanı duyabilmeli. Ben bunları taşıyormuşum ki yaptığım iş beğenildi. Ben de beğendim.
Macit’in kendini hem kuşatma altında hissetmesi hem de çevresini psikolojik baskıyla kuşatması, onu çıkışsız bırakıyor. Siz de mesleki ve/veya kişisel yaşantınızda bu çıkışsızlığı yaşadınız mı?
Her meslekte olduğu gibi bizim oyunculuk mesleğinde de çıkışsız kalmak gerçekte var olan bir şeydir. Mücadelede bu vardır zaten. Bizim işimiz sahneye çıkmak. Güzel rol verilir, kötü rol verilir. Devlet kurumunda çalışıyorsanız seçim hakkınız yoktur, belirli koşullar içinde olmazsanız. Bir sanatçının en önemli davranışı, onuru ve haysiyetidir. Ben beklemeyi öğrendim, hiçbir zaman ödün vermeden. Yeni başladığım zaman, sahnedeki oyunculara bakıp ‘Benim yeteneğim bunlardan az değil, bana niye büyük roller verilmiyor?’ diye düşündüğümde “Bekle, sıra sana da gelir” dedim kendime. Bana sıra geldi, epey de uzadı. Herkesin benim yaşımda yapmadığı, yapamadığı, belki de kısmet olmayan bir işi ben biraz geç yaşımda yaptım ama çok mutluluk duyuyorum.
Ankara’dan En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldıktan sonra yeni film teklifleri geldi mi?
Evet, bir teklif geldi. Anlaştık da sayılır. Güzel bir senaryosu var. Ümit verici bir aile yaşamını inceliyor. Benim hoşuma gidiyor aile ilişkileri. “Büyük Kuşatma”daki gibi.
‘Herkese nasip olmaz’
“Büyük Kuşatma”, sinemadaki ilk başrolünüz. Bunca deneyiminize rağmen başrol için geç kalındığını düşünüyor musunuz?
Durum ve konum meselesi. Film piyasası İstanbul’dur. İstanbul’da olamadığım için teklif gelmedi. Ben hiçbir şeyin geç olmadığını ve her şeyin kısmet olduğunu düşünürüm. Olacağı varsa belirli bir yaşta olur. Güzel bir filmin başrolünü oynayarak ödül aldım. Herkese de nasip olacak bir şey değil. Bunun için mutluluk duyuyorum. Benim yaşımda o enerjiyi duyduğum için Tanrı’ya teşekkür ediyorum.