Kültür SanatEminem efsanesi büyüyor

Eminem efsanesi büyüyor

16.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Son albümü "The Eminem Show" ile ödülleri silip süpüren ve ilk filmi "8 Mile / 8 Mil" yakında Türkiye’de gösterime girecek olan Eminem, gündemden düşmek bilmiyor.

Eminem efsanesi büyüyor

Eminem efsanesi büyüyor
Son albümü "The Eminem Show" ile ödülleri silip süpüren ve ilk filmi "8 Mile / 8 Mil" yakında Türkiye’de gösterime girecek olan Eminem, gündemden düşmek bilmiyor.

ORAY EĞİN

ANNESİ, eşcinseller, öz kızı, nefret, ergenlik, tecavüz, karısı, uyuşturucular, arabanın torpidosu, silahlar, dövmeleri, hakaret, hapishane, sokak kavgaları, siyahlar ama en çok da Amerika’yla ilgili bir durum Eminem. O "White America" şarkısının sonunda "Sadece şaka yapıyorum Amerika / Seni sevdiğimi biliyorsun," diyor ve biraz da olsa nefretini açıklamaya çalışıyor. Ne de olsa Yeni Dünya’da Eminem’in nefretinden, nefretini döktüğü öfke dolu şarkı sözlerinden nasibini almayan pek az kurum ve kişi var: Britney Spears’den Lynee Cheney’e kadar farklı dünyalardan farklı insanlar hedef tahtasında.
Öte yandan Amerika onu tartışmaya, bir yandan da çaresizce kabullenmeye çalışıyor. Dünyanın geri kalanından çok Amerika’yı bire bir ilgilendiren bir sorun Eminem. Temas ettiği konular, sorunlar her ne kadar evrensel gençlik sorunları gibi görünse de büyük ölçüde yerel. Onun başarısı, bugüne kadar dolabın içine gömülenleri bu kadar sert dışarı çıkarmasında yatıyor belki de.
Eminem "Bir canavar yarattım," diyor "Without Me" şarkısında. Onun sayesinde rap yapan beyazların sayısında patlama yaşandı, siyahlarla beyazlar arasında adeta bir görev değişimi oldu. Hatta aradaki bağın azaldığını düşünen iyimserler bile var: Eminem ırkçılığa bir çözüm mü olacak? Komedyen Chris Rock, Eminem fenomenini dünyanın tersine dönmesiyle özetliyor: "En iyi rap’çi beyaz ve en iyi golfçü siyah!" Eminem bir dizede 14 heceyi kafiyelemesi özelliğiyle başkalarından bir adım önde olmayı şüphesiz hak ediyor. Ancak kullandığı sözcükler onun yeteneğine öngörüsüz şapka çıkarmamızı, hiç düşünmeden takdir etmemizi biraz olsun engelleyebiliyor. Bir anlamda kendi kendini gölgelediği bile söylenebilir.
Ancak her ne kadar anne babalar endişe duysa da, bu çocuklarının gizliden gizliye ya da gözlerinin önünde Eminem şarkılarına eşlik ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Eminem’in albümünün girmediği evlerde bile neden bahsedildiği, ne söylendiği çok iyi biliniyor. Zaten televizyonlar da sabahtan akşama kadar bu "canavar"ın şarkılarını çalıyor.
Eminem’i yaratan ve şarkılarının ardındaki isim olan Dr. Dre onun bir gün Michael Jackson’dan daha büyük olacağını iddia etmişti. O yolda ilerlediği herhalde artık kuşku götürmez. Hem Michael Jackson’ın kendi kendini yok ettiği bir ortamda yeni mega starlığa ondan daha fazla yakışacak biri yok.

Yılın adamı
"The Eminem Show" oksijen sarısı saçları ve masmavi gözleriyle hayatımızın içine giren çocuğun devleştiği sahne oldu. Bu üçüncü albümü Grammy’leri, Billboard Dergisi’nin "Yılın En İyisi" ödülünü, Rolling Stone’un "Yılın Adamı" payesini getirmenin dışında, onun "reddedilemezliğini" de kanıtladı. Bundan iki üç sene öncesinde Amerikan basını tam karar verememişti: Kliplerini yayınlasalar mı, geri çekseler mi veya çocuklara zararlı mı değil mi, diye düşünüyorlardı. Bu tartışmalar herhangi bir uzlaşma veya çözümle sonuçlanmadan nispeten kesin karar verildi: Eminem’e kayıtsız şartsız teslim olundu.
Belki de kendinden bahsettirmenin en büyülü ve bilinen kuralı işlemiştir. Hani, çıkışta sınırları zorlayıcı ve provokatif olup, zamanla uysallaşmak ve kendi varlığını kabullendirmek. Eminem’in nefreti de buna benziyor. O günümüz gerçeklerini, gençlerin ve kendisinin yaşadığı sorunları (tümevarım) dile getiren bir ‘anlatıcıyı’ oynuyor. Mizojin, homofobik hatta suça yatkın bile olabilir bu anlatıcı ama Marshall Mathers’ın (Eminem’in gerçek adı) da böyle olması gerekmiyordu. Zaten bu yüzden bir canavar yaratmış, adını Eminem veya Slim Shady koymuş ve bütün içindekini ona kusturmuş.

Kızına sansürlü albüm
Evinde oturan Marshall Mathers ise taksitle aldığı Mercedes’iyle mücevher taşımayan, hedef kitlesi gençler gibi beyaz t - shirt’ler, bol pantalonlar giyen bir yalnız adam. Hailie diye bir kızı var, hatta "My Dad’s Gone Crazy" diye bir düet bile yapmışlar. Ama kızına şarkılarının küfürsüz versiyonlarını dinletecek kadar da ahlâkçı. Zaten özellikle son dönem söyleşilerinde sürekli kendini savunuyor ve onu daha başından niye bu kadar ciddiye aldıklarını merak ettiğini söyleyip duruyor.
Oysa annesini, kız arkadaşını öldürmekten bahseden, babasına hakaretler savuran bir adamın ‘şakasına’ yazdığı sözler, bugün 12 yaş grubunun bile bir tür manifestosuna dönüşmüşse durup iki kere düşünmek gerekiyor sanki. "Cleaning Out My Closet" şarkısının girişinde "Sizden hiç nefret edildi ya da ayrımcılığa uğradınız mı?" derken elbette bir kuşağın dertlerine de tercüme oluyor ama şarkının devamında kendi hayatına yaptığı göndermeler, kızından gerçek adıyla bahsetmesi, "73 yılına, milyonlarca CD satmadığım zamanlara dönelim," demesi fazlaca otobiyografik ve fazlaca gerçek geliyor. Şakaya vurulmayacak kadar gerçek...
Ama artık ne önemi var ki? Eminem, patlamayı yaptığı "The Slim Shady LP" albümünün ardından bankaya nakit 19.4 milyon dolar koydu, iki kere tutuklandı, D12 diye bir gruba çok satan bir albüm yaptı, kendi plak şirketini kurdu... V2 plak şirketinin başkanı Dondy Gershon’a göre "Daha 20 yıl hayatımızda kalacak". Details Dergisi ise Eminem’i Beyaz Saray temsilcisi, Google’ın sahipleri, NBC başkanı, Leonardo DiCaprio ve Tiger Woods’un ardından Amerika’nın 17 yaşın altındaki en güçlü ismi seçti. Daha da ilginç olanı, siyahların kültür - müzik dergisi sayılan Vibe onu kapağa taşıyarak masumiyetini ilan etti: "FBI kayıtlarına göre Amerika’da 2000 yılında 90.186 tecavüz ve 15.517 cinayet vakasına rastlandı. Ve Eminem bu suçların hiçbirini işlemedi."

Film patladı
Eminem efsanesinin daha da büyümesine en büyük katkı ise sinema dünyasından geldi. "LA Confidential", "Wonder Boys" gibi prestijli filmlerin yönetmeni Curtis Hanson, kasım ayında vizyona giren "8 Mile" filminde Eminem’in yarı otobiyografik öyküsünü anlatıyor. Başrolde de bizzat Eminem var!
Detroit’te siyahlarla beyazların oturduğu mahalleleri bölen caddeden adını alan "8 Mile" eleştirmenlerce övgüyle karşılandı. Roger Ebert gibi bir muhafazakar bile filmi beğendiğini, hatta Eminem’in oyunculuğunun iyi olduğunu kabul etti. Nitekim film kapalı gişe oynadığı gibi, müziği de piyasaya çıktığı gün 508 bin kopya sattı. Kısa süre içinde bir milyon barajını da aşan albüm Amerika’daki durgun müzik piyasasını hareketlendirmeye yetti. Kısacası, onun yanında yer alan ve ona yatırım yapan kazandı, kazanıyor. n