Bir an gelir tüm melodi değişir

Kültür Sanat Servisi - Lahza, Cenk Erdoğan ile Mehmet İkiz'in müziği doğaçlama temeline oturttukları ve melodi yapısının ağır bastığı projeleri. İki usta ismin bir araya gelerek yarattığı proje Türkiye'nin sınırlarını çoktan aştı, pek çok uluslarası festivalden de davet alarak günümüz caz müziğine damgasını vurdu bile. Şimdi bu iki isim 'trio' olarak sahnedeler. Kenan Doğulu ile birlikte 28 Ocak'ta konser verecekler. Müziğe ilk girdiği günden beri cesur projelerle dinleyicilerinin karşısına çıkan Doğulu bu kez Lahza ile bir araya gelip onlarla birlikte sahnede olacak. Konserin sürprizi bol. Çünkü Lahza, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman demek... Dolayısıyla üç usta isim o ana bir ömürlük müzik sığdıracaklar. Şimdi söz onlarda.

Sizi 28 Ocak’ta Kenan Doğulu ile birlikte Maximum Uniq Hall’da izleyeceğiz. Bu ekip nasıl bir araya geldi, bahsedebilir misiniz?

Cenk Erdoğan: Lahza, Mehmet İkiz ve benim ortak projemiz. Uzun zamandır bir sürü festivalde çalıyoruz. Bu noktada uzun yıllardır müzik sektörünün en önemli figürlerinden birisi olan, şahsen de tanıdığımız ve hayran olduğumuz Kenan Doğulu'ya gittik. Bizimle trio olup çok sevdiğimiz Kenan Doğulu hit’lerini çalmak isteyip istemeyeceğini sorduk. Sağ olsun, bizi kırmadı.

Peki Lahza nedir ve proje nasıl doğdu?

Mehmet İkiz: Lahza, göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre anlamına geliyor. Aslında hayat böyle bir şey. Bu söyleşinin ilk satırları geçmişte kaldı değil mi? Bir mektubun ilk satırı ile son noktası arasında ciddi bir zaman farkı vardır. Biz sahnede dinleyicimize bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Her konser farklı çalıyoruz, çünkü her salon, her dinleyici farklı. Biz neden aynı kalalım?

Nasıl buldunuz birbirinizi? Mehmet İkiz yurt dışında yaşadığı için çalışmalarınızı yürütmek zor olmuyor mu?

Cenk Erdoğan: Mehmet İkiz’i ilk defa üniversite yıllarında Türkiye’ye bir konser için geldiğinde görmüş ve hayran kalmıştım. Yıllar geçtikten sonra onu buldum ve tanıştık. Birlikte konser vermek için sözleştik. Beyoğlu’nda bir caz kulübünde buluşup el sıkışıp hemen konsere çıktık. Sonra da birlikte yaptığımız müziği kaydetmemiz gerektiğine inandık. Yurt dışında yaşadığı için çok sık konser veremiyoruz ancak albüm çalışmaları için genelde benim stüdyoma kapanıp dört gün çalışıyoruz. Sonra bir başka stüdyoya gidip maksimum iki günde tüm müzikleri kaydediyoruz. Kısıtlı zamanlarda üretmek insanı daha yaratıcı kılıyor, biz de bunun avantajını kullanıyoruz.

Konserden bahsedelim biraz. Neler çalacaksınız hep birlikte?

Mehmet İkiz: Kenan Doğulu bestelerini iki kişi çalmak epey zor. Ciddi prodüksiyon içeren müzikler. Lahza’nın müziği ise doğaçlama ağırlıklı. Biz sahnedeki hissiyatımıza göre şekillendiriyoruz müziğimizi. Dolayısıyla konsere gelenler bu hit olmuş parçaların çok farklı yorumlarını dinleyecekler. Repertuvara gelince biz aslında sevdiklerimizi çalıyoruz ve kendimizi bu sefer de Kenan Doğulu’nun söz dünyasına bırakıyoruz.

Kendi müziğiniz dışında neler dinlemekten keyif alıyorsunuz?

Cenk Erdoğan: Kendi müziğimi dinlemekten hoşlanmıyorum. İşin şakası bir yana albümün miksleri biter bitmez kapatıyorum kapağını. Hemen yenilerini planlamak ve bestelemek üzere kolları sıvıyorum. Bir müzisyen olarak farklı türlerden müzikler dinliyorum. Hiçbir sınır koymuyorum kendime. Tek takıldığım nokta o müziğin estetik olarak güzel olup olmadığı. Son zamanlarda samimi çalınmış müzikleri daha çok seviyorum. Samimiyetten kastım içinde hataları olan, gerçek hissettiren müzikler. Öbür türlü dinlediğim müzikten kopuyorum ve heyecanımı kaybediyorum. Bu arada eklemek isterim ki kişilere birden fazla şans vermek çok önemli. Şu kişinin albümü kötü diye o günden sonra yapacağı tüm albümlere etiket yapıştırmak olmaz. Her defasında dinlemek ve ilerlemesini görmek hoşuma gidiyor. İkiz’in de bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum. İşte bu sebepten iyi tınlıyor ve Lahza’dan vazgeçmiyoruz.

Kenan Doğulu: ‘Şarkılarımın yeniden hayat bulması beni heyecanlandırıyor’

“Müzik yolculuğum boyunca şarkılarımın başka şekillerde tekrar yorumlanması fikri her zaman ilgimi çekti. Kariyerimin başlarında buçuklu albümlerle başlayan bu serüven; remix’ler, akustik versiyonlar, caz aranjmanları ve çeşitli janrlarda denemelerle devam etti. Şarkılarımın benimle şekil değiştirmesi ve farklı müzik tarzlarında yeniden hayat bulmaları beni de dinleyicilerimi de keyiflendiriyor. Önceden iyi bildiğimiz bir şarkının hiç duymadığımız bir hâlini, canlı performansın da verdiği keyifle dinlemek, iyi zaman geçirmemize sebep oluyor. Hele ki sahnede Mehmet ve Cenk gibi enstrümanlarında Nirvana’ya ulaşmış ustalar varsa… Yüreklerindeki melodileri ve tınıları ortaya koydukları, etnik müzikle fusion ve cazı harmanlayarak kaydettikleri Lahza projelerini ilk günden beri seviyor ve takip ediyorum. Daha önce farklı projelerde çok güzel işler yaptık ve onlarca konserde birlikte çaldık. Bunlar benim için unutulmaz anlardı. O anları çoğaltmaya karar vererek bu güzel projede bir araya geldik. Özgün sound’u ve keyifli doğaçlamalarıyla Lahza ile aynı sahneyi paylaşıp, yeni bir konseptin ilk konserinde seyircilerimizle tekrar buluşacağımız için çok heyecanlıyım.”