Bir Hollywood macerası

TRÜKLERDEN UZAK BİR POLİSİYE! Üçü de Oğlak Yayınları Maceraperest dizide basıldı. Oğuz, Erez'in maceralarını "Siyah Mavi" ile sürdürdü, şimdi de "Siyah Kırmızı" ile karşımızda. Adeta 'siyah' destekli bir Kieslowski üçlemesi...Yazar ilk kitabını noktalayan erotik bölüme kadar kahramanının cinsiyetini açıklamamıştı. Finalle birlikte, Suat'ın kadın olduğunu öğrenmiştik. Kitabı yeniden okudum da, Suat'ın kadın mı, erkek mi olduğunu son anlara kadar gerçekten başarıyla gizlemiş. "Siyah Beyaz", 1960'lı yıllarda İstanbul'da epeyce kaldıktan sonra şehri apar topar terk etmek zorunda kalan Amerikalı yazar James Baldwin üzerine kurulu bir esrarı ele alıyordu. Suat, İstanbul'da kaybolmuş oğullarını arayan ve Amerikan Konsolosluğu vasıtasıyla kendisiyle temasa geçen Amerikalı bir anne-baba için çalışıyordu. "Siyah Mavi"de ise Birol Oğuz, Akdeniz'de tarihi eser kaçakçılığını ele aldı. Uluslararası bir şebekeyi, masmavi sulardaki sualtı kovalamacasını anlattı; CIA, FBI, NSA ve Casusluk Uydu Sistemi Echelon ile haşır neşir oldu. Onları ilk kez bundan sekiz yıl önce tanıdık: Birol Oğuz ve kahramanı Suat Erez'i. Oğuz, Kaktüs Kahvesi'nin düzenlediği bereketli yarışmaya katılmıştı. "Çıplak Ceset" ile birinci olan Celil Oker ve "Rüzgârsız Şehir" ile Jüri Özel Ödülü'ne layık görülen Cenk Eden'in yanı sıra, "Siyah Beyaz" adlı kitabıyla dikkati çekmiş, takdir kazanmıştı. Kitabın altbaşlığı da "Bir Suat Erez Macerası"ydı. "Siyah Kırmızı"da gene İstanbul'dayız. İlk kitaptan beri süren hasret, hâlâ devam ediyor. Suat, Amerikalı kocası Rob'ın kaçırdığı kızı Alara'yı yıllardır görememiş. İlk kitapta onu görmeyeli üç yıl olmuştu, şimdi hasreti 11 yılı bulmuş. Baba mirası polislik mesleğini icra ederken, NATO'da tanışmıştı Rob ile. Evlendiler, Suat mesleği bırakıp A.B.D.'ye yerleşti. Ama ordu istihbaratında görevli kocası, ilk fırsatta kızıyla birlikte ortadan kayboldu. Mahkeme kararlarına, velayetin Suat'ta olmasına aldırmadan, Alara'yı ondan uzak tuttu. İlk kitapta Amerikan Konsolosu olarak tanıdığımız Carter, kızına kavuşabilmesi için Suat'a yardım ediyor. Üçüncü Suat Erez macerasının baskın esrarı da bu zaten. Suat'ın 11 yıllık hasreti Öte yandan Suat ve arkadaşlarının elinde iki dosya var: Birincisi, bir Türk kızla karısına ihanet eden İskoç lordun meselesi; ikincisi de Türk-Hollywood ortak yapımı "Bellini'nin Günlüğü" filmine sabotaj yapılması. Filmin aynı zamanda yapımcılarından biri de olan yönetmen Mert Yayla, Suat'ı senarist asistanı kisvesinde kendilerine yardımcı olması için ikna ediyor. Ufak tefek olaylar büyüme eğilimi gösteriyor: Bir aktör tehdit edilmiş, bir teknik eleman boğulmak üzereyken kurtarılmış, jeneratör kullanılmaz hale gelmiş, vs.İlk kitaptan beri Birol Oğuz ve Suat Erez'i izleyenler, eski aşinalarla karşılaşacak. Bu arada Suat, Gümüşsuyu'nda kirada oturduğu deniz manzaralı evden, kendine ait bir giriş katına geçmiş. Gene Taksim'e bir top atımı mesafede. Ama sinema seti Topkapı Sarayı'nda. Türk-Hollywood yapımı filmin yapımcıları endişe içinde kıvranırken, Suat filmin yıldızları Leila-Jane ve Nail ile iyi ilişkiler kuruyor. Bu arada, özellikle Nail cana yakın bir karakter. Birol Oğuz'a gelince, kendisi asıl adı Hugh Wyndram Bruel Hawes olan bir İngiliz. 1980 yılında Türkiye'ye yerleşmiş, kolay anlaşılsın diye "Bruel Hawes"u Birol Oğuz yapmış. Hepsi yazmayla ilgili çeşitli işlerde çalışmış. Kendisi aynı zamanda ITN televizyonu ve IRN radyosunun Türkiye temsilcisi. Ben "Siyah Mavi"yi okuyamamıştım. "Siyah Beyaz" ile "Siyah Kırmızı" arasında bir mukayese yapacak olursam, bana ilki daha sürükleyici gibi geliyor. Belki de bu kitapta Suat'ın esas derdi kızına kavuşmak olduğu için. Oğuz yeni dilini iyi öğrenmiş ama, gene birinci kitabın dili bana daha sağlam geliyor. Buna karşın, artık Suat'ın cinsiyeti bizden saklanmaya çalışılmadığı için, onun karakterinin derinliklerine vakıf olabiliyoruz. "Siyah Kırmızı" heyecanlı, aynı zamanda polisiyelerin trüklerinden uzak bir polisiye. Suat Erez ise, bu dalın en ilgi çekici kahramanlarından biri. İngiliz yazar Oğuz