09.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bir varmış bir yokmuş, ırmak tanrısı Peneus’un Defne adında bir kızı varmış. Günlerden bir gün Apollon, Defne’ye abayı yakmış. Defne kaçmış, Apollon kovalamış; sonunda Defne yorgunluktan bitap düşmüş ve Apollon’dan kurtulmak için babasından yardım istemiş. Irmak tanrısı gücünü kullanarak kızını bir defne ağacına dönüştürmüş.
İşte bu olay Antakya’da, Harbiye Çağlayanları’nın olduğu yerde gerçekleşmiş. Harbiye, antik dönemde Daphne diye anılırmış. Romalı zenginler, çağlayanları ve havuzlarıyla ünlü bu yazlık sayfiye yerinde kendilerine villalar yaptırmışlar.
Corelli’den Uçarsu’ya
2006 - 2007 sezonun ilk konseri için İstanbul’dan viyolonselci Dilbağ Tokay ve piyanist Emine Serdaroğlu’nu davet etmişler. İkili 1998’den beri birlikte çalışıyor. Türkiye’de Eskişehir, Adana, İstanbul, Kars, Ayvalık gibi çok farklı kentlerde katıldıkları festivaller dışında, İsveç, Almanya, Fransa ve İtalya’da da konserler veriyorlar.
Antakya’da konser mekânı olarak kullanılan Savon Oteli, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş bir zeytinyağı ve sabun imalathanesi aslında. Geniş bir avluyu çevreleyen binalardan oluşan bu mekân eski kervansarayları da anımsatmıyor değil. Onarılmış, yenilenmiş, sıcak ve zevkli bir ev gibi döşenmiş. Küçük bir kuyruklu piyanoları var. Konserin samimi ve özenli havasından da anlaşılacağı üzere Antakya’nın müziksever çevresi yabana atılacak gibi değil.
Tokay ve Serdaroğlu ikilisi bol çeşitli ve renkli bir program hazırlamışlar bu konser için. Corelli ile başlayıp yolda Mendelssohn, Martinu, Schubert ve Beethoven ile devam edip Hasan Uçarsu ile biten bu müzik yolculuğu kentin kültür düzeyi yüksek ve klasik müziği hem tanıyan hem de seven dinleyicisi tarafından gerçekten coşkuyla karşılandı.
Türkiye’de kaliteli müziğin nabzının sadece büyük kentlerde değil, Akdeniz’in en doğusundaki bu çokkültürlü kentte de attığını görerek, geleceğe ümitle bakabiliriz sanırım.