Deniz Seki’den seyirlik albümDeniz Seki’nin üçüncü albümü "Şeffaf" çıktı. Bu albümle anladık ki Seki’nin kendi şarkılarını yazma konusundaki niyeti ciddiymiş.NAİM DİLMENERİlk albümünü, başta Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe olmak üzere yıldız bestecilerden aldığı şarkılarla oluşturan Deniz Seki, ikinci albümünde hevesmiş gibi görünen bir yola sapmış ve kendi şarkılarını yazmaya kalkışmıştı. Meğer bir heves değilmiş bu, Deniz Seki’nin niyeti ciddiymiş. "Şeffaf" adlı bu albümde, şarkı sözlerinin tamamı Deniz Seki’nin, bestelerin ise iki tanesi hariç (bunlar da Murat Yeter’in) onun.
"Şeffaf", ikinci albümün neredeyse aynısı. Size hiç birbirinden farklı gelmeyen melodiler, şairane sanılmış sözlerle bezeli bir ton şarkı. Deniz Seki, albüm kapağının hemen girişine yerleştirdiği "ben tam gönül çağımda kalbimin tüm şeffaflığıyla ve müziğe olan aşkımla hazırladım bu albümü..." şeklindeki ağdalı sözlerle çok iddialı olduğunu söylemeye çalışsa da, ortaya çıkan şey bunun tam tersini söylüyor. Piyasanın iki büyücü ismi Ozan Çolakoğlu ve Murat Yeter’e; Erdem Sökmen, Erdinç Şenyaylar ve Mustafa Süder gibi sıkı müzisyenlere; Sibel Gürsoy, Yeşim Vatan, Özkan Uğur ve Cihan Okan gibi star vokalistlere rağmen, düz, sıradan ve basit bir albüm bu. Albümün alt yapısında atılmış taklalara, denenmiş yeniliklere rağmen; müzisyen kadrosu, birbirinin içinden çıkıp durmuşa benzeyen şarkıların hiçbirini bir diğerinden ayıramamış. Albüm başlıyor ve kafanıza en ufak bir işaret atmadan bitiyor. Başa alıp duruyorsunuz ve yine bir şey değişmiyor. Deniz Seki’nin, unutulmaz "Dile Kolay"ın etkisinde çok kaldığı görülüyor. Neredeyse her şarkısına, bunun gibi bir şarkı yaratabilmek niyetiyle başlamış Seki ve ancak albümün dördüncü şarkısı olan "Gidelim Buralardan" ile bu emelini kısmen gerçekleştirebilmiş. Bu da çok bir şey sayılmaz, üstelik burada "niyet"i bile ciddiye amak mümkün değil.
Bu şarkılar birer single, birer 45’lik olarak yayınlanabilselerdi, belki iş görebilirlerdi. Her şarkıyı, bir önceki ya da bir sonraki olmadan defalarca dinleyebileceğiniz bir formatta sürülebilselerdi önünüze, içlerinden bir ya da iki tanesini sevip ayrı bir yere koyabilirdiniz. Belki klipler, bunu sağlayabilir. Ama hepsi birbirine benzeyen bir çuval şarkı gerçekten fazla ve lüzumsuz. Ayrıca da israf. Zaman kaybı, para kaybı. Bu kadro ile istense kuş kondurulabilirmiş, Deniz Seki illa her şeyi ben yazacağım demeseymiş eğer.
Albümün tek güzel yanı kapağı. Hem grafik hem de fotoğraflar inanılmaz güzellikte. Nihat Odabaşı, güzelliğinin doruğundaki Deniz Seki’den, albümün adına yaraşır bir sonuç alabilmiş. Dinlemek yerine, seyredebileceğiniz bir albüm bu.
Deniz SekiŞeffaf
Şahin Özer
KÜLTÜR & SANAT